Minho jisungun odasında oturmuş elindeki kalemi çevirmekle meşguldü. Jisung ise elindeki hasta dosyalarıyla uğraşıyordu. Bıkkınlıkla nefesini verdi ve elindeki dosyayı masaya bıraktı. Minho kafasını kaldırıp doktora baktı masaja ihtiyacı olduğunu düşünüp ayağı kalktı ve doktorun arkasına geçip omuzlarına masaj yapmaya başladı. Jisung hissettiği rahatlamayla gözlerini kapatttı. Biraz sonra minho eğilip jisungun kulağına fısıldadı.
"Dinlen biraz doktor"
Jisung huylanmış ve değişik hissetmişti. Kafasını sesin geldiği yöne doğru çevirince minhoyla burun buruna geldi. Aralarında uzun bir bakışma geçti. Minho aklına gelen şeyle sırıtıp elini doktorum yanağına koydu ve okşadı. Jisungun anında yanakları kızarırken boğazını temizleyip geri çekilde ve ayağa kalktı. Telaşla konuştu.
"Şey ya işim vardı benim evet evet işim vardı sen kal burda beş dakikaya gelirim ben çoksa sıcak oldu anlamadımki"
Güldü minho. Doktoru masayla vücudunun arasına sıkıştırıp üstüne eğildi. Gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Ne o etkileniyor musun benden doktor"
Kafasını yana çevirip yeri izlemeye başladı jisung. Etkileniyor muydu. Hayır sadece erkeklere ilgi duyuyordu ve minhoda yakışıklı biriydi yanağını okşadığı için utanmıştı bu kadar.
"Hayır canım ne alaka"
Jisungun çenesini nazikçe tutarak yüzünü tekrar kendine çevirdi minho.
"Hmm öyle olsun doktor git sen bekliyorum"
Eski yerine geri oturdu ve sırıtmaya başladı. Jisung kızarmış yanaklarıyla fazlasıyla tatlı gelmişti minhonun gözüne. Tanıştıkları ilk günden beri doktorun güzel olduğunu düşünüyordu zaten ama yakından yüzü daha güzel gelmişti.
Jisung utançla çıktı odadan ve doktorlar için ayrılan tuvalete girdi. Kapıyı kapatıp aynanın karşısına geçti. Yanaklarında pembeliği görünce kafasına vurdu. Cidden bu kadar kızarmış olamazdı. Musluğu açıp suyu avuçlarının içine aldı ve yüzünü yıkamaya başladı. Peçeteyle yüzünü silip tekrar aynaya baktı. Beynindeki düşünceler susmuyordu. Neden bu kadar utanmıştı başka biri yapsa çıldırırdı izin almadan dokunduğu için.
Şimdilik kafasındaki düşünceleri bir kenara koymayı tercih etti. Odaya geri dönüp minhonun geçmişi hakkında bir şeyler öğrenmesi gerekiyordu. Lavabodan çıkıp odasına geri döndü ve yerine oturdu.
"Minho konuşalım mı biraz"
"Ne hakkında doktor"
"Geçirdiğin kriz hakkında"
"Hayır doktor-"
"Konuşucağız dediysem konuşucağız minho"Jisungun sert çıkan sesine karşı sustu minho.
"Kamera kayıtlarına baktım hastalıklısın derken neyden bahsediyorlardı"
"İki şeyden doktor ikincisi umrumda değil ama birincisi sinirlendiriyor beni"
"Anlat"
"Gayim ben doktor kızlara ilgi duymuyorum erkekler ilgimi çekiyor çocukken fark ettim kızlar hiç dikkatimi çekmez onun yerine erkeklere karşı kalbim hızlı atardı benim sonra biri kullandı beni o şekilde okuldakiler gay olduğumu öğrendi ve bana hastalıklı demeye başladılar"
"Peki ya birincisi"
"Şizofrenim ben doktor hastalıklıyım"
"Hayır kendine öyle deme"Cevap verme gereğinde bile bulunmadı minho. Doktorda onun hasta biri olduğunu biliyordu ama onu rahatlatmak için yalana başvuruyordu. O bunları düşünürken tekrar konuştu doktor.
"Pısırık olayı ne"
"Bakma böyle yapılı sert gözüktüğüne doktor küçükken korkağın tekiydim ben zorbalık görür sesimi çıkarmazdım üst sınıflar yapmadıklarını bırakmazlardı beni hep sıkıştırdıkları bir duvar vardı oradayken hep aynı cümleyi kurarlardı bizim pısırıkta gelmiş eğlence çıktı"Duraksadı minho beyninin içini işgal eden sesleri kovmaya çalıştı o günler aklına gelmeye başladı. Onu bir iple sandalyeye bağlamışlardı. Önce biraz hırpalamış sonra başından aşağı yeni pişmiş sıcak yemekleri dökmüşlerdi. Bir koluna keskin aletlerle kesikler atarken diğer koluna son sıcaklıktaki düzleştiriciyi basmışlardı. Gözlerini açmaya çalıştı ama açamadı kızıl olan. Kafasındaki sesler kesinlikle susmuyordu. Biri kulağına onu hastalıklı biri olduğunu fısıldıyor diğeri onunla alay ediyordu. Başka bir yerden çocukluk çığlıkları yükseliyordu.
"Özür dilerim lütfen zarar vermeyin"
Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı minhonun eliyle kafasına vuruyordu. Jisung hemen yerinden kalkıp minhonun yanına geldi. Ellerini durdurup ona sarıldı. Kulağına rahatlatıcı kelimeler fısıldamaya başladı.
"Minho sakin ol ben yanındayım kimse sana zarar veremez"
"Özür dilerim özür dilerim doktor yemin ederim ben yapmadım söz bir daha olmayacak lütfen yapmayın"Daha fazla dayanamadı jisung kalkıp sakinleştirici iğnelerden birini aldı ve minhoya yaptı. Çok geçmeden sakinleştiricin etkisiyle kafasını jisungun omzuna yaslayarak uyuyakaldı minho.
Jisung derin düşüncelere daldı. Minhoyu bu hale ailesi ve cevresindeki insanlar getirmişti. Küçücük bir çocuğun hayatını mahvetmişlerdi ve o küçük çocuk büyüyememişti. Büyüdüğünü düşündüğünde sorunlarını kendisi halletmeye çalışmıştı ama bu onu dahada dibe çekmişti. Bataklıktan çıkamayacak hale gelmişti minho mahvolmuştu birinin onu çıkartmasını bekliyordu gücü kalmamıştı. Şimdi jisung onu bataklıktan çıkarmak için uğraşıcaktı.
Selammm okuma sayısı çok düşük oy sayısı dahada düşük lütfen oy verinn. Kontrol etmeden atıyorum yazım yanlışlarını takmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afternoon / minsung
FanfictionGözlerimi yine aynı beyaz tavana açtım tek fark doktorumdu kısık gözlerle beni izleyen doktorum yaka kartından adına baktım Han Jisung...