Kaç saattir burada oturduğumu bilmiyordum. Serhat ve bu kadın hala iş hakkında konuşuyordu. Dediklerini pek umursamıyordum tek istediğim bu kadının bana yardım etmesi. Kadın kadına yardım eder değil mi? Çünkü ben bu halde olan başka bir kadın görsem hiç düşünmeden ona yardım ederdim. Belki ileride gücüm yeterse bir vakıf kurardım benim durumumda olan kadınlara yardım ederdim...
Ama bunları yapabilmem için burdan kurtulmam gerekiyordu. Ben bunları düşünmeye devam ederken Azade konuşmaya başladı. "Lavabo nerede acaba?" Sorduğu soruyla sevinçle yüzüne baktım bu onu yalnız yakalayıp yardım istemem için büyük bir fırsattı ve bu fırsatı asla kaçıramazdım hemen lafa atladım ve "Ben gösteririm size lavabonun nerede olduğunu" deyip ayağa kalktığımda o da ayağa kalkmıştı. Ben önden o arkadan ilerlerken birinci kattaki lavaboya götürdüm onu.
Kapıyı açıp içeri girdiğinde kapıyı tutup kapatmasını engelledim ve bende içeri girdim.
Ne yaptığımı anlamaz bir şekilde yüzüme bakıyordu son kez kafamı kapıdan çıkarıp dışarı baktım. Bu manyak beni kadınlardan bile kıskanıyordu sırf çalışan kadınlardan birinin saçına dokundum diye kadının saçlarını kesmişti.
Kimse olmadığını anladığımda kapıyı kapatıp kitledim ve arkamı dönüp Azadeye baktım."Bakın hanımefendi bana yardım etmeniz gerek o aşağıdaki manyak en sonunda beni öldürecek yanında birşey belli etmemeye çalıştım ama lütfen bana yardım edin sizde bir kadınsınız oğlumu ve beni burdan kurtarın lütfen." En fazla yirmi yedi yaşında gözüken bu kadın yüzünde hiç bir mimik oynatmadan "Çıkar mısın?" dediğinde şok olmuş bir şekilde yüzüne baktım. Hiç mi insafı yoktu bu kadının? Bahçıvan bile beni burdan kurtarmaya çalışmıştı ama bu kadın bana hiç bir yardımda bulunmuyordu.
Ben şok olmuş bir şekilde yüzüne bakarken o konuşmaya devam etti. "Kocanız sizin psikolojinizin yerinde olmadığını söylediğinde inanmamıştım ama haklıymış sanırım size yardım etmeyeceğim çünkü bu dediklerinize inanmıyorum bu ülkenin polisi var polise git benden sana yardım gelmez." Ağzım açık bir şekilde dediklerini dinledim. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Hiç mi görmedi kapatmaya çalıştığım yaralarımı, o manyağın bana olan bakışlarını. Kendimi daha fazla tutamadım gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı bile.
"Kaç kez kaçmayı denedim ama başaramadım ne zaman kaçsam beni bodruma kitler günlerce çıkarmaz bakın lütfen hanımefendi bu ülkeden gitmem gerek. Bu adamdan kurtulmam gerek lütfen yardım edin bana hiç mi vicdanınız yok sizin." son söylediklerimden sonra üzerime adımladı kapıyla onun arasında kalmıştım gözlerim dolu dolu yüzüne bakarken kulağıma eyilip konuşmaya başladı.
"Vicdanlı birine benzediğimi düşünmemiştim. Benden sana yardım gelmez. Eğer o adam gerçekten sana öyle şeyler yapıyorsa benim yanımda daha kötülerini yaşarsın duydun mu beni? Şimdi çık dışarı halletmem gereken bir işim var." lafını bitirdiğinde kaşlarımı çatıp omuzlarından ittim onu kapıyı açıp dışarı çıktım ve üst kattaki lavabolardan birine girip yüzümü yıkadım.
Ellerimi lavaboya yaslayıp aynadan kendime baktım artık kendimi tanıyamıyordum. Yirmi dört yaşında geldiğim bu evin cehennemden bir farkı yoktu sekiz yıldır bu işkenceye katlanmaya çalışıyordum. Oğlum için, Emirim için o manyak adam bana işkence ettiğinde sessiz olmaya çalışıyordum. O daha yedi yaşındaydı böyle şeyleri görmemeliydi.
Benim ve oğlumun sonu ölüm olmasın diye hep savaşacağıma söz verdim. Ben o manyak adamın elinde ölmemek için söz verdim. Ne olursa, olsun buradan çıkacaktım artık otuz iki yaşına gelmiştim ve bir anneydim. Kendim için yapmasam bile oğlum için yapacaktım. Emirim için dimdik ayakta duracaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçtiğimiz Hayatlar
Чиклитiki kadının arasında geçen bir hikaye olacak yani eğer homofobikseniz hadi yavrum hadi git ve son olarakta Sen Anlat Karadenizden ilham alarak yazdım bir kaç bişey eğer dizideki olaylara benzerse anlayın diye diyorum(diziyi izlemedim sadece konusun...