Düğümler

3 0 0
                                    

O az önce bana sen bana lazımsın mı demişti kaşlarımı çattım ve yüzüne bakmaya başladım her şey gittikçe daha da garip bir hal alıyordu "sen ne saçmalıyorsun?" Diye sordum sadece "zamanı gelince öğrenirsin" dedi.

Derin bir nefes aldım ve hiç bir şey demeden odama yöneldim Yağız ise benim zıt yönüme ilerleyerek verandaya çıkmıştı. Daha sabah kafamı dağıtmak için çıktığım bu yolda bir insan tarafından alıkoyulmuştum. Ve üstüne üstlük tehdit ediliyordum.

Daha fazla bu düşüncelere katlanamayacağımı fark edip Yağız'ın olan odayı incelemeye başladım. Odadaki duvarın tekinde boydan boya  bir kitaplık vardı.

Kitaplığa ilerledim ve okumak için kitaplara bakınmaya başladım o sırada kapımın çalındığını duydum ve ''Gel'' diye seslendim. İçeri giren Yağız'dan başkası değildi meraklı bakışlarımı ona çevirdiğimde elindeki tabağı gördüm.

Yağız ise bana aldırış etmeden yemeği yatağın yanındaki komodine koydu ve çıktı bense arkasından bakakalmıştım. Hızlıca komodine yöneldiğimde yemeğin üstünde duran kağıda kaydı bakışlarım kağıtta 'unuttun mu sen bana lazımsın o yüzden bir şeyler ye ve açlıktan öleyim deme' yazıyordu.

Bu adam gerçek miydi annesi bununla nasıl başa çıkmıştı gözlerimi devirirken içimde garip bir his hissettim. Böylesine basit bir hareket bile bana garip hissettirmişti hızlıca kafamdaki düşüncelerden kurtulup yemek yemeye başladım.

Bu gün fazlasıyla aç kalmıştım yemeğimi bitirdikten sonra tabağımı da alıp aşağı indim ve televizyondan haberlere bakan Yağız'ı gördüm. Sessizce tabağımı yıkayıp tezgaha koydum ve geri odaya yöneldim. Tam o sırada yağızın sesini duydum ''Hayal sen rahatça yat ben burada kalacağım'' dedi. bende ''Gerek yok senin yatağın sonuçta ben burada uyurum'' demekle yetindim.

Yağız ise devam etti ''sözümden çıkmamanı söylemiştim şimdi yat o odaya ve çıtını çıkarma Hayal Akkan, yoksa olacakları tahmin ediyorsundur'' dedi. O kadar soğuk bir ses tonu vardı ki o kadar nefret dolu bakışları vardı ki sanki ne dese yaptırabilirmiş gibi.

Sessizce kafamı salladım ve salonu terk ettim. bir beş belki on dakika sonra odaya Yağız girdi bakışlarımı kitaptan kaldırıp ona baktığımda gene o buz gibi sesle "Üstümü değiştirip gideceğim" dedi burada gözümün önümde mi yapacaktı ben şaşkınlıkla ona bakarken o da bana "Hayatında hiç üstünü değiştiren insan görmedin mi?" diye sordu.

Bense hızlıca "Tabi ki hayır" diye yanıtladım. Yağız'sa sırıtıp "o anlamda demedim Hayal, her neyse" dedi ve bir kapı açtı orda kapı olduğunu fark bile etmemiştim tabi ya giyinme odası, evinde tutsak olduğum adamla konuştuğum konuya bak bu ne saçma bir şeydi böyle derin bir nefes verip kitaba döndüm ama okuduğum hiç bir şeyi anlamıyordum.

Yaklaşık bir iki dakika sonra Yağız giyinme odasından çıktı ve bana bir bakış atıp banyoya doğru ilerledi sanıyordum ki dişlerini fırçalıyordu derin bir nefes aldığım sırada Yağız'ın banyonun kapısına omzunu yaslamış beni dikkatle incelediğini fark ettim.

Göz göze gelince adımlarını yatağa çevirdi tam bir şey diyecek gibi oldu ve odadan çıkıp gitti. içim içimi yiyordu acaba ne diyecekti diye. yavaş yavaş gözlerimin kapandığını hissettim ve Yağız'ın yatağına sinen kokusuyla uyuya kaldım.

Saat gecenin yaklaşık üçüydü ve ben garip bir kabusla uyanmıştım kabuslarımı uzun zaman sonra ilk defa görmüştüm. Bu sefer annem bu evden kaçmamı yoksa kalbimin kırılacağını yapmamam gerektiğini söylemiş ve bir anda yok olmuştu.

Uykudan kalktığımda kan ter içindeydim hızlıca aşağı mutfağa inerken bir ses duydum bu ses Caner'e aitti. kulaklarım duyduğum sesi inkar ederken Yağız girdi göz açıma ve onunla beraber Cenk ile Caner.

Kaderin Oyunu🤍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin