Mitake

Yok Bişey

Şimdi direk konuya giriyorum;DURUM KRİTİĞİ YAPIYORUZ

Evet,yaklaşık 3 ders önce yaşanan olumsuz durum hava koşullarını büyük bir ölçüyle etkiledi.Mikeyle aramızda olan soğuk rüzgarlar,tamamen bendeniz,ana karakteriniz tarafından yapılmaktadır.Olumsuz hava koşulu Mikey kendini açıklayana kadar bitmeyecektir.Tabi bu esnada kızıl saçlı armadingolara dikkat edilecektir.

Dahası şu ana kadar yanımıza Chifuyu'nun eşi olan Baji den başka kişi yanımıza uğramamış bulunmaktadır.Bu gidişle Mikeye zeplinle pankart açılacaktır.

Yalnız sunucunuz olan benim hava durumunda kestiremediği şeyler vardır.İlk önce olarak Mikeyin sevgilisi olması.Bu şıkkı çok önceden bilimsel araştırmalar ile yok etmiş bulunmaktayız.Ergen beynim sadece ve sadece kıskanmış olduğunu düşünüyor,çünkü o anda kakucho ile kırıtmış bulunuyordum.Eğer bir kıskanma olayı ise üstüne daha fazla gidilecekti çünkü hoşuma gidiyordu.Benden bir olgunluk beklemeyin şu aralar.Ben yalnızca bir ergenim.Hava durumu bu günlük sunar.

Evet olayı nasıl açıkladım ama?biliyorum çok özgün cümleler.
Öte yandan bakarsak eve gitmemize son ders kala hala bir kıpırtı yoktu.Tek beklediğim biraz peşimden koşmasıydı ama o da olmamıştı.Eğer olsaydı ergen egom kalkardı.Şuan ise kukuman kuşu gibi yerimde pinekleyerek maid kafeye uğramalarını diliyordum.Çünkü gerçekten şüphelenmeye başlamıştım

Farklı bir açıdan bakarsak ben onun şüphelenecek kadar yakını değildim.kendi kendime gelin güvey oluyordum.Ne de olsa altın çocuk.Pekalada playboy olabilir.Fakat bilmediği bir şey var,bende playboy olabilirim

Tabi uke hali!

Böyle konuştuğuma bakmayın,tamamen saçmalıyorum.Yoksa playboy olacak kadar da düşmedim.Bildiğiniz pezoluk bu.Böyle bir şeyi kendime yapılmasına bile kaldıramazken başkasına nasıl yapabilirdim ki?Eğer Mikey gerçekten sadece oynuyorsa daha gençliğimin baharındayım diyip hayatıma devam ederdim-tabi biraz(!)ağlayarak-

Ne yapacağım ne yapacağım diye düşünürken zil çaldı.Bende artık ne okula dayanabildiğim için,nede öğleden sonraki fizik dersini dinleyeceğim için okuldan kaçmak için çantamı koluma astım.Chifuyu'ya çıkacağımı haber verip onunda gelip gelmeyeceğini sordum.Hayır dedi:(

Üçüncü katın merdivenlerinin başından teker teker inip-asansörü kullanmak yasak-okulun arka bahçesinin duvarına geldim.Çantamı içindeki kırmızı ruju kırılmasın diye çıkardıktan sonra duvarın öteki tarafına atıverdim.Tek kalan benim atlamamdı.Bir elimi betonun öbür tarafına diğer elimide omuz hizamda yanına koyduktan sonra çevik bir şekilde atladım.Duvarın öbür tarafında rujuma hasar kontrol yaptıktan sonra açıp dudağıma azıcık değdirdim.Kırmızı ruj taşıyordum fakat tam anlamıyla sürmüyordum.Birazcık değdirip yayıyordum.

Dudağımdaki kırmızılığı iyice yayarken gözüm kaldırımın kenarındaki motorlara kaydı.Nereden tanıdık olduğunu anlamaya çalışmak için motora doğru adınladım.Siyah ve üstünde neon şeritler olan mükemmel motorun etrafında bir tur attıktan sonra motoru bereden tanıdığımı anladım.Mikeyin motoru!

Tabi bulmuşum böyle fırsatı,kaçırır mıyım?asla!Ne yapabileceğimi düşünürken gözüm elimdeki Chifuyuyla aldığımız güzelim kırmızı ruja kaydı.Ne de olsa ev bunlardan dolu diye düşünerek elim titreye titreye açtım kapağını.Anlık gelen özgüvenle motorun aynasına bir kalp çizdim rujla.Kırmızı kalp o kadar sempatik duruyordu ki..Tabi Mikeyin hoşuna gider mi bilinmez.Neyse çok yormayayım kafamı diyerekten motorun önündeki küçük cama kaydım,dudağıma ruju güzelce sürerek öpücükler bırakmaya başladım.Geri dönüp eserime baktığımda kahkahayı bastım motorun öpücüklü camına.Son olarakta camın kenarına "keşke cam yerine seni öpebilseydim"yazıp rujumun haline baktım.Oldukça ufalanmış,yapısı bozulmuş ve toz olmuş ruja bakarken içim acısada artık bununla bir bok yapamam diyip Mikeyin koltuğunun üstüne bıraktım.Saate baktığımda çıkışa on dakika kaldığı için koştura koştura kafeye ilerledim.Hızlıcana yürürken Mikeyin öpücüklü motorunun camıyla çekindiğim fotoğrafa bakmayıda ihmal etmiyordum