"Oppa, burada tek başına ne yapıyorsun?"
Changbin kafeteryada Felix'i beklerken içi içini yiyordu. İlk başta gıcık kaptığı çocuğun şimdi içinde sebepsiz bir heyecanla yanına gelmesini bekliyordu. Çok saçmaydı. Ancak içtikleri o gün garip bir hal almaya başlamıştı hisleri. Çocuğun söylediği sözler hala kafasında dolanıyordu ki başında dikilen kızla bunlar yarıda kalmıştı.
"Arkadaşımı bekliyorum."
Kısa bir cevap verip kestirip atmıştı. Herkesle kaynaşabilen türden birisi değildi. Olmamıştı da. Felix de demişti, egoist herifin tekiydi. Bunu biliyordu. Bundan zevk alıyordu ancak sarışın çocuğun kendisini böyle görmesi hoşuna gitmemişti. O istisnaydı. Diğerleri ise umurunda değildi.
"Ben de oturayım beraber bekleyelim."
Kız yanındaki sandalyeyi çekip oturduğunda Changbin kaşlarını çatmıştı. İnsanların bu yüzsüzlüğü onu sinir ediyordu. Bir şey demek için ağzını açmıştı ancak diğer yanındaki sandalyenin çekilmesiyle bakışları oraya dönmüştü. Felixti.
"Aa, Felix?"
Kız konuştuğunda Felix de onunla aynı şekilde şaşırarak tepki vermişti.
"Tzuyu?"
İkili Changbin'i unutmuş sarılarak selamlaştıklarında yan yana oturmuşlar ve konuşmaya başlamışlardı.
"Uzun zaman oldu be, nerelerdesin?"
Felix sorduğunda Tzuyu gülerek onun omzuna vurmuştu.
"Ya aşkım o kadar fazla şey oldu ki, ne zamandır görüşmüyoruz anlatmam lazım."
İkili konuşmaya devam ederken duydukları öksürük sesiyle kendilerine gelmişlerdi. Başlar Changbin'e döndüğünde Felix onun sinirinin bozulduğuna emin olduğu için gülmüştü. Changbin bununla birlikte derin bir nefes verirken kollarını önünde bağlamıştı.
"Ay, Changbin sen bilmiyosun."
Tzuyu konuştuğunda Changbin'in bakışları Felixteydi. Felix ona gülümseyerek bakarken kendisi de istemsizce gülümsemiş ve Tzuyu'nun anlattıklarını dinlemişti. Eskiden arkadaş olduklarını sonra lisede ayrıldıklarını tekrar üniversitede karşılaştıklarını ama pek göreşemediklerini anlatmışlardı. Changbin bunu dinlerken aslında çok da önemli görmemişti ancak sarışın hakkında bir bilgi edinmek kendisini mutlu etmişti.
"Siz nereden tanışıyorsunuz?"
Tzuyu'nun sorduğu soruyla ikili birbirine bakarken Felix konuya girmişti.
"Ondan not istedim, umurunda olmadı. Biliyosun,"
Felix göz devirirken Tzuyu gülmüştü. Changbin'in ününü bilmeyen yoktu. Changbin mahçup bir şekilde güldüğünde başını öne eğmişti.
"Şaka bir yana hallettik sanırım."
"Hallettik."
Changbin Felix'in sözüne atladığında Felix gülümsemişti. Bir süre daha üçlü olarak sohbet ettiklerinde Tzuyu işi olduğunu sonra tekrar görüşmek istediğini söyleyerek yanlarından ayrılmıştı.
"Kahve alayım."
Changbin ayaklandığında Felix de onunla birlikte kalkmıştı. Birlikte kahve almaya gittiklerinde hesabı Changbin ödemişti. Felix itiraz etse de Changbin onu dinlememişti. Zaten aklında olan da buydu. Hesabı kendi ödemek istiyordu.
"O kadar iyisin kıığğğğ."
Felix onun kahve alıp kendisine vermesiyle şakayla karışık tepki vermişti. Changbin onun bu tepkisini tatlı bulurken tekrardan masalarına geçip oturmuşlardı. Felix karşısındaki bedene bakarken kahvesini yudumluyordu.
