~Yaşamalısın Elis daha zamanı değil
Hemen pes mi ediceksin intikamını almadın. Hani anneni bulacaktın? Seni terk eden anneni bulacaktın...
Uyan! Uyan!~"Uyandı, baba uyandı!" Abim yanımda elimi tutuyordu babamın sesini duymak bana kendimi iyi hissettirmişti "Güzel kızım, sonunda uyandın." Diyerek sarıldı. Doktor geldi ve beni muayene etmeye başladı. "Erken uyandınız Elis Hanım biraz daha uyulmalısınız." Dediğinde biraz garipsedim çünkü nedem bi doktor böyle birşey söylesin ki? "Ne demek erken uyandınız uyanmamam mı gerekiyordu?" Doktor olayı toparlamaya çalışırken içeri bi anda polisler geldi ve benimle konuşmak istediklerini söylediler. "Elis hanım sizinle-" polisin sözünü kesen Atlas olmuştu"O p*ç kurusunu da zor yakalarsınız buraya onu soruşturmak için gelmediniz mi?" Diyerek polislere laf attığında Atlas'a dik dik baktım ne demek istemişti?
"Nasıl yani ne demek istiyorsun?" Diyerek bi polislere bir de Atlas'a baktığım da "Bizde sizinle bunu konuşmaya gelmiştik Elis Hanım." Atlas konuşmaya daldı ve "Neyini konuşacaksınız elinizden kaçırdınız adamı hem Elis'in hayatını riske attınız hemde çevremizi!" Atlas korumacı biri idi kendisi çocukluğumdan beri yakın bi arkadaşım olur oda motorcuydu arkadaşlığımızda motorlar sayesinde başlamıştı...
"Nasıl kaçtı mı? Bir sürü polisin olmasına rağmen mi?" Sinirlenmiştim kendimi kasıyordum bu yüzden karnım acıyordu."Merak etmeyin Elis Hanım o suçlu kısa süre içinde yakalanacak. Geçmiş olsun!" Der ve giderler.
Ne fiyasko ama...
Hastanede yaklaşık 2 gün kaldıktan sonra taburcu olmuştum."Haftada bir gelin sargıyı yenileyelim," diyen hemşireyle kısa bir bakışmamız olmuştu gözlerini abimin üzerinden alamamıştı. Bu komikti. Abim,"Olur geliriz." dedi ve hastane masraflarını ödemek için gitti. Atlas yanıma geldi ve kulağıma eğildi "Bora seninle görüşmek istiyormuş" dedi göz kırparak, bi yandan sırıtıyo bi yandan da bana onu anlatıyordu "Saçmalama Atlas benim canım burnumda sen buluşma ayarlamaya çalışıyorsun!"
"Elis hadi abicim eve gidyoruz." Hazırlanmıştım ve eve gitmek için can atıyordum. "Bu ölüm kokan yerden gittiğimiz için çok mutluyum."Kendimi bildim bileli hastanelerden nefret etmişimdir, annem beni bi hastanede terk etmişti.Babam da o hastanede can vermişti . Onu unutmaya çalıştım ama olmadı annemi bulmam gerekiyordu. Babamın ölüm sebebini bizim üstümüze attığı için bizi neden suçladığını bilmem gerekiyordu.Bunu bana neden yaptığını, neden bizi terk ettiğini öğrenmem gerekiyordu. Ve en büyük ip ucu odamda ki gizli bi dolaptı annem bizi terk etmeden önce bana şunları söyledi;
"Odan da ki dolabı hatırlıyor musun?"
"Evet anne ne oldu ki?"
"O dolabı kendini tehlikede hissettiğinde aç o sana doğru yolu gösterecek tamam mı, sana güvenebilir miyim?"
"Elbette anne." Bana sarılmıştı ve "Seni seviyorum kızım." Diyerek çıkışa doğru gitmişti. O tehlikeli an bu an mıydı?
bu yüzden ve tramvalarım nedeniyle eve gitmeye can atıyordum. Annemin bu olayda bi ilgisi olabildiğini düşünmeye başlamıştım çünkü benim boğazıma bıçak dayayan adam kulağım şunları fısıldamıştı;
"Acaba annen seni şu an görse bunların sebebi olduğu için üzülür müydü?" Diyerek geri çekilmişti, artık annemin bu işte parmağı olduğuna emindim, ya da kendimi kandırıyordum. Psikolojik bi destek almam gerektiğini düşünmemeye başladım. Eve gelmiştik yemek yedim ve odama çıktım, direkt yattım ve uyudum. Sabah olmuştu güneşin yeni doğduğu gibi uyandım elimi yüzümü yıkadıktan sonra ilk iş olarak o dolabı aramaya başladım. Biz abim ile eski evimizde yaşıyorduk,babam yani üvey babam kendi evinde karısı ile yaşıyordu..
Dolabı aramaya koyuldum dolapları geri çekmeye çalışıyordum ama karnımdaki acı ve yaram buna izin vermiyordu canım çok yanıyordu.
"Elis! Napıyorsun sen?" Bağırarak odama giren Atlas'a döndüm ve tatlı bi gülümseme ile "Hiç, sadece dolabımı arı- yani dolapların yerini değiştiriyorum." Sırıtarak Atlas'a bakıyordum "Yaralı halinle mi?" Bunu bu halimle yapmayı bende istemezdim tabiki ama naparsın annem de bu olayın içinde bi kere girdik kaçış yok.. "Evet!" Diye yanıtladım "O zaman yardım ediyim en iyisi yoksa sargın açılacak.." yanıma geldi ve dolabı ittirmeye başladı "Y-yok, gerek yok ben iyileştikten sonra kendim yaparım" gülümseyerek ona bakıyordum ve bu olayda bi gariplik olduğunu anladı. Bana dik dik baktığında arkamı dönüp odamdam dışarı çıkarak salona indim.
Abim ve arkadaşları mutfakta yemek yapıyor ve çok eğleniyorlardı. Beni gördüklerinde bana dönerek "Şampiyon Laviii!!" Bağırarak yanıma geldiler ve abim boynuma bi madalyon taktı
"Bu ne?" dedim madalyonu göstererek. Abimin en yakın arkadaşı olan Anıl abi; "Kraliçemizin 1.lik ödülü" diyerek yanağımı sıktı abim elimi tutup, "Leydimisss.." diyerek beni masaya götürdü. "Vay sen bana kahvaltı mı hazırlardın?" abi şaşırmış gibi bana baktı "A A, ama ayıp oluyo abicim cık cık cık!" Herkes kahakalara boğuldu ve hep birlikte hakvaltı yaptık. Kısa bi sürede iyileşmem lazımdı yoksa bu olay unutulacak ve ört pas edilecekti...
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Yarışı
Mystery / ThrillerMotor yarışları ile bilinen Elis Akça abisi Emir Akça ile birlikte motor yarışlarına katılıyorlardı. Büyük bir şirketin CEO'su olan babası ile yaşıyordu. Annesi onu terk ettiğinden beri hayat ona çok acımasız davranıyordu en yakın arkadaşını bir mot...