3.Bölüm

492 17 4
                                    

Regina uyandığında çok iyi hissediyordu. Uykusunu almıştı ve bu dün geceki haline bakılırsa mükemmeldi. Pijamalarını çıkarıp açık renk dar bir kot giydi. Üstüne beyaz bol bir tişört ile açık pembe hırka giydi. Aynada kendine baktı.
Fena gözükmüyordu. Aşağı indi. Kuralları boşverip Alice'in yanındaki Longbottom'ı kenara itekleyerek bir yandan kahvaltı edip bir yandan konuşmaya başladı. Her sabah yaptığı şeydi ve şu ana kadar hiçbir profesörden uyarı almamıştı.
O sırada masaya doğru uçan bir demet gül görünce şaşırdı. İlk önce etrafına baktı kime gidecek diye. Sonra kendi önüne konunca cidden şaşırdı. Kırmızı güller. En sevdikleri. Bunu kim nereden bilebilirdi. Nota bakmaya karar verdi:
"Regina, sırf o çocuğun sevgilisiyle bir defa yattım diye benimle olan dostluğunu bitirmeyeceksin öyle değil mi? Eğer bunu yapacak olursan lütfen seni çok sevdiğimi de unutma.
-Josh"
Birden Büyük Salon'daki herkes kahkahaların geldiği yere-Regina'ya- döndü.
"Afedersiniz. Kendini acındırmaya çalışan bir aptaldan gelen komik bir not okudum da." Utanmıştı. Gülmeyi de konuşmayı da kesti.
"Regina, ilk ders bizimle ortak. İstersen Astronomi Kulesi'ne beraber gidelim. Ben kahvaltımı yaptım. "
"Çok isterim. Teleskopları o kocakarının kafasına atmak için sabırsızlanıyorum. Ne de olsa her seferinde kaza sanıyor." İkimiz de gülmeye başladık. Bu kızı seviyordum. Gülerken bir yandan da kuleye çıkmaya başladık. Geldiğimizde içeri girip eşyalarımızı bıraktık.
Kuledeki diğer odadan bir tıkırtı geliyordu. Bu garipti çünkü daha kimse kahvaltısını bitirmemişti.
"Alice, şuradan bir ses geliyor. Bakıp geleceğim." Alice biraz utanmış gibiydi. Bu kızın da sağı solu belli olmuyor diye düşündü Regina.
"Pekala. Ben burada bekliyorum." Tamam anlamında başımı sallayıp odaya gittim. Kapıyı açtığım anda birden bana biri sarılınca kalp krizi geçirmeme ramak kalmıştı. Başımı kaldırdığımda bunun Josh olduğunu gördüm ve Josh'un suratına yediği tokatla sersemlemesi gayet doğal bir durum haline gelmiş oldu.
"Kahvaltıda o kadar gülmem sana cevabını vermedi mi? Sadece o sebepten değil. Senden soğudum ve sana güvenmiyorum. Artık anla. Senin dostun değilim artık ve seni sevmiyorum."
"Bu dediklerin bugün ben şampiyon olduğumda değişecek ama o zaman seni bekleyen bir Josh göremeyeceksin kaltak." Son kelimeyi söylemeyecekti. 1 günde 2 tokat yemek istemiyorsa tabii. Ona yapmayı planladığım şeyi yaptıktan sonra parmaklarımın izi Josh'un yanağında sergileniyordu.
"Bana bir daha öyle bir şey diyecek olursan muhattap olduğun sarışınları bir düşün derim. Çünkü Regina Jones' a öyle diyen insanların çok uzun yaşadıkları pek olmuyor. Haberin olsun." Josh herhalde bu kadar tepki beklemiyordu. Yani beni kızdırmak için söylediği kesindi ama. Her neyse. Kendi kaşındı. Bunları düşünürken odadan hışımla çıktığımın kesinlikle farkında değildim. Zaten farkında olsam Alice ile birlikte yerde yatıyor olmazdık. Durum böyle olunca güldük. Sonra Alice hemen toparlandı.
"Sana ne oldu?" Anlaşılan yüz ifadem bir şeyler olduğunu açıkça belirtmişti. "İçeride Josh'u gördüm." Alice kesinlikle şaşırmış gibi bir tepki vermedi.
"Yaa."
"Dur bir saniye. Saat kaç? "
"10."
"Hani ilk ders ortaktı ve astronomiydi. Beni buraya Josh için getirdin. Neden? Ondan şu anda nefret ettiğimi en iyi sen biliyorsun."
"Üzgünüm ama Josh sen olmayınca benimle de konuşmuyor. Ben de ona bu konuda yardım etmeye karar verdim. Tabi sende keçi inadı olduğunu nasıl unuttum bilmiyorum. Onu seviyorum ve o da beni sadece senin arkadaşın olarak görüyor. Regina afedersin ama bunu kendim için yaptım. Senin Josh'tan nefret etmeni bir kenara bırakıp bir umutla bu oyunu yaptım." Regina duydukları karşısında bugünkü 2. şaşkınlığını yaşamış oldu. Alice onun dostuydu. 3. sınıfın sonundan beri.
"Bana neden söylemedin? Josh'u sevdiğini. Onun en yakın arkadaşı olarak sana yardım edebilirdim."
"Sana neden söyleyim ki? Nasıl olsa Josh'u elde ettikten sonra seninle bir işim kalmayacaktı." Ağzım açık kalmıştı. Bunları nasıl söyleyebilirdi? Olanların ağırlığıyla kendimi dışarıya attım. Bahçede oturmaya karar verdim. Bu halde derse girmeye hiç niyetim yoktu. Aa. Gitmek zorundaydım. Noel Balosu için dans dersi vardı ve şu an hatırladığı gerçek programa göre şu anki dersleri Mcgonnagal'laydı. Bütün binalar birlikte dans dersi alacaktı. Aslında güzel bir şeydi ama bir eşi bile yoktu. Baloya kiminle gideceğini bile bilmiyordu. Aslında bunu şu an için dert etmemesi gerekiyordu çünkü baloya daha 15 gün vardı. Pekala. Çok da uzun bir zaman değil ama bu süre içinde birini bulurdu. Herhalde.Bunları düşünürken sınıfa geldiğini gördü. Geç kalmamıştı çünkü ilk ders zaten kaçtığından ve Mcgonnagal'ın dersi 2'den başladığından çok problem olmamıştı.
"Şimdi herkes bir eş bulsun ve kendini müziğin ritmine bıraksın. İlk olarak vals yapacaksınız. Balonun kuralları gereği. Onun dışında istediğiniz dansları kendiniz çalışabilirsiniz." Bu sözler üzerine erkekler de kızlar da ayaklandı. Herkes kendini birinin kollarına bırakırken Regina da kendini Sirius'un karşısında buldu. İkisi de konuşmadı. Regina ellerini Sirius'un omzuna koyarken onun ellerini de kendi belinde hissetti.
"Bakalım güvendiğim kızlar iyi dans ediyor mu?"
"Ya da köpekler." Bunu alçak sesle ve gülerek söylemişti.
"Göreceğiz, tatlım ama şunu söyleyim:Bir Black'in en iyi yaptığı 2.şey dans etmektir."
"İlk şey ne acaba kendini beğenmiş köpek bey?"
"İstediği kızı elde etmek." dedi ve göz kırptı. Bundan sonra ikimiz de konuşmadık. Kendimizi müziğin ritmine bırakmıştık. Ayrıca ikimiz de çok iyi dans ediyorduk. Sirius beni havada döndürdü ve yanımızdaki çiftle eş değiştirdik. Kim olduklarına dikkat etmemiştim ama yine o ağır erkek parfümü kokusu Regina'yı sarınca Josh olduğunu anladı.
"Yine mi sen? Her yerde karşıma çıkmayı başarmanı sağlayan o mükemmel yeteneğin ne sorabilir miyim?"
"Bak az öncekini ben ayarlamıştım ama bu sefer bana da sürpriz oldu. Güzel bir sürpriz. Nedenini merak ediyorsan muhtemelen Emily yüzündendir. Sizi görmüş olmalı ki beni bu tarafa sürükleyerek dans ediyordu."
"Peki o zaman birkaç saniyeliğine muhattap olmak zorundayız sanırım." Bu Josh'u susturmaya yetmişti. Tekrar eş değişme kısmına gelene kadar konuşmadılar. İki kez daha eş değiştirdiler ve ders bitti. Gryffindorlar KSKS'ye, Slytherinler Kehanet'e, Hufflepuflar İksir'e ve Ravenclawlar da Bitki Bilimi'ne gittiler. Regina'nın en sevmediği derse. Neyse ki günün bitmesine az kalmıştı. Yani alt tarafı 7 saat sonra şampiyonlar açıklanacaktı. Açıkçası her şey Regina'nın düşündüğü gibi oldu. Bitki Bilim'den sonraki bütün dersler- Tılsım ve İksir- ışık hızında geçti ve çok kısa bir zaman sonra- en azından Regina'ya böyle gelmişti- akşam yemeği zamanı gelmişti. Herkes yemeğe gömülürken Regina stresten aç olmadığını hissetti. Aslında bunun problem olmaması gerekirdi ama Josh'un kazanma ihtimali vardı. Boşvermeliydi. Bu düşüncelerle yemeye karar verdi. Tavuk, patates, makarna ve balkabaklı turta tabağında yeller estiğinde Regina doymuş ve Dumbledore kadehi açmaya başlamıştı. Kadeh tamamen gözüktüğünde Dumbledore sıkıcı monoloğuna başlamıştı:
"Bu yılki Üçbüyücü Turnuvası Salı günü başlayacaktır. Güzel bir turnuva olması için...." Regina uyuklamaya başlamıştı. Şampiyonların açıklandığı sırada yanındaki çocuk onu dürttü. Çocuğu tanımıyordu ama içinden ona teşekkür etmeden yapamadı.
"... Beauxbatons Şampiyonu:Clara Delacour. Tebrikler Miss Delacour." Bu sözler üzerine sarı uzun saçlı ama okulun genelinden daha kısa bir kız kalktı, Dumbledore'un elini sıktı ve Salon'un sonundaki bir kapıdan içeri girdi.
"...Durmstrang şampiyonu:Frank Krum. Bravo Mr. Krum." Siyah saçlı ve sert tavırlı gözükmeye çalışan bebek yüzlü bir çocuk da Clara'nın aynısını yaptı ve bu kez daha büyük bir heyecanla Dumbledore'u beklemeye koyuldu herkes.
"...Veeee Hogwarts şampiyonu:Regina Jones. Tebrik ederim Miss Jones." Regina ağzının açık kaldığının farkında değildi. Nasıl olabilirdi ki? Aynı anda Sirius'la bakışları birleşen Regina kendini zorlayarak yürümeye başladı. Bu işin sonunun berbat olacağı belliydi ama...

Media Josh, Alice, Emily(sol Alice;sağ Emily)

Womaniser(Sirius Black Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin