1.Bölüm Her Acı Zamanla Geçmez

35 8 9
                                    

Hayat herkese eşit şartlar sunmuyordu.Kimisine huzurlu ,mutlu , kahkalarla dolu bir gece kondu, kimisine ise umutsuz, kavganın ve huzursuzluğun hakim olduğu bir villa.Ben Elif Karan hayatımda şu zamana kadar hiçbir problem yoktu taki 20 Mart tarihinde aldığım habere kadar...

Geçmiş 20 Mart 2006

Elif 6 yaşında küçük bir kız çocuğuydu.Hayata neşe dolu bakan herkese gülümseyen sevecen bir kızdı , fakat o da bilmiyordu ki bu neşesinin bir gün sona ereceğini...
1 Mart günü Elifin yine en çok üzüldüğü günlerden biriydi , Babası yine göreve gidecekti.Elif babasının birgün gidipte gelmeyceğinden çok korkuyordu ve o vakit gelmişti.Elif ağlayarak babasına sıkı sıkı sarıldı , son defa sarıldığını bilmeden , Babası ona güçlü olduğunu geri geleceğine söz vermişti.Günler akıp gidiyordu Elif de babasını çok özlüyordu.Elifi annesi okuldan almıştı , Elif heyecanlı heyecanlı annesine okulda yaşadığı olayları anlatıyordu.Evlerine geldiklerinde kapının önünde bir sürü asker vardı , annesi ağlamaya başlamıştı.Elifte ne olduğunu anlamıştı ama Babası ona söz vermişti.Askerler gelen anne ve kıza doğru döndü ve o acı sözü söyledi "Başınız sağolsun, Binbaşı Murat Karanı kaybettik."Elif annesine bakarak ağlıyordu annesi ise yere düşüp , haykırmaya başlamıştı.Elifin Babası sözünü tutmamıştı ve Elifin korktuğu başına gelmişti.
Elif bundan sonra kimsenin sözüne inanmicak ve Elif artık hiçbir şeyden korkmuyordu.
Hayat zaten böyle değilmiydi , insanın her korktuğu başına gelmezmiydi...

4 Yıl Sonra 2010

Elif 10 yaşında olgun bir genç kız olmuştu.Babasının şehit haberini aldıktan sonraki o 4 yıl onlar için çok zor geçmişti.Şimdi ise Elif salonda oturup , televizyon izliyordu.Annesi Elif e markete gideceğini söyler , Elif de annesini onaylar.Yaklaşık 1 saat sonra Elif annesinin hala eve gelmediğini fark eder ve endişelenir.Annesini ev telefonundan arar fakat telefon çalar çalar susar , kimse telefonu açmaz.Elifin endişesi daha da artar ve hemen ayakkabısını giyip , evin anahtarını alıp markete doğru gider.Markete gelip , orada ki çalışanlara annesini tarif eder ve çalışanlar ise annesinin yarim saat önce marketten ayrıldığını söylerler.Elif hem korku hemde endişe ile marketten çıkar ve sokaklara bakmaya başlar.Rastgele
bir sokağa girer ve gördüğü yerdeki bedenle donakalır.Sokak ortasında annesinin yerde yatan bedenini ve göğsünden akan kanı görür ve acı bir feryat koparır."ANNEEE!".Elif annesinin hemen yanına çöker.Elif ağlarken hem annesinin bedenini doğru bağırır hemde dürter fakat annesinin gözleri kapalıdır.Elif annesinin nabzına bakar ama artık herşey için çok geçtir .Elif bu hayatta en çok değer verdiği iki insanı , ailesini kaybetmişti , işte bu gerçek onun canını çok yakıyordu.Oysaki babasının ölümünün üstünden daha 4 yıl geçmişti ve daha acıya alışamamışken şimdi de annesinin ölümü onu öldürmekten beter etmişti.Elif in artık içinde sadece intikam duygusu vardı ve bu yüzden Elif in artık hayatta tek hedefi vardı oda Babası gibi onurlu ve vatanı için çalışan bir asker olacaktı , anne ve babasının kanını yerde bırakmayacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DOĞUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin