3 - Revenge

613 52 16
                                    

Arkadaşlar bölüm isimleri de önemliymiş biliyor musunuz?

Bir gün daha boş ve gergin geçmişti. En azından Jeon Jungkook için. Yine birilerine öfkelenmiş, haddinden belki daha az küfür ederek onları özgürlüğe ulaştırmıştı. Sonsuza kadar.

Günün yorgunluğunu atmak üzere odasındaki banyoya ilerlemiş, adamlarının banyosuna izinsiz girmek gibi bir risk almayacağını bildiği için kapısını kilitlememişti.

Tabii öncesinde, odasının köşesinde söylediği gibi duran porselene kısa bir bakış atmış ve öyle ilerlemişti banyosuna.

Suyunu ayarlamakla uğraştığı dakikalarda, içeriden gelen cam kırılma seslerine benzer sesler duymuştu. İlk başka epeyce korksa da daha sonrasında odasında normal olmayan, aptal bir porselen olduğunu hatırlamasıyla duşuna kaldığı yerden devam etmişti.

Yüzünü musluklara vererek aldığı duş sonunda bittiğinde, arkasını dönerek duşakabinden çıkmıştı. Derin bir iç çekmiş ve vücudundan akan su damlarının fayansa düşmesine izin vermişti.

Havluluktan bir havlu alarak gelişigüzel beline sarmış, omzuna attığı bir diğer havlu ile saçlarını kurularken odasına doğru adımlamıştı.

Karanlık köşede duran porselen hâlâ oradaydı. Odasının ışığını açmak gibi bir tenezzülde bulunmadı. Belki de sadece karanlıkta görünmeyeceğinden rahattı.

Farkında olmadan hızlıca giyinme odasına ilerlemiş ve dolabının çekmecesinden bir baksır alarak giymişti. Uyuyacağı için eşofman dolabına ilerlemiş, belindeki havluyu puf benche bırakarak yalnızlığının verdiği rahatlıkla dolabının kapağını açmıştı.

Alt gözdeki askıda duran kıyafetlerin arasında gördüğü beyazlık dikkatini çektiğinde, hemen eşofmanını altına geçirmiş ve elinde tuttuğu tişörtü tek omzuna atarak oraya doğru eğilmişti. Askıdakileri araladığında Jungkook, dolabında porselenden bir kol görmeyi asla beklemiyordu.

İlk baş biraz korksa ve şaşırsa da dolabındaki kolu alarak yatak odasına koşar adımlarla ilerlemişti. Derhal ışığı açmış ve odanın köşesindeki porselen bebeğe yaklaşmıştı.

"Sen... sen ciddi misin? Bu neden orada!?"

Hiçbir cevap alamadığında - ki buna şaşırmamıştı. - kolu sakince yere bırakmıştı. Hayır, artık onu oraya monte edecek birisi de yoktu. Ya da yenisini yapacak.

Bu yüzden sakin kalmaya çalışarak yatağına ilerlemiş ve yorganının içine girerek uyumaya çalışmıştı. Fakat saniyeler sonra arkasından gelen kıkırdamalar bunu iyice imkansız kılmıştı.

"Neden gülüyorsun?"

Pozisyonunu bozmadan söylediği şeyin cevabı tabii ki de yine anlamsız kıkırdamalardı.

Jungkook, odanın köşesindeki porseleni umursamamaya çalışarak gözlerini kapatmış ve çok kısa bir süre sonra uykuya dalmaya başlamıştı. Bilinci kapanmak üzereyken zemine düşen ağır bir cismin sesi ile yerinden hoplamış, yatakta doğrulmuştu.

Karanlıkta göreceğini umarak yerde duran aynı boyuttaki iki porselen cisme gözlerini kısarak dikkatle bakmıştı ama düşen şeyin ne olduğunu anlayınca gergince ah'lamıştı.

"Ahh! Neden bana bunu yapıyorsun? Ciddiyim, hiç komik değilsin aptal şey."

Zemindeki iki kolu da düşürdüğü gibi geri takmasını söyleyerek yerine yatmıştı. Gözlerini kapattığı anda gözünün önüne gelen tek görüntü saniyeler önce baktığı porselen bebeğin karanlık köşede resmen parlayan gülümsemesiydi.

Ve kabul etmeliydi ki, dişleri şu ana kadar ilişkiye girdiği tüm kadınlardan daha parlak, dudakları ise daha dolgun, gülümsemesi ise daha güzeldi. Kıkırdaması bir melodi gibiydi. Fakat şu anda içinde bulundukları an tüm bu kusursuzluklarını korkunç kılıyordu.

Jungkook, vücudu kaskatı kesilmişken sabah beline sarılan kollarla uyanacağını bilmeden uykuya dalmıştı.

Jungkook, yerinde rahatsızca hareketlenmiş ve karnı üzerinde hissettiği ağırlık ile oraya baktı. Sütten daha beyaz bir kol öylece arkasından beline sarılmıştı. Uyanmaya başladığı anda tişörtü içerisinden sızan el sakince karın kaslarını okşamıştı.

Şu ana kadar ilişkiye girdiği kimse beyaz tenli değildi. Bu yüzden geçmişinden birisinin olabileceğine ihtimal vermemişti.

Kendisine sarılan bedene dönerken karnını geçip göğsünü okşayan eli hissetmemeye çalıştı. Bir yandan ise porselen bebeğin durduğu köşeye bakmıştı.

Boştu ve yerde dün gece düşen kollarının izi dahi yoktu.

"Günaydın aşkım~ İyi uyudun mu sevgilim?"

Ben az önce ne yazdım lan.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HIS BABYDOLL | +18 |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin