"Senle changbin nolacak böyle?" Jeongin büyük çiçek buketini balkona koyuyordu bu sırada."Hiçbir fikrim yok desem olur mu?" hala son mesajına bir cevap bekliyordu içten içe.
"Bırak telefonu felix bildirim geldiği zaman o ötebiliyor."
Felix gözlerini devirip telefonu bıraktı. jeonginin yanına gidip ellerini (kendi) beline koydu
"eee kim bu?"
"ya bilsem niye söylemeyeyim manyak"
"bence jisung. olmayan kişilerle kendi kendine yarışa girmiş baksana."
"olmayan derken canım? benim 5 tane manitam var belki"
felix birden gülmüştü buna.
"komiksin he"
Ve felixin sözü bölündü. koşa koşa koltuğa atladı
"CHANGBİN YAZDI!!!!!"
chang&lix
changbin
napıyonuzfelix
hiç oturuyoruz
senchangbin
jeongin ve sen yani??
ben de markete gidiyorum şimdi
felix
bu saatte ne alcaksınchangbin
soruma cevap vermedin
yanıtladı-
jeongin ve sen yanifelix
ne fark eder niye takıldın bu kadarchangbin
ne demek ne fark eder aq
felix beni o eve getirtme
21:47
sana diyorum
21:501 cevapsız görüntülü arama
21:52felix
aç sunu
delittme
21:572 cevapsız arama
22:00jeong&lix
felix aslında hepsini okuyor ve görüyordu ama biraz eğlenmekten ne zarar gelirdi?
"bence evi basmadan yaz" jeongin o sırada mısır patlatıyordu.
"yok be gelirse gelsin yani senin için sorun olmazsa"
"benlik sorun yok de evimde o anki tension ile sex yapıp ertesi gün küsmenizi istemem"
ve zil çaldı.
"JEONGİN BU ŞİMDİ Mİ SÖYLENİR"
felix kapıyı açmaya giderken bi yandan saçını ve tişörtünü düzeltiyordu.
kapıyı açmasıyla changbinin yüzündeki ifadenin onu keyiflendirmesi bir olmuştu."o telefon konuşmak ve haber vermek için var felix kendini story atıp insanları azdırman için değil."
changin içeri geçip kendini koltuğa atmıştı.
jeongin elindeki mısırları sehpaya koyup changbinin karşısına oturdu.
"hoşgeldin canım da ne bu hiddet?" o da felix kadar eğleniyordu.
"gideyim mi yani."
"yok kalmalısın bence" felix de yanına oturmuştu
"sen niye açmıyorsun beni çıldırtıyorsun? zevk mi alıyorsun yavrum sen beni bu saatte it gibi koşturmaktan?"
jeongin telefonum çaldı bahanesiyle bilerek kurmuş olduğu alarmı kapattı ve mutfağa geçti.
"görmemişim kii" felix bunu derken changbine iyice sokulmuş alttan bakıyordu
"öldürüceksin beni sen" changbin de kolunu omzuna atıp kendine iyice yaklaştırmıştı felixi
"sen beni mi kıskanıp geldin buraya?" felix içinde bulunduğu durumu resmen tüketiyordu.
changbin geri çekildi
"ne alakası var? cevap vermeyince o çiçeği yollayan lavuk geldi ondan açmıyorsun sandım jeongin de bi şey yazmadı en son gruba."felix bu lafı başka bi yere çeker miydi yoksa susup gece ağlar mıydı? cevap her ikisi de olacak :)
"mesajların ve eve gelinceki gözü dönmüş halin en son beni klüpten adını hatırlamadığım çocuklardan kurtardığındaki haline benziyordu. hem kıskanmakta bi suçun yok sonuçta böyle güzel ve sarışın bi arkadaşı bi daha bulamazsın."
changbin iç çekip yerinden kalktı
"he felix aynen ben kaç yıllık arkadaşımı kıskandım ondan cebime çakı koydum çünkü yanında biri olsa ona geçircektim. bence sen zamanın varken exlerinden birine yaz yoksa bana sarmaya başladığını düşünücem."ve yine aynı şeyi yaptı.
"jeongin çıkıyorum ben"başka bir şey demeden çekip gitmişti bile
jeongin mutfaktan çıkıp felixin yanına gittiğinde onu ağlıyor görmeyi bekliyordu ama felix halinden memnun şekilde mısırını yiyordu
"nası yani?" dedi jeongin
"birilerinin uçağı kalkmış ve uçuyordu bitanem" felix göz kırpıp ceketini aldı sehpanın üstünden.
"iyi geceler hayatım"