1.1

63 2 0
                                    

Melis'in şen kahkahası ile daldığım yerden kalktım. Elimdeki kahve bardağını döndürmeyi bırakıp somurtan Eren Can ile kendini frenleyemeyen Melis'e odaklandım. Melis ile birlikte yaşadığımız mütevazi öğrenci evimizde hepimizin derslerinin bitmesinden sonra genelde çarşamba günleri toplanmak gibi bir adetimiz vardı. Eren Can'ın evi uzak olduğu için genelde o günlerde de bizde kalırdı. 

"Duydun mu Sezo?" diye gülüşünü frenlemeye çalıştı Melis. O sırada Eren Can kalkıp dolaptan kendisine muz aldı. "Lavuk grubun "o" bütünlüğünü bozuyormuş." 

Eren Can mutfak tezgahına yaslanıp gözlerini devirirken ben anlamadığımı belirtmek için suratımı buruşturdum. 

"Ne bütünlüğü, ne bütünlüğü?"

Eren muzu 5 saniyede midesine gönderip tekrar yanımdaki sandalyesine kuruldu. 

"Ya kızım "o" bütünlüğü. Melo, Sezo, Cano." sırayla hepimizi işaret edip parmağını kendisine doğrultup gururla gülümsedi. "Biz "o" kardeşliğiyiz. Yüzük kardeşliği gibi düşünün." diye hevesle açıkladı Eren Can.

"Bunu başka bir yerde sakın sesli söyleme Cano." diye tekrar kahkaha attı Melis. Gülmemek için kendimi tutmaya çalıştım, Eren Can öyle masum şekilde konuşmuştu ki gülüp onun kalbini kırmak istemedim. 

Aslında her şey Burak Ege Aslan ile son konuşmamızdan sonra olmuştu. Önce Eren Can esip gürlemiş, Melis hülyalı hülyalı tavanı seyretmişti. En sonunda ise Eren Can'ın sunumuna maruz kalmıştık:

Lavukla Arkadaş Olmamak İçin 10 Sebep

1- Çirkinlerle arkadaş olamayız

Bu sebep Melis tarafından çürütülmüştü ama ikisi yaklaşık 15 dakika bu konuyu tartışmaktan çekinmediler. 

2- Avrupa Yakasında oturmayan biriyle arkadaş olamayız

İstanbul trafiği nedeniyle sırf onu görmek için 2 saati yollarda harcamanın mantıklı olmadığını ileri sürdü Eren Can. Ama Melis nereden edindiğini bilmediğim bir bilgi ile Burak Ege Aslan'ın Leventte oturduğunu söyleyince bu neden de boşa çıktı.

3- Kebap, lahmacun ve künefe sevmeyenlerle arkadaş olamayız

Bizim kebapçıda karşılaştığımızı Melis'in hatırlatmasına rağmen Eren Can belki zorla oraya getirilmiş bir vegandır iddiası üzerinden yaklaşık 25 dakika kadar direndi. Ancak sonunda yine Melis kazandı.

4- Harry Potter sevmeyen kimse ile arkadaş olamayız. 

Burak Ege Aslan'ın gryffindor olduğunu söylediğim ve ikisi tarafından sorguya çekildiğim madde bu oluyordu. Melis'in mesajlarımı okumak için yalvarmasına direnmiştim. Yılda bir defa hiç uyumadan Harry Potter serisini baştan izlerdik. Hatta bazen birimiz uzun süreli kötü hislerdeyse de oturup izlerdik. Aslında bakarsanız biz Harry Potter'ı baştan izlemek için bir şekilde bahane bulabilen bir gruptuk. 

Ve 5. madde yani "o" bütünlüğünü tartışıyorduk. 

"Buro bence gayet güzel. Hem Bro gibi oluyor, hoşuma gitti." dedi Melis. Eren gözlerini kısıp Melis'e baktı. Lazer ışınları ile saldırabilse muhakkak yapardı. 

"Ya ayrıca Eren Can, çocuk seninle arkadaş olmak istemiyor ki Sezoyla olmak istiyor." Melis'in bu cümlesi ile Eren Can hızla kafasını sağa sola salladı. O kadar hızlı ve sert şekilde sallıyordu ki eminim birkaç hücresi ölmüştü. Yazık oldu, sayıları pek fazla değildi önceden de. 

"Gerekçe reddedildi." 

"Hah," dedi Melis sandalyede arkasına yaslanıp kollarını önünde birbirine doladı. "Ret gerekçeni açıkla." 

"Kıyas tabi ki. Lise üçte Begüm de benimle arkadaş olmak istemişti ama sen onay vermemiştin." dedi ve neredeyse tüm dişlerini göstererek sırıttı Melis'e.

Eren Can'ın bir saat önce yediği şeyi unutabilmesi ama 10 sene önceki olayı bile masaya koyabilmesi Allah'ın ona verdiği bir lütuftu. Melis, hatırladığı anı ile gözlerini kıstı. Yaslandığı yerden hızla ayrılıp masaya elini vurdu. 

"Bırak yellozun tekiydi be o kız." 

Eren Can yüzündeki gülümsemeyi hiç bozmadan beklediği cevap buymuş gibi konuştu. 

"Aha, ben de o çocuk lavuğun teki diyorum ve arkadaşlık onay sürecini noktalıyoruz." 

"Hayır efendim, noktalamıyoruz. Hem ayrıca maşallah Begüm'ü de hatırlaman ayrı bir hikaye." 

İkisinin birbirini yemesi bir noktaya kadar keyif verdi ancak sıkılmaya başladığımı fark ettim. 

"Gençler," diyorum. İkisi de birbirine göz belirtmeyi bırakıp hızla kafalarını bana çeviriyorlar. 

"ben acıktım. Kalanları sonra tartışın da lahmacun söyleyelim eve." 

Konuyu yemek ile kapatmış olmama mutlu olmasalar da ikisi de midelerine en az benim kadar düşkün insanlar oldukları için buna çok takılmıyorlar. O sırada titreyen telefonuma gelen bildirimle odak noktam tekrar kayıyor. 

burakegeaslan: sanırım buldum.

sezinpolat: neyi buldun?

burakegeaslan: Sezin Polat, hazır ol.

burakegeaslan: Çünkü seninle en baştan tanışacağız. 

frapan. | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin