Konuşulanlar hiç duyulmuyor ablam bir yandan hüngür hüngür ağlıyor odada volta atıp duruyordu
benle avşin ablam kapıya doğru eğiliyor konuşulanları duymaya çalışıyordu fakat nafile hiç bir ses duyulmuyor du
O ana dek duyduğumuz tek ses dedemin gülüşüydü acaba neye bu kadar sevinmiştide böyle coşkulu gülüyordu
Ablamı verip bir kız torununu bu konaktan göndermesiymi di yoksa yaptıklarının yanına kalmasımıydı
onu böyle mutlu eden bu gülüş bizler için hep bir muamma kalacaktı belki de
Kahvesini içtikten sonra dedem ablamı çağırdı ablam gözlerini yaşlarını eşarbıyla temizleyip başı önünde ruhsuz bir halde indi
merdivenlerde gidip Mahmut ağa ile babsının elini öptü tekrar arkasını döndü ve Mehmet ağa ablama
Kızım hazır ol ailenle vedalaş bundan gayrı bize gelin olacaksın habarın ola tez zamanda gelip seni alacaz
Diye biz sürü sözü peş peşe dizdikten sonra geldiği adamlarla aynı şekilde toplayıp gitti
onların kapıdan çıkışıyla ablam yanaklarına dökülen gözyaşlarını silerek
Dede sen ne yaptığını sanıyorsun sen torununu nasıl bir eşya gibi bir çırpıda verirsin
baba sende ağzını açsana bugüne kader ne dediyse yaptın bari bu defa ağzına açta bir şey de
Diyordu ki dedem canından çok sevdiği oğluna bu hakaretleri kaldıramamış olsa gerek ki ablama öyle kuvvetli bir tokat attıkı ablam
O tokatın etkisiyle aniden yere düştü benle Avşin ablam merdivenlerde olanları izlerken
o tokatın sesiyle bile korkmuştuk ama ablam o tokatı yüzüne yemişti
Hemen koşup ablamı kolarından tutup yerden kaldırdık
Sanki bir anlığına konaktakiler bir anda ölmüş hiç kimse yardım etmiyordu ablamı yerden kaldırdığımızda dudağının yanından çenesine doğru
Akan kırmızı kanı görünce içimde birşeylerin yok olduğunu anlamıştım
ama dedem hala hırsını alamamıştı beli ki elindeki kehribar tesbihinin tanelerini sıkarar ablama
(Tesbih bu )
Sil o gözlerini bundan gayrı bizim evimizde sadece misafirsin ötesi değilsin gidin tez suratını silin merhem felan sürün suratı düzelsin
Yoksa yerine ...
Sözlerini yarıda kesti bakışlarını Avşin ablama yöneltiama Avşin ablam asla sesiz kalmazdı tam ağzının payını vericektiki Azade ablam onu geriye doğru çekti
Sesiz ol benim için kendi başınıda yakma elbet birgün bunun hesabınıda soran olacak
Ne yani o güne dek bekleyelim mi yani
Dedem oradan haydi ne bönbön bakıyorsunuz gidin demedimi size ila vurup kıralım yoksa sizin laftan anlıyacağınız yok belli oldu dedi
Bizde ablamı mutfağa götürdük sandalyeye oturmasına yardım ettim Ablam Avşin bir bardak su getirmemi istedi ablam suyu içerken kafasını kaldırdı
O anki bakışı ağlayıyışı ve bana ne olacak bundan sonra deyişi bizi bizden etmişti
bir yudum daha su aldı ağzına içemeden lavaboya koşup ağzındaki suyu lavaboya tükürdü
Benbeyaz lavabo kana bulanmıştı ağzını suyla yıkadı daha sonra kurulayıp pansuman yapmaya başladıktan sonra annem odaya geldi bize ayak altında dolanmamızı söyleyip
Ağlamaklı bir ses tonuyla odayı terk etti o günde bize sahip çıkmadı ablamı korumadı
bizde ablam odada uyuması için yanlız bırakmaya karar verdiysekte
boşunaydı uyumamaya kararlıydıAkşam oldu ablam guguman kuşu gibi yatağın üstüne tünemiş elini kafasına koymuş aralıklı aralıklı saate bakıp düşünüyordu
Benle Avşin ablam bir birimize bakıp şaşkın şaşkın onu bakmaya devam ediyordu ki Avşin ablam bu sesizliği bozdu
Abla uyu istersen biraz dinlen
Olmaz burda git gide zamanım azalıyor uyursam zaman çok daha hızlı akar demişti
Bunları duymak Avşin ablamı öyle yaralamıştıki hemen sustu ve uyuyacağını söyleyip yorganı kafasına kadar çekti
Ertesi gün...
Sabah olduğunda ellerinde çeyiz bohçalı olan bir sürü kadın doluştu konağahepsinin gelme sebebi farklıydı ablamı görmeye gelende vardı , güzelmi diye soran da vardı , Şervan eniştem gibi herşeyden bir haber olanda vardı
Çeyiz bohçaları bırakıldı iki güne kız isteme olacağı söylenip kırmızı renkli bohçayı ablama uzatıp
istemede giyeceğin esvap ( elbise ) eline verdikten sonra
Geldikleri gibi gerisin geriye döndüler dedem de hala gözü doymamış gibi çeyiz bohçalarını kurcalamaya başladı
dedem bakmaya başlarken ablam derin bir nefes aldı ve bir çırpıda elindeki isteme kıyafetini parçalayıp dedeme doğru fırlatı
(Azade hanımın parçaladığı gül gibi kıyafet)
ve dedemin tek düşündüğü şey
Deliye bak yırtı milyarlık elbiseyi manyak giymiyecektin de ne diye parçaladın güzelim esvabı
Azade ablam kızgın bir şekilde arkasını döner ve Madem çok beğendiysen al buyur sen giyersin dedi
Bunu duyan dedem çok celallendi ama babam dedemi kolundan tuttu ve ....
Merhaba arkadaşlar bu bölümü nasıl buldunuz?
Sizce azadenin babası onu koruyacakmı?
Azadenin yaptıkları doğrumu siz olsaydınız ne yapardınız?
Bidahaki bölüm bizi ne bekliyor ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU'NUN KADERİ
AléatoireHerkes mutluydu ben ve ablam haricinde,istemiyordu ablam Avşin kendinden yaşça büyük biriyle evlenmeyi gidecekti bu topraklardan belki de buralarda yaşayamadığı hayallerini yaşayacaktı gittiği yerde emindi kaçacaktı düğün gecesi hava kararmıştı...