Şervan eniştem üzerine boje edile kahvenin sıcaklığıyla aniden yerinden kalktı ve bağırmaya başladı aslında haklıydı da canı fazlasıyla yanmıştı
Ablamın ilk tepkisi ise önce çevreye bakıp tepki vermelerini bekliyorlardı ki yine dedem sanki kendisinin üzerine dökülmüş gibi
Yaktın çocuğu gidin yardım edin üzerini temizleyin
Diye saçmalamaya başladı ablam Şervan' ı da alıp lavaboya götürdü şervan orada takım elbisesini temizlemeye çalışırken
İçerde müstakbel kayınvalidesi Berçem , kızınızın gönlü yok beli ki hem oğulumuzun üzerine kahveyi döktü
birde üzerine gönderdiğimiz esavp' ı giymemiş bu ne saygısızlıktır
Sözleri bir bakışla kesilmişti Mahmut ağa karısının böyle konuşmasına müsade etmesi bile bir mucize olması gerekirdi
Dedem nasıl edeyim de lafı çevireyim diye kırk takla atıyordu ortam birden sesizleşmişti
ablam Şervan enişteye havlu getirmek için hiç bir şey demeden oradan ayrıldı Şervan
Hey nereye gidiyorsun biye seslendiysede ablam onu duymadı ve ardını dönüp gitti
Takımını temizleyen Şervan enişte etrafına bakındığ'ını gördük beli ki ellerini kurulacak için bir şeyler arıyordu ama ablam ortalarda yoktu
Acaba neredeydi ? Demeye kalmadan ablam elinde havlu ile ortaya çıkmıştı ama yine aynı şekli alması uzun sürmemiş di
Kafası önünde kolunu sopa gibi uzatmış birde konuşmadan havluyu uzatıyordu
benle Avşin ablam şaşkın şaşkın film izler gibi izliyorduk onları
Meğerse Şervan eniştem ablamla konuşmaya çalışıyormuş
önce yüzüne doğru eğildi daha sonra ablamda onun yüzüne bakmaya başladı
Sende istemiyorsun öyle değilmi
Ablam konuşup konuşmamak da kararsız gibi duruyordu fakat beli ki Şervan enişte ' min sorulacak çok sorusu vardı
bekledi bekledi cevap alamadı cevap alamayınca sorusunu tekrarladı
Sende istemiyorsun öyle değilmi bir şey söylesene
Sence evlenmek isteyen biri böylemi olurdu .
Benim evliliğim rızayla değil töreyle hüküm verildi bana soru sorma hakkı hiç doğmadı ki cevap vereyim .
Dedi ve bize doğru hızlı adımlarla ilerledi ilerledi benle Avşin ablamı merdivenlerden kaldırdı
tavukmuşuz gibi yukarıya doğru götürdü
Biraz bekledik ablama ne konuştuklarını sorduk ama bir şey söylemeyince çok üstelemedik
zaten sonrasında dedem bir adam gönderip ablamın gelmesini söyledi
Ablam bizim saçalarımızı okşayıp yanımızdan ayrıldı meğerse yüzük takmak için çağırtmış ablamı ,
ablam kurbanlık bir koyun gibi ölüme gittiğini hissede biliyorduk
Parmağına takılacak olan yüzük onu buraların köhneleşmiş , taşlaşmış kuralarıma kelepçelicek di daha sonra
Ablam odaya girdi büyükler ayaklandı damat ve gelin adayı yan yana duruyordu hayatları berbat edilmiş iki kişi
Dedem Avşin Avşin diye bağırmaya başladı
ama aslında sağ tarafına baksay dı ablamı rahatlıkla görebilecek di
Ama ablam herkesin içinde efendim dede arkandayım sözleri ile dedesi arkasına döndü
Git yüzükleri getir
Tamam dede
Ablam la Şervan enişte ' ye güzel bir nişan tepsisi hazırlanmıştı ve iki tane bir birinden güzel alyans ama güzellikleri pekte uzun sürmedi
Ablamla Şervan eniştemin parmaklarına takıldıkları anda o eski görkeminden eser kalmamıştı
çünkü o yüzükler bir birine uzak iki kalbe takılmıştı
Ve yine dedem o meşhur klişe şakayı yaptı
Makas kesmiyor
Hepimiz alaycı bir bakışla dedeme baktık anlamadı tabikide benle Avşin ablam ise kendi aramızda
Bu dedem hala arlanmamış ( akılanmamış ) o kadar toprak aldı hala gözü doymamış
aman' a Elvan bir birimize mukayyet olalım alim allah bu adam bizide yakar
Tamam abla doğru diysen valla gözünü bile kırpmadan acımaz
Biz böyle konuşuyorduk ama nişan yüzükleri takılmıştı ablam la Şervan aile büyüklerinin ellerini öpmeye başladı
İki tarafta o kadar isteksiz el öpüyorlardı ki iki tarafında istemediği her halinden beli oluyordu
Her şey birer birer bitiyor bu defada düğüne getiriliyordu konu Mehmet amca sözlerini ipe dizer gibi diziyordu
Bu iş tez hâl olmalı nede olsa dava işidir uzatmaya gelmez demişti ...
Bu bölüm nasıl dı arkadaşlar?
Bidaha ki bölüm bizi neler bekliyor?
Nişan tepsisini nasıl buldunuz ?
Tıktok: mervenurrencber:takip edebilirsiniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU'NUN KADERİ
AléatoireHerkes mutluydu ben ve ablam haricinde,istemiyordu ablam Avşin kendinden yaşça büyük biriyle evlenmeyi gidecekti bu topraklardan belki de buralarda yaşayamadığı hayallerini yaşayacaktı gittiği yerde emindi kaçacaktı düğün gecesi hava kararmıştı...