2.BÖLÜM: Baba

3 1 0
                                    

Şarkı söylemek nasıl bir his merak ediyorum , gerçekten eğlenceli ve sakinleştirici bir şey miydi? , eğer bir gün sesimi geri kazanırsam bağırarak şarkı söyleyeceğim. Babam hayallerimden vaz geçmememi söyler hayaller bir altın kadar değerliyken , bir çocuk kadar saf derdi bana hep. Ve ben de hayal kurmaktan asla vaz geçmedim hatta bu hafta bir buz pateni yarışmasına katılmak için dilekçe yollamış ve kabul edilmişti.

Bu gün İstanbul'a geri dönüyordum çünkü yarışmaya iki gün kalmıştı, dün gece Akayla çok hızlı eve dönmüştük. Ona oturma odasına yatak açıp duş alıp uyuya kalmıştım , bu gün bayadır giymek istediğin o elbiseyi giymiştim ve saçımla uğraşıyordum.

Üstümde bebek mavisi kısa bir elbise vardı , internette herkesin üzerinde görüp ben de sipariş vermiştim ve çiftliğe geleceğim gün geldiği için kargoyu açmadan gelmiştim. Resimlerdekinden daha farklı durmuştu bende ve tam üzerime oturmuştu . Saçlarımı açık bıraktım ve çekmeden güneş gözlüğümü aldım , sırt çantamı da alıp yavaş adımlarla odamdan çıktım.

Merdivenleri yavaş yavaş indim ve sırt çantamı yere bırakıp mutfağa yöneldim , halam beni görür görmez gülümseyerek "Günaydın kızçem bir şeyler ye oğluşum arabada seni bekliyor." Akaya oğluşum demezse olmazdı galiba "Neden beni eniştem bırakmayacak mı ?" Halam bana yaklaştı ve elliyle saçlarımı okşadı "Akayla gidin kızçem enişten biraz yorgun uyuyor , hem yarışman var unuttun mu ?" halama bir adım daha yaklaşıp sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim.

Halam benim annem gibi o beni babamdan çok sahiplenirdi , annem olmasa da halam vardı ve bu dünyanın en güzel hissiydi. "Hadi bakalım kahvaltını yap ve yola çıkın." Halamdan ayrıldım ve kahvaltı masasına oturdum.

Sıkı bir kahvaltı yaptıktan sonra Halamla vedalaşıp evden çıktım ve son kez Karanın yanına gidip onunla ilgilendim "Artık yola çıkalım çirkin kız." Akaya doğru döndüm , kaç saat oldu ama o hayla beni bekliyordu .

Karana doğru döndüm kafasını okşayarak gülümsedim ve yavaş adımlarla ağılın önünden ayıldım , sağ tarafta ki Akay'ın arabasına doğru ilerledim. Beklemediğim bir anda hızla ön kapıyı açtı "Buyurun," garip bakışlarımla yüzüne baktım "Bu kadar centilmen olma Akay." Akay hafifçe gülümsedi "Kibar olmayı sevmem bu hareketlerimi İstanbul da yapmam." Dudağımı büzerek "Ah, çok üzüldüm koskoca Akay kara bana kapıyı açmadı." Kendi dediğime güldüm ve Akay'ın açtığı kapıdan arabaya binip kapıyı hızla kapadım.

Yola çıkalı uzun bir süre olsa da daha çok yol verdi , ayakkabımı çıkartıp ayaklarım yukarı çektim ve olduğumdan daha küçük görünmemi sağladım . Çantamın içinden telefonu çıkartıp babama yazmaya başladım;

Ben ;

"Baba ben yoldayım , senle vakit geçirmek istiyorum evde olur musun?"

Babama mesaj gönderip beklemeye başladım , beş dakika sonra babamın mesajıyla yüzüm düştü ,

Babam;

"Bu gün yoğunum , senle uğraşamam."

Doğru kimse benle uğraşamazdı babam buydu işte özlesem özledim diyemezdim , zaman istesem bana zaman ayıramazdı.

Ben;

"Tamam baba"

"Peki yemek hazırlamamı ister misin ? seni bekleye bilirim."

Çevrim içi olduğu için mesaja cevap verdi,

Babam:

"Senle yemek yemeyeceğim , sana afiyet olsun Evanora"

Sessizliğimin Adı EvanoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin