Gözlerim arkadaşlarımı arıyordu ilerde birkaç arkadaşımı gördüm,sevinmiştim en azından yalnız değildim. Yanlarına gidip selam verdim yakın arkadaşlarımdan Melek hemen birşeyler döndüğünü anladı ve beni kenara çekip sordu;
"Neyin var senin?"
Cevap verdim
"Birşeyim yok"
sert bir şekilde
"Yalan söyleme!"
Dedi"Melek bak şuan gerçekten sırası değil zorlama"
dedim.
"Ben seni yakalarım"
dedi ve uzaklaştı. Bende arkasından gittim. Kızlar ne olduğunu sordu. Meleğe kaş göz yaparak söylememesini işaret ettim"Birsey yok ya bana da söylemedi"
dedi. Zehra"neyse ailevidir belki gitmeyin üzerine"
dedi. Sinem de
"Aynen sonra münasip bir zamanda konuşuruz hadi yemek yemeye gidiyoruz"
dedi."Birazdan annem burada olur kardeşimin bu okula kayıt olması lazım ona söyleyeyim oyle gidelim olur mu?''
dedim zehra:"tabiki de olur kuşum biraz bekleyelim kızlar Defne annesine haber etsin"
dedi. Kızlar olumlu anlamda kafa salladilar ve beklemeye başladık.
Şaşkınlıktan olmalı ki karnemi almayı unutmuşum"of ne kadar salağım, karnemi almayi unuttum alıp geleyim"
dedim. Melek;"çabuk ol annenler birazdan gelirler"
Olumlu anlamda kafa salladım ve okulun içine doğru ilerledim. Az ilerde sınıf hocamız olan Ali hocayı gördüm . Yanına gidip karnemi aldım ardından vedalaşıp kızların yanına gittim.Tam ne yapacağımızı planlıyorken annemin geldiğini gördüm.
"Hah ordalar işte"
Kızlar sahip çıkarken Melek beni hala sıkıştırıyordu. Ve ben ısrarla söylememeye çalışıyordum."Ya Allah aşkına halinden belli birşey olmuş söyle lütfen"
'Melek yok birşeyim işte neden anlamıyorsun"
diye tartışırken zehra geldi ve
"e hadi gitmiyor muyuz?"
"Geliyoruz hemen" dedi Melek."Ben seni yine biryerde yakalayacağım ve bana ne olduğunu anlatacaksın duydun mu!?"
Tamam anlamında başımı salladım
"Hadi düş önüme şimdi içimden bi ses seni gözümün önünden ayırmamam gerektiğini söylüyor ama neyse"
Anneme haber edip her dönem gittiğimiz Ali abinin minik işletmesine doğru ilerledik. Melek hep yakınımdaydı birşeyler sezmiş olmalıydı hemen anlardı o beni. Birkaç fotoğraf çekinip gideceğimiz yere vardık. Dükkana girip siparişleri verdikten sonra beklemeye başladık. Tam yemeklerinizi yiyorduk ki annemin ve kardeşimin iceri girdiğini gördük zehra:
'ama hayır Amine abla yaa"
Dedi. Annem:"tamam tamam son buluşmanız bu kalabilirsiniz biraz daha bende alayım bir porsiyon yiyelim kardeşiyle şurada"
dedi."Oluur"
dedim güler yüzle ama o gülen yüzün ardında ağlayıp mahvolan bir kalp olduğunu sadece Tuğkan ve Melek biliyordu... Yemeklerinizi yerken bolca fotoğraf çektik anı kalsın diye...
Anı...
******************************************************
Eveet o kısma gelmiştik. Vedalaşma... Aslında hepimiz için de çok zor olduğunu biliyorduk ama söz vermiştik, ağlamayacaktık. Keşke sözümüzü tutabilseydik. Ama sözü bozan da bendim tutamamıştım kendimi... Hepimiz birbirimize üzgün gözlerle bakarken Zehra ve Sinem sarılmaya başlamışlardı bile. Melek ise beni kenara çekip sordu :
"Bak son kez soruyorum bunu sana eger söylemezsen sana ciddi anlamda hakkımı helal etmeyeceğim."Şaşkın bir ifadeyle yüzüne baktım ve artık anlatmam gerektiğini anlayarak hemen konuya girdim.
"Gelirken bizimkilerle karşılaştım."
Melek gözlerini büyüterek
"Eee?"
Dedi.
"Tuğkan ile biraz zor ayrıldık"Gözlerimin dolduğunu hissettim. Melek bana sarılıp kafamı göğsüne dayadı. Ve
"Sonra noldu? "
Dedi.
"Ağladı"
deyiverdim tek nefeste.
"O ağladı Melek. Beni her durumumda sakinleştiren ve yanımda olduğunu söyleyen, bizim hep güçlü sandığımız Tuğkan ağladı."
Meleğin de gözleri dolmaya başladı.
"Peki ya sen?
"Sen de ağladın mı?"
Ona şaşkınlıkla baktım. Salak mi bu kız?"Tuğkan ağladığında göre?"
Kafasını salladı ve
"Anladım."
Dedi. Yine zaman daralıyordu saatler durmaksızın devam ediyordu. Melek ile uzun uzun sarıldıktan sonra artık ayrılmamız gerektiğini farkettik zehra yanımıza doğru yaklaşıp :
"Ee Melek bize de biraz Defne bıraksan nasıl olur?"
Diye söyleniyordu ama bir yandan da gülüyordu. Ne kadar normal bir insanın gülmesi ama bana göre gülmek olağanüstü birşey. Ne kadar mutlu insanlar. En ufak şeylere bile kafa yoran bana göre gülmek efsane birşey Gülmek , Gülümsemek, Mutlu olmak, sevinmek, sevinç, mutluluk. Yabancı kelimeler bunlar bana. Çok uzaklar, çok yabancılar... Melek;
"Tamam Hanımefendi"
deyip benden ayrıldı. Ve zehrayla vedalaştık. Sonra Sinem ile. Ve de diğerleri ile Ayrılırken bizi zor tutan annem bile duygulanmıştı. Sonuçta 4 yıllık bir arkadaşlık... 4 yıl.
********************************************************
Herşey artık bitmiş ve eve gelmiştik. Son anlardan sonra feci şekilde ağlamıştım. Biz artık arkadaştan da öte kardeş gibi olmuştuk. Tam da alıştık derken neden bizi bizden ayırmıştı hayat?
Eve gelirken anneme sabah olanları anlattım ve beni gülerek dinledi. Ardından o konuşmaya başladı ;"Bak güzel kızım hayatımızda bazen çok mutlu olduğumuz anlar, yanında çok mutlu olduğumuz kişiler olur. Ama şunu unutma ki mutluluk geçicidir. Hemde çok geçici."
Annemin öğütlerini yol boyu dinlemiş artık eve gelmiştim.
Odama girer girmez yatağıma oturup ağlamaya başladım.
Saatlerce ağladıktan sonra babamın geldiğini görüp yatağımdan kalktım. Kendimi toparlamaya çalışarak normal zamanlardaki gibi yemek yedikten sonra yine odama girdim binlerce düşüncenin arasında kaybolurken saat 20.00 gibi gözlerimi güne kapattım.
_______________________________________________________________Selamlarrrr tatlı okuyucularım nasılsınız? Ben yine modumdayım. Maşallah deyin he sonra nazarınız değiyor. Her neyse Kitapla ilgili öneri ve düşüncelerinizi bekliyorum kendinize iyi bakınnnnn :) ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gamzeli Kız
Ficção AdolescenteKendini Tanıyamamış Herkese... Defne 4 yıllık bir yolun sonunda kendini bulmuştu. Artık yanında kimse yoktu. Çok yalnız hissediyordu kendini. "Senden tek isteğim anılarımızı saklaman" demişti Tuğkan'ına. Tuğkan'ı ise ona "Saklarım sonuna kadar anıla...