4- Davetiye

33 2 0
                                    

Dolabımda ki, bütün kıyafetleri yatağın üzerine sermiştim. Sabah uyanır uyanmaz Serhatın akşama hazır olmamı söylemesi üzerine şuan bu haldeydim. Sinir krizi geçirmeme ramak kalmıştı.

Ve onun işten dönmesine bir saat kalmıştı. O yüzden daha fazla vakit kaybetmeden gece mavisi ince askılı dizlerimin hemen altında biten yırtmaçlı bir elbise aldım elime.

Giyeceğim elbiseyi yatağın yanındaki koltuğun üzerine bıraktım ve yatağın üzerindeki tüm kıyafetleri dolaba geri koydum.

Makyaj masama doğru ilerleyip saçlarımı yapmaya başladım. Çokta birşey yapmama gerek yoktu saçlarımı fönleyip dalgalı yaptım ve açık bıraktım.

Ardından makyajımı yapmaya başladım gerekli şeyleri yaptıktan sonra kırmızı rujumu sürdüm ve artık tamamen hazırdım.

Ayağa kalktım çoktan seçtiğim siyah topuklu ayakkabıyı alıp giyinmeye başladım ayakkabıları giyinip ayağa kalktıp ve aynaya doğru adımlayıp kendime baktım. Seçtiğim elbise yakışmıştı. Dar bir elbiseydi yırtmaçlı kısımları hariç.

Son olarak çantam kalmıştı ayakkabılarımla aynı renk siyah bir çanta aldım ve omzuma taktığım sırada kapı açıldı ve içeri Serhat girdi. Her zaman ki, gibi siyah bir takım giyinmişti. Hemen bir göz gezdirip bakışlarımı çektim ondan.

Daha fazla ona bakarsam kusardım çünkü iğrenç bir insandı o. Yine yaptıklarını hatırlamıştım onun yaptığı şeylere sessiz kaldığım her güne lanet ettim.

Yanıma yaklaştı ve arkamda durdu aynadan bana bakıyordu. Elini belime atıp yüzüme eğilip öpmeye çalıştığında geri çekildim ve "Gidelim artık geç kalacağız." dedim. Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.

Gözlerini açtığında sinirlendiğini anlamıştım. "Eve geldiğimizde konuşalım." deyip kapıya adımladı.
Bende arkasından gitmeye başladım. Kapıyı açıp dışarı çıktığında bende arkasından ilerliyordum.

Sonunda evden çıktığımızda Serhatın siyah arabasına binip yola çıktık. Emir bizle gelmiyordu çünkü ders çalışması gerekiyordu. Serhat bu konularda fazlasıyla katıydı.

Arabada ilerlerken sadece camdan dışarıyı izliyordum. Bir kez bile dönüp ona bakmadım ama onun bana baktığından emindim. Bir zamanlar sevgiyle baktığım adama şimdi iğrentiyle bakıyordum. Sevgiyle kucakladığım adamdan şimdi kaçmaya çalışıyordum. Bunun tek sorumlusu Serhatin kendisiydi.

Beni ondan kaçmaya mahkum eden kendisiydi ve bir gün ondan kurtulduğumda yeni bir hayata başlayacağıma söz verdim. Otuz iki yaşına gelmiştim ve bundan sonra daha farklı bir hayat yaşamaya söz verdim. Hem kendime, hem oğluma, hem de kaybettiğim o yıllara.

Küllerimden yeniden doğacaktım bir kadın olarak gururumu ayaklar altına aldığım yetmişti artık.

Ben camdan dışarı bakıp düşüncelere dalmışken araba durdu ve Serhatın "Geldik." demesiyle arabadan dışarı çıktım.

Serhat arabayı valeye verip yanıma gelip eline belime attığında sakin olmaya çalışarak ellerimi sıktım. Bu ufacık dokunuzu miğdemi bulandırmıştı sekiz yıl önceki Aslı olsaydı şuan heyecandan bayılırdı ama şimdi ki, Aslının miğdesi bulanıyordu.

İçeri girdiğimizde büyük bir salonla karşılaştık. Çok lüks bir yerdi burası. Bir birinden şık bir sürü iş insanı vardı burada. Serhatın dediğine göre çok önemli bir iş insanı düzenlemişti bu partiyi.

Pek parti denemezdi bir birini parasıyla ezmeye çalışan zengin züppelerdi. Hepsi paraları olmasa bir hiçtiler. Gerçi şuanda hepsi bir hiç ama sadece paraları olduğu için saygı görüyorlar.

Vazgeçtiğimiz HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin