İşe transfer edilebileceğime dair dün mail almıştım ve bugün iş yerine gitmeliydim. Güzel siyah bir kumaş pantolon ve siyah bir gömlek giydim. İş çantamı da elime alıp saatte baktım daha zamanım vardı. Kapıdan çıktım ve ayakkabılarımı giyerken annem kapıya çıkıp " Hayırlı işler yavrum " Dedi. Ona gülümsedim ve " Sağolasın anneciğim " Dedim. O da gülümserken " Altaki çocuk yerleşebildi mi? " Dedi. " Yerleşti yerleşti " Dedim. " Ne saygılı ne terbiyeli çocuk ya maşallah. Çokta sıcak kanlı dün pazardan geliyordum hemen poşetlerime yardım etti mutfağa kadar bıraktı sağolsun " Dedi. " Bir gün ziyaret edelim o halde " Dedim. " Olur valla çok sevdim çocugu " Dedi. Onu gülüp " O da seni sevmiş " Dedim. " Sağolsun " Dedim. Annemle vedalaşıp asansöre bindim. Alt katta dururken Tolga ile göz göze geldim. Kocaman gülümsemesiyle " Aaa günaydın " Dedi. Bende gülümseyip " Günaydın " Dedim neşeyle. " Hava çok güzel bugün ya" Dedi. Mavi bir kot pantolon, yeşil bir polar giymişti. Yakışıklı bir çocuktu.
" İşe mi gidiyorsun? " Dedi. " Evet burada ilk iş günüm "dedim. " Heyecanlı mısın? " Dedi. " Yok ya ne heyecanı iş ne zaman birini heyecanlandırdı ki " Dedim. Şen bir kahkaha atıp " Ben hergün heyecanla gidiyorum. Her hastamın hayatına her gün biraz daha yaklaşmış oluyorum " Dedi. Güldüm ve " Hastalarını bu kadar mı çok seviyorsun? " Dedim. " Elbette seviyorum. Onlara yardım ettikçe gurur duyuyorum kendimden " Dedi. Asansörün kapısı açılırken binmek için bekleyen Aler ile göz göze geldik. Tolga " Günaydın Aler " Dedi. Aler de ikimize bakıp " Günaydın " Dedi. Daha sonra " Hafta sonu nişanım var. Müsait olursanız gelmenizi çok isterim " Dedi. Ona yan bir bakış atarken " Olur tabi geliriz" Dedim. Aler şaşkın bir şekilde bakarken Tolga " Yerini bana mesaj atarsın " Dedim. Aler gülümsedi ve " Elbette atarım " Dedi. O asansöre binerken bizde çıkışa doğru yol aldık Tolga " Neden geliriz dedin ki? " Dedi anlam veremeyerek.
" Gitmiyoruz desem hala içimde duygular olduğunu öne sürecek. Ki bu da doğru. Kalbimi ne denli kırmış olsa da onu çok seviyorum. Bu ona kendimi kanıtlayış biçimimdir kim bilir. Sevdiğim, uğruna her şeyimi kaybettiğim insanında mutlu olduğunu görmek istiyorum sadece " Dedim. Tolga üzgün bir tonda " Acı çekeceksin ama" Dedi. Boğazımı temizledim ve " Ben zaten o gittiğinden beri her dakika acı çekiyorum. Belki de bu onu unutmam için bir adımdır. Onu mutlu bir şekilde görürsem unutabilirim" Dedim. " Peki ya hiç unutamazsan " Dedi tolga endişe ile. " Unutamazsam da onu uzaktan sevmeye devam ederim zarar vermeden. O benden çok uzakta şimdi. Kalp olarak özellikle. Ama ben üstelemeye devam edersem bu onun canını acıtıp daha da uzaklaşacak. Onun canını yakmak istemiyorum " Dedim.
Tolga kolumu tuttu ve " Ama o senin canını yakıyor " Dedi. Belli belirsiz bir şekilde gülümseyip " Ben onun gibi vicdansız değilim. Ve aramızda da büyük bir fark var o beni sevmiyor ama ben onu hala deliler gibi seviyorum bu yüzden gitmesine izin vermeliyim. Ne kadar canım yanarsa yansın onun sevdiği insana gitmesi benim için daha iyi olacaktır. İşte bu yüzden ben ona zarar veremem. Sevdiği insanın nasıl canını yakar insan? söylesene... " Dedim çaresizce. Tolga bana sarılırken " Sen nasıl bir adamsın ya. Senin kadar yufka yürekli birisine daha önce hiç rastlamadım " Dedi. Sonra benden ayrılıp " Ama ben biliyorum sen mutlu olacaksın. İyi insanlar eni sonu mutlu olur çünkü. Hiç merak etme " Dedi. " Mutlu olur muyum olmaz mıyım orasını bilmem ama seninle tanıştığımdan beri daha mutlu hissediyorum. Senin gibi bir dostla kim mutsuz olabilir ki? " Dedim.
Tolga şen bir kahkaha attı ve " Bende aynı şekilde " Dedi. O sırada beni melisa aradı " Alo efendim ağbicim " Dedim. " Ağbi ne yapıyorsun? " Dedi. " İşe gidiyorum sen ne yapıyorsun? " Dedim. " Yeni uyandım " Dedi. Daha sonra " Sınavlar açıklandı yarın gelmeyi düşünüyorum " Dedi. " Tamam ağbicim alayım biletini hızlı trenle gel" Dedim. " Tamam ağbi teşekkür ederim " Dedi. " Rica ederim " Dedim. " Harçlığın var mı? " Dedim. " Var ağbi, ben artık kapatayım " Dedi. " Görüşürüz " Dedim ve kapattık. Tolga " Kardeşin mi geliyor? " Dedi. " Evet ara tatile geliyor " Dedim. " İyi bari kafan biraz dağılır " Dedi. " He valla özledim de zaten var ya burnumda tütüyor " Dedim. " Özlersin tabi." Dedi. Arabaya geçerken " Atla yol üstü de seni kliniğe bırakayım " Dedim. " Zahmet etme ya " Dedi. Sinirle " La saçmalama ne zahmeti" Dedim. " Teşekkür ederim o halde " Dedi binerken.
Motoru çalıştırırken müzik açtım ibrahim erkal " Sevme " Açarken. Tolga güldü ve " Arabesk seviyorsun galiba? " Dedi. " Tabi müslüm babamız sağolsun " Dedim. Tolga " Bende severim de çok dinlemiyorum " Dedi. " Seninle bir rakı balık sofrası kurarız öyle tadı çıkar " Dedim. " Rakıya eşlik ederim de deniz ürünlerine alerjim var " Dedi. " Ya, o zaman sana da tavuk felan ayarlarız " Dedim. " Rakı tavuk mu? Olur " Dedi ve güldü. " Ne yapalım oğlum? Balık yemiyorsun " Dedim bende gülerken. " Olsun bir şey olmaz. Her türlü akar " Dedi. " İyi bakalım aldım sözünü " Dedim. Gözlerimin içine bakarken " Aldın valla " Dedi. Kliniğe yaklaşırken " Akşam film izleyelim mi? " Dedim. " Olur valla bizde izleyelim ama " Dedi. "Olur işten ne zaman çıkıyorsun? " Dedim. " 7 gibi çıkarım çok hastam yok" Dedi. " Tamam ben duruma göre seni ararım " Dedim. Kliniğin önünde dururken " Bıraktığın için tekrardan teşekkür ederim. Akşam görüşürüz " Dedi. " Görüşürüz " Dedim. İndi ve kapıdan girerken el salladı bende el sallarken kocaman gülümsedi. Ne güleryüzlü bir çocuktu ya. İnsanın içini ısırıyordu.
İş yerine gittiğimde güzel karşılandım. Birkaç iş arkadaşımla da başka şehirlerde tanışmıştık. O yüzden hemen uyum sağlamıştım. İşlerim biraz yoğundu. Öğlen arası bir şeyler atıştırıp işlerimi toparladım ve 7:30 gibi işten çıktım. Tolga'nın da işleri biraz uzamış eve giderken de onu alıp öyle geçtik. Eve gittiğimde annem yoktu arkadaşının evine gitmişti. Duş aldım ve Tolga'nın evine geçerken Aler ile karşılaştım. " İyi akşamlar " Dedi. " İyi akşamlar " Diye yanıt verdim. O asansöre binerken " Binmeyecek misin? " Dedi. " Bir alt kata ineceğim o yüzden merdiveni kullanacağım " Dedim. Yüzü değişik bir ifade alırken " Anladım " Dedi. Arkamı döndüm gidecekken " Cüneyt " Dedi. Ona dönerken " Teşekkür ederim " Dedi. " Neden teşekkür ediyorsun? " Dedim. " Her şey için. Ve özür de dilerim. Sana bir hatam olduysa. Sen iyi bir insansın " Dedi. " Ne teşekküre ne de bir özüre ihtiyacım yok. Olmuş bitmiş ve senin hatrında dahi olmayacak şeyler için bana bir mesuliyet borçlu değilsin. Sadece bir kırgınlık var içimde. Seni senelerce hiç durmadan ararken bir mesaj atarken ya da ararken cevap verip beni vazgeçirseydin. Bu kadar senem boşa gitmemiş olurdu" Dedim.
Aler durdu ve bir şey söyleyecekken vazgeçti. Daha sonra " Onun için özür dilerim o halde. Şimdi vazgeçtiğine göre kendi hayatına bakabilirsin " Dedi. " Öyle yapacağım " Dedim. "Ama şunu da demeliyim. Benim için de zordu. Ben de böyle olmasını istemezdim. Bizim için en doğru karar buydu" Dedi. " Haklısın " Dedim. " Haklı mıyım? " Dedi şaşkınca. " Evet haklısın. Benim sevgim senin için fazlaydı başa çıkamazdın" Dedim. " Kırıcı konuşuyorsun " Dedi. " Senin kadar kırıcı olamam " Dedim. " Ben seni kıracak hiçbir şey yapmadım. Keşke beni hiçbir zaman sevmeseydin " Dedi. " Keşke " Dedim. Hızla merdivenlere ilerlerken içimde volkanlar patlıyordu sanki. Tolga'nın kapısını çaldım. Çok kötü hissediyordum. Tolga kapıyı açarken sıkıca sarıldım. Hıçkırarak ağlarken " Kalbim acıyor " Dedim.
Çok dramatik bir bölüm oldu. Aler ile yüzleşmesi gereken daha çok şey var biliyorum. Bu bölümlük böyle olsun. Alerin nişanı hakkın'da ne düşünüyorsunuz? Sizlerin de fikrini alayım.
Tolga karakterini sevdiniz mi?
Tolga gibi dostunuz olsun ister miydiniz?
Daha sık yazmaya çalışacağım. Sizleri seviyorum🩶

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece mavisi bxb ( texting)
Aktuelle Literaturülkücü, geleneklerine bağlı bir genç ile, modern , entelektüel bir gencin hikayesi...