Bölüm 17 ~ Teslimiyet

157 15 122
                                    

Merhabalar!

Bir aydır buralarda değildim, nasılsınız? Umarım herkes iyidir! Yoğun bir dönemden geçtiğim için yeni bölümü yazarken ilham bulmakta zorlandım ve bir baktım koca bir ay geçmiş! Neyseki artık daha bol vakitle geri dönebildim 🤗

Araya zaman girdiği için yeni bölüme başlamadan önce minik bir özet geçmek isterim:

En son Lena ve diğerleri, Kaito ve ailesinin düzenlemiş olduğu bir maskeli baloya katılmıştı. Bu baloda babasıyla karşılaştığını düşünen Lena, sonrasında Sukuna'nın da yardımıyla durumun düşündüğünden daha farklı olduğunu anlamıştı.

Ardından güçlerinin yeni bir yönünü keşfetmiş ve onu içine çekmeye çalışan bir geçitten Satoru'nun da desteğiyle kurtulabilmişti. Gözlerini açtığında ise kendini Kaito ve ailesinin diğer malikanesinde bulmuştu.

Sonunda tekrar burada olduğum için mutluyum, herkese iyi okumalar dilerim! Oy ve yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım ❤️

Not: Team Sukuna olanlar, bu bölümde kalplerinize mukayyet olunuz diye uyarımı geçeyim başlamadan önce 😜

Bölüm Görseli: Lena Aoki 😚

~

Gözlerimi açtığımda kendimi daha iyi hissediyordum.

Bedenimdeki ağrılar azalmış, zihnimdeki karmaşa bir nebze de olsa sakinlemişti.

Arai ailesine ait bu malikanede, bana yabancı olan bir odada uyanmak her ne kadar canımı sıksa da duruma ayak uydurmak zorundaydım. Bu sebeple uzandığım yatakta yavaşça doğrulurken dün gece odada dikkat edemediğim detayları incelemeye başladım.

Yüksek tavanlara sahip olan bu oda, içindeki eşyalarla beraber fazlasıyla geniş ve ferah duruyordu. Dün Kaito'nun önünde durduğu pencere tavandan yere kadar uzanıyordu ve hafif aralık bırakıldığından içeri doğru esen rüzgar önündeki beyaz tül perdenin hafifçe oynamasına neden oluyordu.

Bunun üzerine içeri dolan serin havayı daha iyi soluyabilmek adına yataktan çıktım ve yavaş adımlarla pencereye doğru yürüdüm. Dün geceye kıyasla bacaklarımın beni tekrardan taşıyabiliyor olmasına sevinmiştim.

Pencerenin önüne geldiğimde perdeyi hafifçe araladım ve serin kış havasını ciğerlerime çekmeye başladım. Bu, sadece rahatlamamı değil, zihinsel olarak bir açıklığa kavuşmamı da sağlamıştı. Kaç gündür burada olduğumu bilmesem de sonunda kendime gelebilmek iyi hissettirmişti.

Tüm bunları düşünürken ellerimi göğsümde birleştirdim ve pencerenin baktığı büyük bahçeyi izlemeye başladım. Dışarıda kimse yoktu ve bahçenin ardında uzanan sonu gözükmeyen ormana ise sis çökmüştü. Burası tüyler ürpertici derecede sessiz bir atmosfere sahipti.

Herkes neredeydi?

Panik olmamaya çalışarak derin bir nefes aldım ve aklıma gelen ilk şeyi yapmak üzere odanın kapısına doğru ilerledim.

Öncelikle buradan çıkmam gerekiyordu.

Bu sebeple kapı kolunu yavaşça çevirdim ama birkaç denemeden sonra bile hiçbir işe yaramadığını görünce burada kilitli olduğumu anlamam uzun sürmedi.

Panik olmamalıyım.

Bu düşünceyle derin nefesler almaya devam ettim ve odanın içinde bulunan banyoya yöneldim.

Kendimi içeri atar atmaz karşımdaki lavabonun kenarlarına kollarımı dayayıp önümdeki aynada görüntüme baktım.

Kendimi iyi hissediyor sanmıştım ya sözümü geri alıyorum.

Aşk Çemberi: Gojo&SukunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin