oy verip yorum yapmayı unutmayın!
days of our lives : hayatımızın günleri
-
DAYS OF OUR LIVESUzun süredir yalnız başına yaşayan Jungkook'un hayattaki tek amacı yaşamaktı. Bazen o bile değildi aslında. Jungkook, evinin giderleri için bi' çizgi roman dükkanında çalışan sıradan ve hayatı oldukça monoton geçen yalnız bir gençti.
Normal günlerden farklı olarak Jungkook, o gün ek olarak bir davette garson olarak çalışmak üzere yola koyulmuştu. Böyle işleri çok nadir bulurdu. Geç kalırsa daveti veren zengin alımlı ev hanımı veya zengin eşi ona güzel bir azar çekerdi, olabildiğince hızlı gidiyordu bu yüzden Jungkook.
Newyork'da iki odalı bi' apartman dairesinde kalan Jungkook, başarılı bir üniversite öğrencisiydi. Hayatında yaşadığı değişiklikler onu tükenmişlikle karşı karşıya bırakırken ağır depresyon ve nice psikolojik sorun ardından okulu dondurup basit bir hayat yaşamaya başlamıştı. Konuştuğu kimse yoktu, telefonuna her sabah binlerce arama gelmezdi, geç saatlerde kimse merak edip "Eve vardın mı, yemek yedin mi?" diye aramazdı. Bunun tek sorumlusu kendisiydi aslına bakarsanız.
2019 yılında her şeyden çok sevdiği sevgilisi Kim Taehyung ile ilişkisi bitince ailesi, arkadaşları ve o kadar emek verip kazandığı okulu dahil her şeyden soyutlamıştı kendini. Ayrılık sebeplerini de ikili dışında kimse bilmiyordu zaten. Bundan sonra herkesten uzaklaştığı için şu anda da yapayalnız biriydi.
Hayatı oldukça sıradan ve normal olan Jungkook için bu gecelik bir şeyler değişmişti. Gittiği davetin sahibi olan kadın, Taehyung'un Kore'de yaşayan kız kardeşiydi. Jungkook onu tanımıştı, elbette ki Sakura da Jungkook'u tanımıştı ama birbirlerine kaçamak bakış atmak dışında bir şey yapmamışlardı. Jungkook, Taehyung'un da burada olduğunu düşünmüştü o an, kardeşinin daveti sonuçta...
"Jungkook."
Elindeki çeşitli kokteyl dolu tepsiye dikkat ederekten yanından ismini zikrederek geçen kadına odaklanmıştı. Onu takip etmesi gerektiğini anladığında hızlıca kadına doğru ilerlerken elindeki tepsiden içecek alanlara da dikkat ediyordu. Kızı takip ede ede evin bilmem kaçıncı katına gelmişti. Gözleri karanlık ve büyük odada aranırken bir anda aydınlanan salonda, şık kıyafetleri ve güzel görünümüyle karşısında belirtmişti Sakura.
"Sorun mu var efendim?" demişti Jungkook. "Bana efendim demene gerek yok," elini Jungkook'un eline uzatıp "abi." diye cümlesinin bitirince derin bir nefes almıştı Jungkook. "Çalışanım sadece." diyerek karşılık verince göz deviren kıza sadece şaşkın bir ifade ile bakıyordu. Kız derince nefes alıp "Senden neden hiç haber alamadık?" deyince Jungkook gergin bir şekilde elinde yuvarladığı tepsi ile geri geri adım atmış ve "Gitsem iyi olur, o da buradaysa hem-hem," terlemeye başlarken geriye doğru gitmeye devam ediyordu. "O da buradadır, b...beni görmek istemez." demişti.
Sakura bilmediğini anlayınca geri geri gitmeye devam eden gergin çocuğa, "O öldü. " demişti soğukkanlılıkla. Merdivenlerin ucunda duran Jungkook, sanki oraya çivilenmiş gibiydi. Sakura, yüzü bembeyaz olan adama yavaşça yaklaşırken korku içindeydi. "Bu yaz oldu, Namjoon öldürdü. " dedi. Jungkook, asla kıpırdamıyor ve bir şey demiyordu. Taehyung ölmüş müydü?
"Düşeceksin, durma orada lütfen. "
Sakura'yı duymuyordu bile. Söylemesi gereken asıl şeyin bu olmadığını ve zamanının kalmadığını fark eden Sakura, merdivenin yanında duran çizgi romanı eline alıp Jungkook'a uzattı. "Biliyorsun değil mi bunu? Çalıştığın dükkanda olmalı..." demişti. Soğuk terler döken Jungkook, karşısındaki kıza ve elindeki çizgi romana bakmakla yetişmişti. Ne alaka diyordu içten içe, bu duyduklarım üzerine saçmalamanın sırası mı diyordu.
"Kurtar herkesi Jungkook, lütfen bunu yap."
Son kez bunları diyen Sakura, çocuğun ellerine zorla sıkıştırdığı çizgi romanla beraber merdivenlerden itmişti Jungkook'u , şaşırmaya bile vakti olmayan adamın sadece saniyeler içinde gözlerini farklı bir odada açmıştı.
Jungkook için o an hayatın tadı 2018 gibi geliyordu, aynı sessizde olmamasına rağmen hiç bildirim gelmeyen telefonunun o an bin türlü ses ile kulak patlatması gibi farklıydı her şey.
Elindeki 2024'e ait olan çizgi roman dışında...
Devam edecek...
-
MERHABAAAAA
Bu fici çok heyecanla paylaşıyorum çünkü bu fikir ilk aklıma geldiğinde çok fazla elim ayağım birbirine girdi ÇOK HEYECAN YAPTIMM
Konudan bahsedelim birazzz
Days Of Our Lives, yani Hayatımızın Günleri, monoton bir hayat yaşayan ve yalnızlık çeken Jeongguk'un sebebi belirsiz bir şekilde bir anda geçmişe gitmesiyle başlar. Geçmişe giden Jeongguk'un hayatından günleri ve bugüne nasıl geldiğini gerek mizahi bir şekilde gerek dramatik ve gerilim tarzı bir şekilde okuyacaksınız
Ek olarak, bu fic Tokyo Revengers isimli animeden esinlenilmiştir. Konu ondan farklı olsa da geçmişe gitme ve Takemitchi tadında bir Jeongguk okuyacaksınız.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, bu bir bölüm değildi. Fragman gibi düşünülebilir.
🍁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Days Of Our Lives | Taekook
FanfictionNew York'da yalnız yaşayan Jeongguk, bir sabah uyandığında hayatın tadı 2018 gibidir. Aynı telefonuna gelen mesajlar gibi... zamanda yolculuk ✨️ ︎!!! Tokyo Revengers'dan esinlenilmiştir !!! • düz yazı ağırlıklı texting • Fantastik / Mizah / Dram / G...