Bismillah
____________________________Mikeyle kısa diyoluğumuzdan sonra motorlara atlayıp önce onların evine-okul kıyafetlerini değiştirmişlerdi- sonra ise bizim eve gelmiştik. Kapıyı açar açmaz evdeki çamaşırları toplamak için fırlayarak salona uçtuğumda yerdeki çamaşırları elime toplayıp toplayıp bir yerlerime sokuşturuyordum. En sonunda çamaşırları kirliye atıp odama geçtiğimde ne giyeceğimi düşündüm.
Chifuyu elbise giyeceğini söylemişti. Bende onunla takım olsun diye elbise giyeceğimi söylemiştim. Üstelik alt katta salonda bir adet acayip iyi gözüken Mikey vardı. Altındaki bol siyah pantolonu, üstündeki beyaz tişörtü ve triko gibi olan deri ceketiyle mükemmel gözüküyordu. Takı olarak ellerine çok sayıda yüzük -ki bu çok hoş gözüküyordu- Boynuna ise bir kaç tane kolye takmıştı.
Ben onun aksine daha açık renkli giyinmek istiyordum. Az sonra Chifuyu odaya gelip benle birlikte kıyafet seçecekti. Kendi kıyafetini seçmişti zaten. Sadece bana göstermemişti.
Kapı çalınca koştur koştur yanına gittim. Kapıyı açıp içeri tabiri caizse bok çuvalı gibi attıktan sonra hemen dengesini sağlayıp elindeki kırıştırmamak için özen gösterdiği elbiseyi üzerine doğru tuttu.
Siyah bir elbiseydi. Eski elbise havası katmak için kolları balon kol cinsindendi. Boyu çok kısa değildi fakat uzun da değildi. En önemlisi Fuyu'ya yakışacak bir elbiseydi. Hafif esmer tenine uygun olan elbiseyi altın takılarla süsleyeceğini anlatıyordu.
Sıra bana geldiğinde dolabımı karıştırmaya başladı. Hızlı olması için onu uyarırken bir elbise çıkarıverdi. Bebek mavisi tonlarında, şirin korseli tatlı bir elbiseydi. Öyle ki aldığımı bile unutmuştum. Üzerime tutulan elbiseyi kavradım. Gözlerime ve beyaz tenime yakışan bir elbiseydi. Siyah saçlarım zaten beyaz tenimi öne çıkarırken bu elbise şirinleştiriyordu. Chifuyu kovup kapımı kilitlerken çekmeceyi açtım.
Tabikide cinsel ilişkiye girmeye niyetim yoktu. Sadece belki bir yakınlaşma olurdu aramızda. Ya ne bileyim, bir öpüşme felan. Hazırlıklı olmak istiyordum. Güzel bir çamaşır takımıyla daha özgüvenli hissedeceğimi biliyordum. Saçma gelebilirdi fakat böyle hissediyordum.
Beyaz transparan gözüken,çiçekleri olan bir iç çamaşırı çıkardım. Oldukça tatlıydı. Çiçeklere takıntım olsa falan gerekti,çünkü neredeyse tüm iç çamaşırlarım çiçekliydi. Beyaz,çiçekli külotu bacaklarımdan geçirirken inşallah başkasına götü kaptırmayız diye düşündüm. Bar ortamıydı sonuçta,olabilecek bir şeydi.
Sütyenide giyinip aynada kendime baktım. Sevmiştim. Beyaz tenimi ortaya çıkarmıyordu,aksine daha beyaz gösteriyordu. Siyah saçlarımı ilgiyi vererek öne çıkartıyordu.
Hızlıca elbiseyi askısından çıkarıp fermuarını geri çektim. Tüy kadar hafif elbisenin içinden bacaklarımı geçirdim. Prenses kollarını omuzlarımdan geçirirken belindeki ipleri sıkılaştırdım. Son olarak fermuarıda çekince tamam olmuştu.
Tahmin ettiğim gibi elbisenin yakasından ve omuzlarından, giydiğim iç çamaşırı gözüküyordu. Böyle tatlı bir elbiseye cinsel tansiyon vermiş olmamı göz ardı ederek giyeceğim ayakkabıları düşünmeye başladım,bu sırada dudağıma hafif ruj sürüyordum. Sanırım nık e blazer giyecektim. Böyle bir elbiseyi sporlaştıracaktı fakat bence daha ateşli yapacaktı. Hızlıca odamdan çıkıp Chifuyu'nun odasıan yöneldiğimde giyinme işinin bittiğini gördüm. Kısa bir beni süzdükten sonra beğeniyle dudaklarını büktü.
"Kanka şuan sana ben bile kaldırabilirim. Tanrım iç çamaşırı harika gözüküyor!"utana sıkıla hareket ederken cevap verdim.
"Teşekkürler. Harika gözüküyorsun" etrafında bir tür döndükten sonra ayakkabı olarak convers giyeceğini söyledi. Başımla onaylayıp doğru karar dediğimde merdivenlerden Arin gözüktü. Emo gibi giyinmişti. Siyah kısa tırnaklar,bol yeşilimsi mavimsi bir tişört,Yırtık bol pantolon, tek kolundaki file eldiveni ve boğazındaki siyah chokerı. Gözlerinin altına çektiği hafif dağıttığı siyah kalemi söylemezsem ayıp olurdu. Çok güzel gözüküyordu. Bu tarz herkese yakışmazdı fakat Arine pek bir yakışıyordu. Gülümseyip inmeye başladığımızda aşağıdan kahkaha sesleri geliyordu. Ayakkabılığa çoktan yönelmiş Arin siyah conversini giymek için eline alırken salona adımladı.
Ne konuştuklarını anlamamıştım fakat gülme sesleri durmuştu. Gelen adım sesleri ile kapıya yöneleceklerini anlamıştım. Merdivenlerin son basamağını inip kapının yakınındaki ayakkabı dolabını açtım. İçinden bahsettiğim ayakkabıyı alırken üstümde hissettiğim bir çift gözün konuşmasını bekledim. Konuşmadı.
Ayakkabılarımın bağcıklarını bağlamak için merdivene yaslandığımda eteğimin arkasının açılmadığına emin oldum, iki güzel gözükeceğim diye frikik vermek... yok olmaz.
İpleri çapraz geçirerek deliklere soktum,sonra tekrar çapraz ve sonra tekrar... en nihayetinde bitirip havalı olmasına dua edeceğim bir şekilde durdum.
"Ben hazırım, hadi çıkalım"
Elindeki ruju çevirerek bana bakan mikey yanıma adımladı. Dudaklarını ısırarak gülümsemesini saklamaya çalışsada bakışlarımı oraya yönlendirmekten başka halta yaramıyordu. "Ruj sürmemişsin, ah! Şansa bak elimde bir ruj var. Kırmızı hemde. İstersen sürebilirsin. "
Gözlerimi hafif kısarak yaptığı imayı göz ardı ettim. " Sevgilinin rujudur o. Malum ondan başka kimse böyle bir şey yazmaz" tripli olmasını umduğum bakışlarımı yememişti.
"Ya~, neyse ona geri veririm. Pahalıya benziyor. " Pahalı zaten. Ona verdiğim parayı duysan bırak kızmayı, camında bırakırsın o yazılanları.
"Ha gerçekten sevgilin yani? Anladım. Anladım ben. " nokta koyduğum sesim gittikçe gerilirken neredeyse önümde kahkaha atacaktı. Şerefsiz.
"Bu rujun sahibi konusunda bir kaç fikrim var. Fakat eğer Yuta'nınsa emin ol çöpe atacağım ." Hala sırıtıyor gıcık.
"Yuta'nın değilse ne yapacaksın?"
"Sahibine vereceğim."
"Sana iyi şanslar."
"Şansa fazlasıyla ihtiyacım var anlaşılan. " dedi ve gitti.
Neyse, bende bari havalı bir çıkış yapayımda, rezil olmayayım.
Şerefsiz benden önce çıkmasaydı daha havalı olurduk.
Neyse, onun arkasına gelene kadar koşarım. Sonra ise havalı bir şekilde yürüyerek önüne geçerim. Tam o anda raconu basarım.
Oldu bu iş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mitake
FanfictionHizmetçi kafede çalışan Takemichi ve onu çalışırken gören Mikey. ~Yuu