ON YEDİ YIL SONRA⚓
Hırçın dalgalarda süren bu hayat Haftalar ayları, aylarda yılları tamamlayarak tam on yedi yıl gelip geçmişti ve Kelvin, 27. yaşına girmek için hazırlanıyordu. Tabi ki buna hazırlanmak denirse...
Kelvin, elindeki liriyle Kratos'un ön kısmında ayağını aşağı sarkıtarak oturuyordu. Gecenin ayazında dalgaların çıkardığı sesle birlikte Dolunaya bakarak, dudağından sözcükler dökülmesine izin veriyordu.
Bir yolculuğa çıkıyorum.
Bu sevdaya önceden gönül verdiğim.
Uçsuz bucaksız sevdam bekle beni...Ruhumun döküldüğü şehrin, yabancısı oluyorum.
Etrafındaki dünyanın karanlığına gümüldüğüm.Göğün beyaz çiçeği bekle beni...
Melodiyle birleşen her bir kelime her bir sözcük esintiye dönüşerek ruhun acılarını etrafa serpiyordu. Güneşin sıçaklığı gibi yüreği ısıtıyor, Duyguların aynası olarak göğe yansıtıyordu.
Umut güneşi ısıtmadı beni. Güzeliğe bakıyorken.
Soğuk, yumuşak altında mucizeyi seyrediyorum.Kaderimin yazıldığı yer bekle beni...
İsyankar bedenimde hayatı arıyorum.
Korkuyu evcileştirmiş susuyor susuyorum.Aşka atan yüreğim bekle beni...
Mavinin üstü kırmızı çiçek bahçesi.
Uzanmaya çalışıyor siliyor gördüklerimi.Dayan ruhum, dayan gönlüm. bekle beni...
Sevdama kapılıp yelken açıyorum.
Aşkımı yola yüreğimi geride bırakıyorum.Sevdalım bekle beni...
-- Kaptan! Bir gemi bize yaklaşıyor!
Bunu duymasıyla birlikte Kelvin'in suratında alaycı bir gülümseme ortaya çıkmıştı. kendisine kafa tutanı görmek için hemen geminin arka kısmına geçmişti. Dürbünü eline alarak kendi canına susayan kişiyi görmek için karşı tarafta duran geminin bayrağına doğru doğrultmuştu. Kırmızı rengi çalan bayrağın üstünde, kılıcı gerçek bir canlıyı öldürmek istermiş gibi saran kanatsız, siyah ve çift başlı ejderhalı bu bayrak Drake adlı geminin kaptanı Boris'e aitti. Bunun doğru olup olmadığını anlamak için dürbünü geminin ucunda duran adama çevirdi. Kılıçını boynunun arkasına yaslamış bir şekilde duran, onun blob balığı yüzünü görmesiyle kesinlikle o olduğuna kanaat getirmişti. Kendisiyle ne işi olduğunu öğrendikten sonra pislikmiş gibi bakan gözlerini oymak için gemiye doğru yaklaşmasını sabırsızca izliyordu.
Boris'in gemisi Drake, Kelvin ve tayfasının bulunduğu geminin dibine yanaştığı sırada Boris, Kılıçını Kelvin'e doğru doğrultmuştu. Avcı avını kaçırmak istemezcesine savaş topları, Kratos'u parçallara ayırıyordu. Yıkılan kalelerin surları gibi gemiden tek tek suya parçalar düşüyordu.
Günler eskiterek yıllarca Boris'in ailesi, Kelvin'in ailesinin yanında durmuş beraber büyük işlere göğüs gererek zorlu dalgaları aşmışlardı. Şimdiyse Boris bu yaşanmışlıklar yaşanmamış gibi saldırıyordu.
Az hasar almış olsa da Kelvin atılan toplaradan gemiyi korumak için dümeni Drake'nin arka iskele kıç kısmına doğru döndürmüştü.
Dümeni, kendisinden sonra en iyi denizci olan küçüklük yaveri Alvin'e bırakarak tayfanın bulunduğu ana güvertenin ortasında yönelmişti. Kılıçıyla Boris'in gemisini işaret ederek gemideki bütün tayfayı harekete geçirmek için dudaklarını aralamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POSEİDON MAVİ ŞEYTAN
FantasyHiç insan olmayan, eşsiz bir güzelliğe gönlünüzü kaptırdınız mı? Her bir bakışta her bir dokunuşta ruhu ve kalbi derinden saran bu yoğun his? Sizi bilmem ama ben ilk görüşte kaptırdım. Aslında varlığım bu dünyaya düşmeden evvel aşk düğümü önceden ba...