Bölüm 16 ~ Antik Güç

202 17 61
                                    

Selamlaaar!

Bu bölümü yazarken duyduğum heyecanı umarım sizlere de aktarmayı başarabilmişimdir ☺️ Oy ve yorumlarınızı dört gözle bekliyor olacağım!

Yine bol bol görsele yer verdiğim bu bölüme başlamadan önce en son kaldığımız kareyi de buraya bırakayım:

Eğer okurken bir de müzik eşlik etsin isterseniz diye bölümü yazarken dinlediğim müziği de buraya bırakıyorum: https://www

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eğer okurken bir de müzik eşlik etsin isterseniz diye bölümü yazarken dinlediğim müziği de buraya bırakıyorum: https://www.youtube.com/watch?v=VqrTIDFlOZQ

Fazla uzatmadan sizi aşağıdaki satırlara davet ediyorum, iyi okumalar dilerim ❤️

~

Dizlerim üzerinde yere çökmüş bir şekilde düşünürken etrafımda yükselen alevlerin içimdeki kıvılcımla beraber büyümesine izin verdim.

Ardından üzerime saçılan küllerle beraber avucumu açtım ve tam ortasına düşen parlak kırmızı parçaya baktım.

Aklım, az önce zihnimde yaşananlara kayarken yine aynı tanıdık sıcaklığın tüm vücuduma yayılmasına izin verdim.

Ve...

Kendimi, zihnimin en karanlık köşelerine teslim ettim.

O saniyeden sonra bana yabancı olan içimdeki bu gücün, beni kontrol etmesine ve zihnimi ele geçirmesine karşı koyamadım. Zihnimde başlayan bu his, sanki damarlarımda tarif edemediğim bir şey ile tüm vücuduma yayılmaya ve beni paralize etmeye başladığında bunu engellemek için hiçbir şey yapamadım.

Öylece durdum ve izledim.

Bedenim her geçen saniye sıcaklığını artırırken, avucuma düşen küllerden oluşmaya başlayan alevler karşısında korkarak ellerimi izledim.

Etrafımda yükselen acı dolu çığlıkları umursamadan izledim.

Alevlerin tenime değdiği her bir noktayı yakmasına aldırış etmeden izledim.

Bir ara adımı duyduğumu sandığımda bana tanıdık gelen birinin dudaklarından dökülen kelimenin ismim olduğunu algılamam uzun sürmüştü. Çünkü tepki veremeyecek kadar hipnotize olmuştum.

Sadece ama sadece avuç içimde büyümekte olan bu güce bakıyordum.

O kadar güzeldi ki, gözlerimi oluşan alevlerden alamıyordum. O an kelimenin tam anlamıyla geriye kalan her şeye karşı kör olmuştum.

Alevler, gözümü güzelliğiyle kör etmişti.

Hemen o sırada az önce ismimi duyduğum tanıdık sesin bana iyice yaklaştığını hissettim. Ağzından dökülen yeni kelimeleri algılamakta güçlük çeksem de ne söylediğine aldırmadan yanıt verdim.

''Çok güzel, sence de öyle değil mi? Gözlerimi alamıyorum...''

Farkında olmadan söylediğim bu cümlelere bir karşılık beklememiştim. Yine de saniyeler sonra bir cevap geldiğinde bu sefer söylenileni algılayabilmiştim.

Aşk Çemberi: Gojo&SukunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin