M.K.Atatürk, kayıp kıta Mu'yu Türklerin Orta Asya dan önceki yurtları olduğunu düşünüyordu "Türklerin Orta Asya'dan önceki ilk yurtlarını" aramak için, 1934 yılında Tahsin Bey'i Meksika Büyükelçiliği'ne atadı. Tahsin Bey'in gizli görevi Türklerle eski Amerikan halkları arasındaki ilişkiyi araştırmaktı.
Kayıp mum kıtasıyla ilgili araştırmalar yapmış en ünlü ve en üretken yazar. Bu mesele hakkında birkaç kitap kaleme almış olan albay James churchward'tır.
Konuyu ele almış ilk yazar ise 1800'lerin sonlarında Fransız antikacı gezgin ve yazar olan Augustus Le Plongeon dur. Plongeon Mu kıtası, kraliçe mu ve mısır sıfenksiyle ilgili 1896 yılında yayınladığı yazısında ilk kez mayaların eski mısırlılardan çok daha eski bir uygarlık olup köklerinin atlantis ile eşit olan ve volkanik bir patlamayla tahrip olmuş olan kayıp bir uygarlığa dayandığın iddia etmişti. Bu iddiasına da yukatan bölgesinde ki antik kalıntılar arasında bulduğu maya dilinde yazılmış bazı yazılara dayanarak ileri sürmüştü.
Daha ziyade bir ada olarak tasvir edilen atlantis'in aksine Mu Plongeon göre üzerinde çok ileri bir uygarlığın yaşadığı ve uzun zaman önce Pasifik okyanusu suları altında kalmış bir kıtaydı.
Felaketten kurtulanlar dünyanın 4 bir yanına dağılmış. Bir kısmı amerika'nın güneyine yerleşerek maya uygarlığını kurmuş. Kraliçe mu nun önderliğindeki bir diğer kesim ise eski mısır uygarlığının temellerini atmıştı.Ancak yıllar sonra Plongeon'nun bizzat çevirdiğini iddia ettiği tabletlerin daha önceden hatalı çevrilmiş olan troyan kodexleri veya Madrid kodexleri denilen kodexlere dayandığı ortaya çıktı.
Tabletleri Plongeon önce çevirmeye çalışan Charles Etienne Brasseur De Bourbourg çok sınırlı bir başarı elde etmişti.
Bu arada korkunç bir doğa felaketi sonucu okyanusun dibine giden büyük kıtanın ismini ilk kez Mu olarak çeviren de bu adamdır.
Bourbourg daha sonra troya'nin yazıtları olarak bilinen ve bugün londra'daki british müzesinde korunan çevrilerinde şu çarpıcı sözler yer alıyor.Altıncı kaan yılının sak ayının 11. Mululuk günü 13 çuana kadar kesintisiz süren korkunç depremler başladı. Toprakları tepeli ülke benim ülkem kurban oldu, 2 defa yerinden oynadı. Sonra bir gecede derinliklerde patlayan alevler işliğinde sarsıla sarsıla okyanusun altına doğru çökmeye başladı.
Bu sırada derinliklerdeki sıkışmalar kıtanın farklı yerlerinden yükselmelere ve çökmelere neden oluyordu. Sonunda yüzey dayanamadı ve 10 ülke parçalanarak dağıldı.
Bu kitabın yazılmasından 8060 yıl önce 64.000.000 nüfusuyla birlikte battı.
Ispanya'daki Madrid ulusal müzesinde bulunan kortex yasası adlı belgede ise şöyle yazıyor.
Güneş batımından hemen sonra homen kudretli elleriyle yeri sallamaya başladı. Tepeler ülkesi Mu bir gecede battı.
Bir diğerinde homen denizler ülkesi Mu yu bir gecede batırdı der.
Antik yunanlı filozof platon da timaios kitabında Mudan bahseder.Buna göre Mu ülkesinde 10 halk yaşardı.Bu arada bazı kayıtlarda Mu kıtasının ismi pasifida olarak geçer.
Muhtemelen Plongeon Mu'un sırlarına karşı merakını kamçılayan insan da Bourbourg. Bourbourg kayıp uygarlıklar dışında spiritüalizmle de ilgileniyordu. Karısı ise spiritüel ayinlerin devamlı müdavimlerinden biriydi.
Plongeon 1908 yılında vefat ettiğinde bayrağı ingiliz yazar, mühendis ve mucit olan James churchward devraldı. O da Plongeon gibi okültizm ve spiritülizm tutkunuydu. Hatta eski kültürlerden semboller okumak için doğa üstü bir yeteneği olduğuna inanıyordu.Churchward, 19. Yüzyılın doksanlı yıllarında Plongeon ve eşi ilede görüşmüş.
Peki kimdir bu James Churchward. James 27 Şubat 1850 ingiltere'de doğdu büyük bir ailede yetişti. 4 erkek ve 4 kız kardeşi vardı. James askeri bir görev için birkaç yıllığına hindistan'a gitti.
Hayatının bu dönemi hakkında çok az şey biliniyor. Bildiğimiz şeylerden biri hindistan'dayken Jamesin kendisine çok eski ve ölü bir yazıyı öğreten bir rahitle arkadaş olduğudur. Iddiaya göre bu rahip yeryüzünde nagamaya denilen bu dili okuyabilen 3 kişiden biriydi. Çok sayıda tablet üzerine yazılmış olan bu metni rahip bir kilisede James e göstermişti. Tabletlerde ne yazıldığını kimse bilmiyordu. Yalnız kuşaktan kuşağa aktarılan bir söylentiye göre bu kadim ki tabletlerde çok uzak bir geçmişlerde.
Binlerce yıl önce gerçekleşmiş hazin bir olaydan bahsediliyordu.
O dönemler hindistan'a memur olarak atanan ingiliz subayların evlerine çok sayıda değerli eşyalarla döndükleri bilinir. Bu nedenle bir varsayıma göre bu hikaye pek de Albayın Anlattığı gibi toz pembe değildi.
Muhtemelen ingiliz süvariler manastırı yağmalamıştır. Komutanları ise diğer şeylerle birlikte askerlerin gözünde herhangi bir değeri olmayan kil tabletleri de yanına almıştı.
Gerçeği şu anda bilemeyiz. Bu yüzden biz yine de Jamesin kendi anlatımları üzerinden devam edeceğiz.
Daha sonra kendi iddiasına göre yazılarında hakkında richie yani bilge diye bahsettiği bu rahip bu dili kendisine üretmiş ve o da bu tabletler haricinde öyle ya naylon tarafından meksika'da bulunan 2005 ten fazla kil tablet üzerindeki yazıları da okuyarak hepsini bir araya toplamıştı.
Akıl hocasının yardımıyla James hindu ismin sembolizminden sonra meditasyona da hakim oldu.
Antik tapınak yazıtlarını deşifre etmeye başladı. Daha sonra richie ona kilisede saklanan çok eski kil tabletlerden bahsettiğinde James onları göstermesi için ikna etti. Tabletlerdeki sembolik imgeler ve metinler ingilizleri o kadar çok ilgilendiriyorduki, James onları da deşifre etmeye karar verdi. Birkaç ay çalıştıktan sonra James bunu hocasının yardımıyla başardı.
Tabletlerde dünyanın ve insanlığın kökeni ve ortaya çıkışıyla ilgili bilgiler yer alıyor. Tüm bunların Mu adlı bir kıtada başladığı yazıyordu.
Her fırsatı kullanarak James çok sayıda hint tapınağını ziyaret etti. Mu Kıtası ve insanlığın kadim tarihi hakkında yeni bilgiler edinmeye başladı. Hindistan'dan ayrıldıktan sonra James bir dizi ülkeyi ziyaret etti. Tarihi jeolojik, arkeolojik araştırmalar yaptı.
Mu kıtası ve bu uygarlık la ilgili bulduğu tüm kaynakları okudu. zengin bir adam olan James, Tibet, Orta asya, Burma, Mısır, Avustralya ve Pasifik adalarını ziyaret etti ve neredeyse tüm servetini yok olan uygarlığın izlerini bulmak için harcadı.
Amerika'da 2 antik ahşap pano setinin sahibi olan amatör arkeolog William ile bir araya geldi. William 1921 23 yılları arasında meksika'da 2005 yüzün üzerinde tablet bulmuştu. Bu ahşap tabletleri dikkatli bir şekilde inceleyen James, hint tapınağındaki tabletlerden tanıdık olan işaretleri buldu.
Böylece bu tabletleri de deşifre ettiğini anlatan yazar. Pasifik okyanusu'nun kayıp kıtası ve sakinlerinin ölümüyle ilgili yeni bilgiler elde ettiğini yazdı.
Ayrıca bu tabletler 1924 yılında carnegie enstitüsünden doktor morli tarafından da incelenmiştir. Doktor morli incelemeleri sonucu bunların kesinlikle orijinal olduklarını ve şimdiye dek bilinen hiçbir uygarlığa ait olmadıklarını, tümüyle bilinmeyen bir uygarlığa ait olduklarını söylemiştir.
Albay James sri lanka'daki çay tarlalarında çay işine girmeye yönelik başarısız bir girişimin ardından ABD ye taşındı. Orada Plongeon Mu kıtası hakkındaki eserleri ile ilgilenmeye başladı. Bu süre boyunca birleşik devletlerde metaloji mühendisliği yaptı. Deniz Kuvvetleri için yeni nesil bir zırh çeliği dahil birçok icadın patentini aldı.
Bir albay olarak ordudan emekli olduktan sonra ise 10 yıldan daha uzun zamanını bu kil tabletleri deşifre etmeye adadı ve kısmen de başardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANDORANIN KARA KUTUSU
Mystery / ThrillerKıyamet, gizemli olaylar , hayatı sorgulama.