Regina bu kadar şaşırmalarını garip buldu. Yani sonuçta kendileri becerebiliyorsa o da yapabilirdi.
"Bak, tatlım. O iş o kadar kolay değil. Uzun süre çalışman lazım. Ayrıca şu an ihtiyacımız olan şey sana animagus olmayı öğretmek değil. Buradan bir çıkış yolu bulmak. "
"Peki, bunu sen istedin Black." dedi Regina ve der demez kendi dışındaki herkes hareketsiz kaldı. Bu özelliğini bilen pek yoktu. Zamanı durdurmasını. Ama buradan tek çıkış yolları ne yazık ki buydu.
"Şimdi sizi buradan çıkartayım. Yasak Orman'a gider, orada sizi çözerim. Sonra da yatakhanelere nasıl gireceğimize karar veririz." Bunu dedikten sonra önce Sirius' u sonra da diğerlerini götürdü. Remus'u orada bıraktı. Kişisel sebeplerden değil yanlış anlamayın.
Uzunca bir süre sonra Yasak Orman'daydılar. Eh o kadar kişiyi taşımak kolay olmamıştı. Vardıkları için zamanı tekrar başlattı.
"Hey, Pati. Biz ne ara buraya geldik."
"Ee, az önce geldik ya. Unuttun herhalde. Konuşa konuşa geldik ya o yüzdendir." diyerek geçiştirdi Regina. James de üstelemedi.
"Her neyse Çatalak. Asıl sorunumuz buraya nasıl geldiğimiz değil. Yatakhanemize nasıl gireceğimiz."
"Pati, aslında benim bir fikrim var. Pelerin. Ama o da yatakhanede." James bunu der demez Regina kahkahalarla gülmeye başladı. Sirius ve James dik dik ona bakmaya başladı.
"Hey, öyle bakmayın. Sadece aynı anda nasıl bu kadar zeki ve aptal olabilmen komik geldi Potter."
"Ne zırvalıyorsun sen?"
"Giriş yolumuzu yani pelerini akıl ediyorsun ama yatakhanede olduğunu söylüyorsun. Hiç aklına gelmiyor mu çağırma büyüsü diye bir şey var."
"Haklısın. Ben bunu cidden nasıl düşünemedim?"
"Eh, o kadar da zeki olmadığını anlamalısın Çatalak." dedi Sirius ve James' in daha fazla konuşmamasını sağladı.
"Of,sizi mi bekleyeceğim? Accio Görünmezlik Pelerini." Regina bunu dedikten bir süre sonra pelerin havada onlara doğru süzülüyordu. James pelerini aldı ve hepsi içine girip Hogwarts'a doğru gitmeye başladılar.
Merdivenleri çıkarken Regina sessizliği bozdu:
"Yalnız ufak bir sorunumuz var."
"Yine ne oldu?" diye bıkkınlıkla sordu James.
"Şey, ben Ravenclaw'um ama kendi binamdan insanlarla aram pek iyi değil. Genellikle diğer binadan insanlarla arkadaşım. O yüzden çoğu kişi başka binada olduğumu düşünür. Beni de en kuzeydeki kuleye götürürseniz çok iyi olur."
"Tamam, ilk seni bırakalım sonra da James' le beraber yatakhanemize gideriz."
"Sirius, gitmeden önce sana bir şey sorabilir miyim." diye sordu Regina.
"Tabi istediğini sorabilirsin bebeğim."
Bebeğim lafı için kızmamaya karar verdi Regina. Çünkü soracağı şey daha önemliydi:
"Beni Bağıran Baraka'ya neden getirdin? Arkadaşlarını benim için neden riske attın?"
"Ee, çok güzel bir soru. Aslında ben de emin değilim. Sanırım sana çok güvendim. Kıymetini bil tatlım. Sirius Black herkese güvenmez." Regina bu cevabın yalan olduğunu düşünüyordu ama Ravenclaw kulesine gelmişlerdi. O yüzden üstelemedi ve iyi geceler diyip yatakhaneye gitti. Ravenclaw ortak salonu Gryffindor'unkinin aksine hemen girişte değildi. Girişte bir yol ayrımı vardı ve biri ortak salona biriyse yatakhanelere gidiyordu. Yatakhanelere giden tarafta da bir yol ayrımı vardı. Bu da kızların ve erkeklerin yatakhanesini ayırıyordu. Direkt üstünü değiştirdi ve yatağa yattı. Aslında çok uykusu vardı, yastığa başını koyar koymaz uyuyacağını düşünüyordu ama hiç öyle olmadı.
Uyku yerine gelen şey bugün olanların geniş özeti oldu. Josh'un böyle bir şey yapmasına inanamıyordu. Tamam Emily sürtüğün teki olabilirdi ama asıl Sirius'la beraber olduğunu herkes biliyordu.
Sonra aklına Bağıran Baraka'da olanlar geldi. Remus bir kurtadamdı. Bundan kimseye bahsetmemeye karar verdi. Bir de Sirius vardı. Çocuk resmen ona asılıyordu. Ama çok tatlıydı. Kıvırcık saçları, esprileri, derin bakan gözleri ve neredeyse her zaman gülen dudaklarıyla. Ahh, ne diyorum ben?
Asıl sorun da onu neden götürdüğüydü. Arkadaşlarını onun için riske atmıştı. Sirius' un verdiği cevaba inanmıyordu. Yani inanmak istiyordu ama çok saçmaydı. Hangi insan sırf birine çok güvendi diye ona en yakın arkadaşının sırrını gösterirdi ki? Sadece Remus' u da değil. Muhtemelen yasal animagus değillerdi ve Regina bunu da öğrenmişti.
Bir de şu turnuva vardı. Bugün pazardı. Yarın açıklanacaktı şampiyonlar. Hogwarts' ınki Josh olursa cidden işleri vardı. Aslında bir yandan sevinmeliydi. Yani Sirius sadece bir yumruk atmıştı. Daha beter de yapabilirdi Josh'u. Belki 1 hafya hastane kanadında kalması gerekirdi. Of, niye Josh'u düşünüyordu ki? Canı cehenneme. O bencilin biriydi. Merlin, bunu daha önce nasıl fark edememişti? Yani 5-6 aydır arkadaşlardı. Anlaması gerekirdi. Bu konuyu daha detaylı düşünmeliydi. Ama göz kapakları ona itiraz ettiMedia Regina

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Womaniser(Sirius Black Fanfiction)
FanfictionBir insan bir insanı daha tanımadan nasıl bu kadar sevebilir?Birine nasıl bu kadar güvenebilir? Tanımadığı biri için nasıl arkadaşlarını riske atabilir?