"O kadar işçinin içine o tokat hem onurumu hemde gururumu çok kırdı çok ağırdı tokatı atıktan sonra o tokatın şiddeti ile toprağa düştüm anlım kanamaya başladı "
Benle Avşin ablamda hemen saçlarını yüzünden çekerek anlına baktık
çok derin bı kesik vardı ama bizim ablama yapabileceğimiz tek şey bir pasuman birde gözyaşı dökmekti
Hepimizin bir sorunu vardı belki hayat herkes için böyleydi ama bizim yaşadıklarımız kadar ağırmıydı
acaba işte ablamda bu ağırlığa dayanamı daha fazla babamın ona bu sözleri
Ablamı Şervan Hatimoğlu ile evlenmeye mecbur etmişti
belli bir süre sonra zaten o da bu evliliğin onun için kurtuluş olduğunuu görmeye başlayacaktı belkide ama hayatı daha kötü de olabilirdi
bu sorunun tek cevabını hepimiz yaşayarak görücektik
o gün sabah bizim için olmadı çünkü sabah hayaleri gerçekleşmesi veya yeni günün daha iyi olacağını bilenlerin uyuyup uyandığında gerçekleşen bir şeydi ve bizim ne kurduğumuz bir hayal nede daha iyi bir yarın umudumuz vardı
bu yüzden uyumadık üç kardeş birlikte olduğumuz bu günlerin saatlerin hatta daha kötüsü saniyeleri bile hesaplar olduk
Herkes uyandığımda yine aynı günlük olaylar yaşandı önce kahvaltı sonra çay , temizlik ve son dakikka gölü
bir telefon Harman aşireti ağası Saim ağa babamı aradı
" Ağam müsait iseniz bir geçmiş olsun demek için arim "
Babamda , dedemin yarı kopyası gibiydi bu sözlerindende çok belli oluyordu ve her sözü aynen şöyleydi
" Tabi ağam buyurasın müsait ne demak başımızın üstiyde yeriz var "
Ve yine bir kaus ortamı başlıyacaktı babam telefonu kapatır kapatmaz başladı
" Elvan , Azade , Avşin tez hazırlık yapın Harman aşireti geçmiş olsuna geli eliyizi çabuk tutun hayde hayde "
Bağırıyordu artık konakça alışmıştık bu vaziyete annemin suskunluğuna babamla dedemin bağırışına sürekli yemek yapmaya misafir ağırlamaya kafamız önde yürümeye alışıyormuş
insan bazı şeyleri ister zorla ister gönül rızası ile olsun öğretiliyormuş bir çocuğa
Bizde durumlar böyle iken Harman konağında ise Saim ağa önce hanımına haber vermiş
" Hanım hele konak ahalisine habar et hazırlık etsinler geçmiş olsuna gidecez Berhana da şeyi verin hazırlansın veliahtım biraz öğrensin bu işleri ben göçüp gidince koca aşiretin tek ağası o olacaktır "
" Ağziydan yel alsın ağam Allah sana Hz Nuh ömrü versin seni ne benim başımdan ne de Harman aşiretinin başından eksik etmesin "
" Tövbe tövbe Hanım Hz Nuh' un ömrü çoktur ben evladımın mürvetini göreyim torununu kucağıma alayım o kadar ömür bana yeter sende elini çabuk tut Berhanı ikna et Havinle evlenmeye bu iş fazla uzamaya gelmez "
" Tamam ağam "
Deyip çekilir
Berhan ağa'nın anası ama bu konuşmalarda onun canını yakan tek şey oğluma istemediği bir kızla evlenmesini nasıl söyleyeceğini hiç bilmiyordu
Çünkü Berhan Ağa'nın kalbini doluydu bu her hareketinden belli idi bir anne olarak oğluna nasıl böyle bir acı yaşatabilirdi
odadının önüne kadar bunu düşündü tam kapının kolunu tutmuştuki aniden kapı açıldı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU'NUN KADERİ
RandomHerkes mutluydu ben ve ablam haricinde,istemiyordu ablam Avşin kendinden yaşça büyük biriyle evlenmeyi gidecekti bu topraklardan belki de buralarda yaşayamadığı hayallerini yaşayacaktı gittiği yerde emindi kaçacaktı düğün gecesi hava kararmıştı...