🤍❤️"Öğretmenim canım acıyor!" Eslem minik parmaklarıyla, gözlerinden akan ve hiç durmayan, göz yaşlarını sildi. Elimdeki kremi yavaşça başındaki yaraya sürdüm "Bitiyor güzelim azıcık kaldı
sabret."Bitirmek için hızlandım. Öğretmen oldum olalı bir çok öğrenciyle uğraşmıştım fakat Eslem farklı bir çocuktu. Babası Fethi abi askerdi bir çok insana iyiliği dokunmuştu. Eslem babasına o kadar düşkündü ki bazı günler etkinlik yapmak yerine pencerenin dibinde oturur babasını beklerdi ta ki geçen sene Fethi abinin ölüm haberi gelene kadar.Eslem daha çok küçüktü, kaldıramamıştı küçük kalbi bu acıyı. Aileden birini kaybetmek nasıl bir duyguydu tatmamıştım. Doğrusu aile ne demek onu bile bilmiyordum ya! Eslem'in ağlamaktan kızaran yanaklarını okşadım ve koltuktan kalktım ayaklarını kendine çekip uzandı.
"Lülü! Ders..." Öğretmenler odasına giren Sibel'e susması için işaret yaptım. Eslem o kadar çok ağlamıştı ki yorulmuştu çocuk, bu yüzden biraz dinlenmesi iyi olurdu. Sibel'in yanına geçip masaya oturdum.
"Uyumuş." Dedi Eslem'i göstererek. "Çok ağladı," üzgünce Esleme baktım "Babasının üzüntüsü içinde birikmişti, birazda olsa rahatlamıştır belki." Sibel önümüzde duran kitapları ileri çekip "Annesine haber verdim birazdan burada olur." Dedi.İçeri giren Ayşe ablaya gözümüz kaydı elinde çay tepsisiyle bize doğru yaklaştı
Sibel "Ayşe abla yine tam zamanında getirdin." Dedi. Ayşe ablanın yüzünde oluşan gülümseme Eh benim işi bu neticede. Gülümsemesiydi. Ayşe abla yanımıza hafifçe eğildi "Haberiniz yoktur sizin şimdi." Dedi. Sibel'le birbirimize bakıp ne olduğunu anlamaya çalıştık. Ayşe abla sessizce "İlerideki ilkokuldan bir tane çocuğu kaçırmışlar."deyince Sibel hızlıca "Ay evet Babam bana dün demişti."diyerek araya girdi."Küçücük çocuktan ne istiyorlar, alçaklar."
Sinirle söylediğim sözde haklıydım. Ayşe abla "Artık sadece köylere değilde merkeze de askerler temin etmişler." Dedi. Terör bu ilçede her zaman olan bir şeydi fakat merkezde pek görülmezdi. Genelde köylerde olurdu yani en azından haberleri gelirdi.
"Babam dikkat etmemizi söyledi sonuçta bu caniler herkese bir tehdit unsuru oluşturuyorlar." Kafamı olumlu anlamda sakladım. Biz öğretmendik bu çocuklar gün boyu bizlere emanetti bir sorun olsa hiçbirimiz kendimizi affetmezdik bundan emindim.
Telefonum elimdeyken saate baktım. Azra beni eczaneye çağırmıştı yardım için onun yanına gitmem gerekti. Hızlıca ayağa kalktım "Benim eczaneye gitmem gerek." Dedim.
Sibel "Son ders zaten biz hallederiz İpekle." Dedi. Üstüme ceketimi geçirip çantamı aldım kitaplarımı dolabıma koyarken Sibel "Ha! unutuyordum Lülü; babam bu akşam bir yemek düzenleyecekmiş seni de davet etti, Eylül kızım kesin gelsin, dedi." Sibel'in babası Ali abi hayırsever ve zengin biriydi. Genelde ilçenin her işini adamları sayesinde halleder hatrı sayılır bir insandı.
YOU ARE READING
ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDA
Teen FictionHayatı boyunca yalnız yaşamış, anaokulu öğretmeni Eylül bir gün arkadaşına yardım için eczaneye gider. Tesadüf eseri o gün yaralanan Yiğit Yüzbaşı, Eylül'ün olduğu eczaneye gelir ve her şey o anda başlar. Her şey anlatıldığı gibi tesadüf müdür? Bu...