3

3.3K 125 490
                                    

Dudaklarının arasına koyduğu ot sarılı cigarayı hışımla attı ve gülümsedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Dudaklarının arasına koyduğu ot sarılı cigarayı hışımla attı ve gülümsedi. Yüzündeki gülümseme iblisin boynuna bie urgan doladı, kara gözlerinin etrafındaki teni kırışmış, soğuk ayazlı gözleri donuklaşmıştı. Parmakları gümüş bir silahın kabzasını kavradı. Altın işlemeli, köşesinde ise iki harf yazılı.

J.J

Bir, iki ve üç. Boynunu iki yana eğdi ve kıtlattı. Her zaman olduğu gibi.

Elinde tuttuğu yarım milyon dolarlık bebeğinin güvenliğini bir işkencenin başlangıcı gibi yavaş bir şekilde aşağı indirdi. Soğuk bir depo, beyaz pis duvarlarda belli bir noktadan başlayan aşağıya doğru çizgilerle düşen bir çok kan damlası. Cehennemden daha soğuk bir deponun tanrının poyrazı, elindeki silahı kurbana doğrultuyor. Karşısındaki aciz ruh çırılçıplak, korkuyla inleyen ve salyaları saçılarak ağlayan otuz yaşlarında bir adamdı.

Ağlamalarını kimse duymadı, silahı tutan tanrı elindeki silahı daha çok kavradı sadece. Kömür tonlarındaki saçları geriye doğru taranmış duruyordu. Üç tutamı yeni dikildiği belli olan kaşının üzerinde düşüyordu. Tam gözünün altında, elmacık kemiğinin üstünde bir harfin dövmesi kazılıydı. Sadece A.

Ona insan olduğunu hatırlatan nadir saflıklardan biri, yeryüzündeki en değerli hazinesi. Onun tek erkek varisi.

Jeon Jeongguk, arkasında üç tane takım elbiseli tekinsiz tipler elleri bağlı yerde inleyen adama bakıyordu. Ortalarındaki en uzunu ve en yapılısının dudaklarında zevkten bir buse vardı. Tam karşısındaki tanrıya gizlemediği bir hayranlık duyuyordu, hatta bu dünyaya adını kazımış olan bir çok karanlık kişi. Yaşça büyük olan organize suç elebaşları dahi ona abi çekiyordu.

Ona, oğluna ve karısına en ufak yanlış, bu dünyanın en büyük günahıdır.

"Gözlerime baksana Jesse," amerikalı adam, duyduğu derin sesten mütevellit daha çok ağladı ve özür dilemeye devam etti. Bu manzara pek şaşırtmadı, Jeongguk adamın dediğini yapmadığını görünce kendi gözlerini yumdu fakat dudaklarındaki gülümseme bir an olsun azalmadı. Silahını indirdi ve adamın yanına çöktü. Başını yana eğdi "Ama sen beni hiç dinlemiyorsun.." dövmeli elini adamın ıslak çenesine götürdü ve kıracak kadar sert tutup ona bakmasını sağladı.

Adam daha çok ağladı, o daha çok sırıttı. "Her şeyi benden bekliyorsunuz değil mi?" dudağını acır gibi hafifçe büktü ve adamın kafasını iki yana salladı. "Arkamdan 'Çekik İblis' diyormuşsun," sesli bir şekilde güldü ve adamın yanağına vurdu. "Bu ismi beğendim," arkasındaki adamlara döndü ve merakla bekler gibi gülümsedi. "Sizce nasıl? Benim hoşuma gitti." dedi ve adamlarına teker teker baktı.

arunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin