POSEİDON MAVİ ŞEYTAN

Giriş: İlk Kayıp ve Doğuş

BAŞLAMADAN ÖNCE YORUM YAPMAYI UNUTMA BENDE EKSİKLERİMİ GÖRMÜŞ OLURUM 😉 ARALARDA FİKRİNİ SUNMAKTAN ÇEKİNME HER TÜRLÜ YORUMA AÇIĞIM😄 YAZIM HATALARI OLABİLİR GÖRMEZDEN GEL GİTSİN DÜZELTMEYE ÜŞENİYORUM ŞUAN🤣

Hiç insan olmayan, eşsiz bir güzelliğe gönlünüzü kaptırdınız mı? Her bir bakışta her bir dokunuşta ruhu ve kalbi derinden saran bu yoğun his? Sizi bilmem ama ben ilk görüşte kaptırdım. Aslında varlığım bu dünyaya düşmeden evvel aşk düğümü önceden bağlanmıştı ruhumda. En sevdiğim rengi barındıran o muazzam güzellik. Geçenin karanlığında Ay'ın yere düşen ışığıyla süslenen, içinde bulunan her canlı sevinçten dans edermiş gibi gözüken. Çoğu hayata; iki aşığın mutluluğunu, bazılarının en derin acılarını, özlemlerini, umutlarına şahit olmuş yumuşak serin dokunuşuyla ruhu tesseli eden şey benim ilk aşkım.

"Dünya'nın çoğunu sarmış bu engin sular.... "

Bilmezdim ki ileride, hayatımda bu aşkımı unuturaçak biriyle karşılaşacağımı....

⚓⚓⚓

Gemideki bütün tayfanın yüzünde sevinçin, neşenin ve mutluluğun alacağı yeri kasvet ve hüzün almıştı. Aldıkları yeni haberler mutlumu olmaları gerekiyordu yoksa hüzünlü mü hiç kimse bilmiyordu? Herkes susmuş Kaptan Delmar'a, elinde ağlayan bebeğe ve gördüklerimle birlikte hareketsiz, boş gözlerle etrafı seyreden Kelvin'e bakıyorlardı. Gemideki herkes Kaptan Delmar'ın dudaklarından dökülecek bir kaç sözcükleri beklemeye başlamıştı.
Kelvin ise hayatında ilk Kez sevdiği birini kaybetme acısını derinden yaşıyordu. Bu kısaçık hayatta ruhuna iz bırakan ilk acıyı tatmıştı. Kesin bir hançerin kapanmayacak şekilde açtığı yara izi gibi onun küçük bedeninde bulunan rununa işlenmişti. İleride de daha fazlasını yaşayacağını hiç mi hiç bilemezdi.

BEŞ SAAT ÖNCE

Merhaba ben Kelvin. Aslında iki isme sahibim ilkini dedemin verdiği Morgan, ikincisi ise babamın verdiği şimdi söylediğim ismim Kelvin en çok bu ismimi kullanmayı seviyorum. Hikayesi biraz ilginç olsada yine de anlatacağım size.

Babam yani Bu Kratos isminin verdiği geminin kaptanıdır. O Korsan Delmar'ın ta kendisidir. Bu diyarın en en en büyük güce sahip denizcisidir. Uzun Kapkara sakaları, engin suların rengini almış mavi gözlere sahip birisidir. Üstelik koçaman, iri yarı bir adamdır kendisi.

Annem Dina ise bana ve babama göre dünyada ki bütün güzeliği yüzünde toplamıştı. Güneşten almış parlak uzun sarı saçları ve maviyle birleşmiş yeşil gözlere sahip bir kadındır annem.
Yüzünde bulunan portakal renginde ki Küçük küçük yuvarlak şeylere bakmayı da çok seviyorum çünkü denizin üstündeki minak tepelere benziyorlar. Annem Dina nazik bir insandır kendisi. Babam bir keresine bana annemin güzelliği yanında onun Karakterinde de aşık olduğunu söylemişti.

Annem, babamla birlikte hep deniz yolculuğu yapardı. Kendisi de babamla evlenmeden önce de gemide çalışan birisiymiş babam öyle dedi ama ben pek inanmadım. Çünkü şuan gemide annemin arkadaşları dışında başka kız yok. Ama siz inanırmısınızın yada inanmazmısınız size bağlı neyse ben doğum hikayemi anlatmaya kaldığım yerden devam edim.

Annem beni karınında taşırken gökyüzünün karanlığa hapis olduğu bir geçe vakti denizin tebesinde bitmez gibi görüken büyük fırtına kopmuş. Oluşan sert rüzgarlardan dolayı da dalgaların intikam almak istermişcesine gemiyi güçlü bir kuvvetle saladığını söylemişti. Çoğu kişinin de denizin derinliklerine doğru gömüldüğünü. Bazılarının da ne olursa olsun yaşam çığlığını duyduğunu söylemişti.
O sırada da engin denizi görmek için acele eden ben, dayanamayarak hemen düyaya gelmek istemişim. Annem benle, babamda zorlu fırtınayla mücadele etmiş. Doğuğumda ise ağlayan sesim bir anda çoğu kişinin hayatına son veren fırtınayı durdurmuş. Hala bana bu babamın uydurdu bir hikaye gibi geliyor. Babam bu yaşananları gördükten sonra ileride durdurulamaz bir denizci olacağımı düşünerekten bu ismi vermiş bana. Anlamı ise "Denizin dostu" demekmiş.