they must be waiting for you to move on

88 11 9
                                    

"Ee Jisung, anlatacak mısın artık?"

Yaklaşık on dakikadır Jisung oturduğu yerde kıvranıyor bir türlü ağzını açamıyordu.

"Jisung konuşmazsan giderim. Zaten buluşmamız yeteri kadar saçmayken bi şey de demiyorsun."

"Ya tamam. Ama Jeongin bak sakın kimseye anlatma bu dediklerimi."

"Yine ne işlere karıştın?" Jeongin biraz meraklanmıştı. Jisung önemli bir konu olmadığı sürece açık sözlü biriydi.

"Hyunjin hakkında."

Jeongin birden dona kaldı. Evet içindeki ses hep ondan bir haber bekliyordu ancak beklenmedik anda beklenmedik bir haberini almak onun kan akışını durdurmuş, ellerini buz kestirmiş gibiydi.

"Ee, yani" dedi dudağındaki deriyi dişleriyle ezerken.

"Sizin geçen seneki, işte aranızdaki, Jeongin, nasıl desem.."

"Söyle artık şunu Jisung!" diye bağırdığında yan masadakiler bile korkmuştu.

"Hyunjin seni geçen seneki kaptanlık seçmelerini kazanmak için bir nevi bahise çevirmişti. Seni kazanan kimse kaptan o olacaktı ve mezun olana kadar ayrılsanız bile değişmeyecekti. Senin onu beğendiğini de ben söylemiştim. Senden bir anda ayrılmasının sebebi de senin onu 'darlaman' değildi. Kaptan olduktan sonra öpüşmesi yeterliydi. Sen de bunu baya bi sonra gerçekleştirdiğin için de yakınlaştığınız an senden ayrıldı."

Jeongin duyduğu şeyleri idrak etmeye çalıştığı sırada Jisung'un masadan kalktığını fark etti.

"Nereye gidiyorsun" demeye kalmadan Hyunjin'in onu apar topar dışarı çıkardığını gördü.

Jeongin de dışarı çıktığında Jisung'un ağlamak üzere olduğunu, onları arabanın içinden izleyen Chaewon ve Minho'yu da fark etti.

"Hyunjin! Bırak onu"
Hyunjin Jisung'u ağaçlara doğru ittirip arkasını döndü.

"Jeongin git burdan."
"Gitmem için bir sebep söyle?"
"Changbin'e yaptığımı sana yapmak istemiyorum. Git dedim."

Jeongin bunu duyunca içi sızladı. Sahi Changbin'e napmıştı?

"Yapsana Hyunjin. Kaybedecek neyin var? Kaptanlığın mı? Sanmıyorum onu sana kazandıran bendim zaten."

Hyunjin bunu duyduğu anda yerde oturan Jisung'a baktı. Boynu gerilmiş ve kaşları çatık haldeydi.

"Seni öldürürüm Jisung. Siktir git burdan."

Jisung koşar adımlarla uzaklaşırken Jeongin bir o kadar rahat şekilde Hyunjin'e yaklaşıyordu.

"Ee Hyunjin. Yattığın yerden kaptanlık almak nasıl bir his anlatsana. Sevgili babanın gözüne benim sayemde girmek falan."

"Sabrımı zorlama Jeongin. Uza burdan."
"Yoo, biliyor musun Hyunjin benimle birden konuşmayı kestiğinde kendimi çok suçlu hissettim ama şimdi fark ediyorum da sen bi boku beceremeyen basit bi insanmışsın."

Jeongin lafını bitirir bitirmez gözüne yumruğu yemişti. Geri karşılık vermeyi gereksiz bulmuştu. Bu dedikleri ego ve kibirden yapılmış buz dağına en az 2 ay yeterdi

~~~~~~
kizlar napiyonuz kac ay olmus hic de soylemediniz. valla gidisat molur bilmiyorum amk ficin konusunu unuttum 2 kez bastan okumam gerekti

friendsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin