Bölüm 5 "Destekçiler"

25 9 15
                                    

Tamı tamına 40 dakikadır yoldaydık. Midem bulanmaya başlamıştı bile. Yol boyunca biraz kestirip,telefonumla uğraşıp,gittiğimiz yolu izledim. Babam ile annem kaybolduğumuz ya da olmadığımız konusunda konuşurken kardeşim Ayşe Emir'i kucagına almış ağaçları gösteriyordu.
Babamın kafası oldukça karışmış olmalı ki anneme adresi sorup duruyordu. Annem ise kaçamak cevaplar verip uyumaya çalışıyordu. Uzun süre yolda kaldığım için midem altüsttü. Dikkat çekmemek için telefonumu alıp oynamış gibi yapıyordum. Ama babam hemen farkedip sordu;

"Kızım, iyi misin?"

Hah çok iyi ne diyecektim şimdi?

" İyiyim babacığım. Neden sordun ki? Biraz midem bulanıyor sadece"

" Bilmem öyle halsiz görünce... Neyse varmak üzereyiz kızım. Annen de uyumuş taklidini yapmayı bırakırsa adresi soracağım."

Annemin gözleri anında fal taşı gibi açıldı ve konuşmaya başladı ;

"Numara yapmıyorum ben Mehmet başım ağrıyor."

"Bak nasıl açıldı hemen gözler. Gitmek seni  fikrindi. "

Annem göz devirerek yolu gösterdi ve babam arabayı durdurmak için yer aramaya başladı.

"İsterseniz siz inin. Ben bir yere durdurur gelirim."

Annem anında gülerek babama vurdu ve konuşmaya başladı;

"Kaybolma da bak bulamayız seni "

"Kendinle karıştırdın galiba. Küçücük sitenin içinde kaybolan ben miydim? "

Annem gülerek kapıyı kapattı ve  Emir'in elinden tutularak bize gideceğimiz yeri gösterdi. Bir sokaktı. Geniş bir sokak.
Gözüm Eda ile Aden'i ararken annem akrabaları ile konuşuyordu. O sırada annemin bir akrabası bana bakarak konuşmaya başladı.

"Aa! Amine Defneyi  de getirmişsin."

Annem yüzündeki gurur ve gülümseyle bana baktı.

"Evet Haticecim. Hep evde hep evde olmuyor kendisi de istedi çok özlemiş sizi."

Ne? Ben kadını bile tanımıyorum umarım birşeyler sormaz.

"Ah! Nasıl da büyümüş biz de onu çok özledik. Gel canım bir sarılayım sana. Ne de tatlı olmuşsun sen."

Kadın bana boğarcasına sarıldıktan sonra annemle yanından ayrıldık. Hemen hiç çekinmeden sordum;

"Anne ben kadını tanımıyorum bile. Özlediğimi de nereden çıkardın? Hem Edalar nerede beni mi kandırdın? "

"Ayıp olmasın diye öyle dedim kızım. Hem seni niye kandırayım? Trafiğe takılmışlardır. Otursana sen şuraya. Çok stres yaptın sanki sakin ol su içer misin güzelim?"

Konuyu dağıtmakta üzerine yoktu. Belki de endişe etmiştir?

"Yok yok. İyiyim su falan da istemiyorum. Aden ile Eda gelsin yeter. Sandalye alalım da oturalım senin de uykun var sanki?"

Annem kafasını sallayarak sandalyeye oturdu. O sırada br yandan ezan sesi, bir yandan da ses sisteminden yükselen sesle herkesin kafası sesin geldiği yöne baktı.

"Sevgili konuklar,  hepinize geldiğiniz için teşekkür ederiz. Ezan okunuyor,kısa bir aradan sonra devam edeceğiz. "

Oh! Sonunda sustu şu müzik sesi. Başım ağrımaya başlamıştı. Ne bu böyle ya. Hiç anlamıyorum bu son ses müzikleri falan.

"PAT!"

Gelen sesle sokağın başına doğru baktığımda Onur Abinin Range Rover model arabasını, ve arabadan inip kapıyı sertçe vuran Edayla Aden'i gördüm. Bir de arkadan Onur abinin homurdanmasını duydum tabii.

"Yavaş be yavaş. Şu işe bak! Senin Range Rover araban olsun ikizler sana sinirlenip kapılarını vursunlar."

Noluyor ifadesiyle edaya baktığım sırada Aden cevabını verdi.

"Kes sesini abi! Hem suçlusun hem de güçlü. "

Aden'in bu cümlesiyle gerçekten birşeyler döndüğünü anladım, ve annemin yanından ayrılıp onların yanına doğru ilerledim. Aden'in siniri yüzünden okunuyordu. Ne şanssa Eda'nın da öyle. Artık dayanamayıp sordum.

"Aden? Ne oldu ne bu halin ya? Yüzün sirke satıyor."

Aden göz devirerek cevap verdi;

"Birşey yok ya, sen takılma bize her zamanki halimiz."

"Saçmalama istersen farklı birşeyin olduğu besbelli. Daha yeni kapıyı nasıl kapattığınızı burda 50 kişi gördük. "

Aden bana boş sandalyeyi göstererek konuşmasına devam etti.

"Bi oturur musun? Bak geliyor Ruh hastası. Anlatacağım söz. Şöyle otur."

Aden'in cümlesiyle arkama döndüm ve Onur Abinin bize doğru yaklaştığını gördüm. Yanımıza doğru gelip yanaklarımı sıkarak benimle konuşmaya başladı;

"Napıyon kız?Bu yüzündeki  makyaj ne böyle?"

Hah bi burası kalmıştı saç, makyaja karışmadığı o da oldu. Tebrikler yani abin mi var derdin var vallahi. Onur abiye göz devirdiğim sırada Eda sinirle lafa girdi;

"Abi sana ne kızın makyajından? Kendi işine baksana. Bak ilerde Burak abi var git onula uğraş lütfen. "

Oooofff bunları aralamazsam dakikasında kavgaya gireceklerdi. Daha fazla beklemeden ortamı yumuşatmak için birşeyler konuşmayı deniyordum. Ama malesef her defasında başarısız oluyordum çünkü bir Eda bir Aden buna izin vermeyerek laf sokup duruyordu hele de Aden.

"Eda bırak ya. Uğraşma şununla. Sevilaycığına güç yetiremeyince bizimle uğraşıyor işte. "

"ADEN!"

Artık araya girmem gerekiyordu. Yoksa buradan deliler hastanesi ambulansı ile çıkmak zorunda kalacaktık. Hiç uzatmadan ortamı yumuşatmak için lafa girdim. ;

"Eee abicimm. Ben 15 yaşındayım ya hani. Böyle her yerde yanaklarımı sıkmasan nasıl olur meselaa?"

Onur Abi yüzüme gülerek ne yapmaya çalıştığımı anladı. Ve ardından cevap verdi.;

"Tamam tamam sıkmam. Neyse beni çağırıyorlar. Sonra yine konuşuruz olur mu?"

Eda yine kulak tırmalayıcı ve sitem edici sesiyle bağırmaya başladı.

"Mümkünse en az 2 ay konuşmayalım abi. Bizden uzak dur başka birşey istemiyoruz "

Eda'nın koluna vurup susmasını uyardığım sırada  abisi onu hiç takmamış şekilde yanımızdan uzaklaşırken gömleğini belinin hafif yukarısına kıvırdı. Neden kıvırdığını tabiki de biliyorduk. Kıvırır kıvırmaz görünen silahı ile ilerlerken kendimi tutamayıp lafımı yapıştırdım.

"Tamam anladık. En Jandarma olan sensin. Silahını da gördük hatta. İndir o gömleği."

Gülerek ve umursamadan yanımızdan uzaklaştığı anda Aden'in telefonu çalmaya başladı. Aden'in anında eli ayağı titremeye başladı. Bembeyaz kesildi ve gözleri çöktü sanki. Eda ile birbirimize baktığımız sırada sanki Eda birşeyler biliyormuş gibi telefonu Aden'in elinden çekerek hışımla açtı. 

"Ya ben sana bu numarayı arama demedim mi kardeşim?"

Aden de Eda da bana birsey söylemiyordu. Bu çok değişikti. Attıkları her adımı bile haber ederken benim bu olaydan neden haberim yoktu? Neler oluyordu? Eda bir yandan cesur cesur konuşurken onun da korktuğu belliydi. Kimdi bu ? Hiç kimseden korkmayan ikizler neden bu kişiden ya da kişilerden bu kadar korkmuştu?  Arkadan anneleri geçerken Eda hemen bir aceleyle telefonu sakladı. Ah bu da en garibiydi onlar genelde annelerinden hiç birsey saklamazlardı. Neler oluyordu?  Kimdi bu yabancı?

_______________________________________________________________

Selamlaaaaarrr :) 😀 Neler yapıyoruz bakalım? Şimdi diyeceksiniz ki "Ya abla ne güzel mutlu mesut aile kitabı okuyorduk neden bozdun?" Malesefff hayat güzel ailelerden ibaret değilll. Peki sizce Adenimizi arayan yabancı kim?
İkizler neden bu kadar korkuyor?  Neler oluyor ?
Bölüm hakkında duygu ve düşüncelerinizi yazmayı unutmayın hoşçakalınnnn ♥︎★

Gamzeli Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin