Beş

565 49 13
                                    

Ferdi & Ceren

Ferdi: Nerdesin kızım sen?

Ceren: Bizimkilerleyim

Ferdi: Sizinkiler?

Ceren: Bebeğim
Ceren: Doğukan, Tuğba, Mert, Akif işte

Ferdi: E Akif boşta kalmış
Ferdi: Ben geleyim de o da beni siksin yazık çocuğa

Ceren: Ferdi ne diyorsun amk

Ferdi: Bu kadar erkek ne diyorum amk Ceren
Ferdi: Doğukan lavuğu da orada bak yine deli olacağım gece gece
Ferdi: Az önce bana o arkadaşın olacak it yazdı nispet yapar gibi
Ferdi: Dayak yiyecek benden haberi yok

Ceren: Doğukan tersine gelmezsen iyi çocuktur
Ceren: Dalga geçmiş senle çok ciddiye alma

Ferdi: Bana o çocuğu savunma Ceren
Ferdi: Niye haber vermedin dışarı çıkarken he?

Ceren: Aynı dershanedeyiz ya Ferdi
Ceren: Test çözerken bir hava alalım dedik
Ceren: Ne bu tavırlar ya?
Ceren: Flörtken böyle değildin sen amk takıntılı falan mısın?

Ferdi: Aynen takıntılıyım, delirdim
Ferdi: Kalk Tuğba'nın yanına geç Doğukan ile yan yana durma
Ferdi: Hızlı

Ceren: Tuğba Mert ile oturuyor, sevgili onlar
Ceren: Kaldıramam çocuğu

Ferdi: Sen kimlesin?

Ceren: Doğukan

Ferdi: Harbi Akif boştaymış
Ferdi: Geleyim de siksin

Ceren: Doğukan bu da sikilmeye ne meraklıymış diyor

Ferdi: Okuyor mu o it mesajları?

Ceren: Herkes test çözerken seninle mesajlaştığım için gördü

Ferdi: Tüm keyfimi kaçırdı oevladı
Ferdi: İyi siz test çözün napayım amk
Ferdi: Hadi sonra konuşuruz

Ceren: Tamam canım benim
Ceren: Sen de çöz bak
Ceren: Doğukan görmüş deneme sonuçlarını tyt'de kötü yapmışsın
Ceren: Çalışsın diyor 

Ferdi: Siktirsin
Ferdi: Anasının amını çalışacağım ben onun

görüldü ✔️✔️

Ceren mesajıma görüldü attığında sinirlenerek telefonu masamın kenarındaki yatağıma doğru fırlattım, hemen ardından uzunca oflamış ve masamdaki nescafe bardağına uzanmıştım.

"Kodumun Doğukan'ı..."

Kendi kendime söylenirken kahvemden büyük bir yudum aldım, soğumuştu zaten. Kupayı tekrar masaya bırakmamın ardından kurşun kalemimi alıp geri önümdeki test kitabına döndüm.

Odaklanamıyordum doğru dürüst. Ceren ve Doğukan çok sinirimi bozuyordu. Aynı zamanda üzüyordu beni. Onları beraber gördükçe canım sıkılıyordu. Doğukan itine iyi bir ders vermek istiyordum.

O sıra çalan kapımla bakışlarım önümdeki soruadan odamın kapısına çevrildi, annem girmişti içeri. Beni gördüğünde gözleri ışıldarcasıns gülümsedi. Pek masa başında görmezdi beni.

"Oy koca danam benim, ders mi çalışıyordum oğlum? Getireyim mi sana bir meyve tabağı?"

Annem masama kadar gelip boş kupa bardağını aldı eline, dudaklarını alnıma bastırıp saçımı okşadığında kırgın bir nefes aldım.

İyi bir yer kazanmamı çok istiyorlardı. Annem ve babam. İt kopuğun tekiydim. Doğru dürüst ders bile çalışmazken böyle arada iki soru çözmem bile onları mutlu ediyordu.

Hayırlı bir evlat değildim.

"Olur anne."

"Bir kahve daha ister misın?"

"Yok, çok içtim bugün."

Annem başını salladı, odadan çıkmadan önce ekledi. "Baban deneme sonucunu görmüş, mesaj atmış okul. Sinirlendi baya. Ferdi ders çalışıyor dedim mi sakinleşir ama, yeter ki sen çabala kınalı kuzum benim."

"Sağ ol anne."

"Annen kurban olsun sana. Haydi Allah zihin açıklığı versin."

Annem son konuşmasının ardından odadan çıkıp kapıyı çektiğinde arkama yaslandım sandalyemde, masamdaki kalemi geri elime alırken önümdeki tyt matematik kitabıyla bakışmıştım.

Bir sik anlamıyordum.

Bir süreliğine Doğukan'ı düşünmekten vazgeçerek önümdeki sorularla cebelleştim. Belki bir şeyler başarırdım en sonunda.

LAVUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin