{4} Dostluk şarabı

36 18 53
                                    

Önceki bölüme göz atınız

Selim sabah yine Yamaçın onu sarsmasıyla uyanır ve "Ne var lan?" der

Yamaç "Dışarıda müp bi sis var , hadi gel izleyelim" diyip abisini sürükleyerek dışarı çıkar

Atlas bisikletiyle turlar atıyodu güvertede

Yamaç "Çok güzel değil mi?"

Selim "Göz gözü görmüyo Yamaç ,nesi güzel"

Yamaç "Hıh odun , benzedi buda diğer abilere"

Bu sırada yukarıdan gelen seslerle ikili kafasını kaldırıp direğin üzerine baktı

Gördükleri şeyle şok olmuşlardı , Yamaç "Manyak bunlar" der

Atlas "Doğal halleri o"

Ağa ve Hilal ellerinde kocaman kılıçlarla direğin tepesinde oradan oraya koşarak savaşıyolardı ölümüne

Hilal kılıcını Salihin boynuna direyip "Af dile , belki bağırlarım"

Salih ani bi hamleyle iki kılıcıda alıp kenara atar dikkatle ve Hilalin beline sol kolunu sarıp "Aff dile belki bağışlarım" der gülerek

Hilal ne olduğunu anlamadan Salih sağ elini bi halata atar ve kadınla beraber yere atlar

Hilal ani hemleyle korkup çığlık atar ve kollarını hemen eşinin boynuna dolar

Salih güvertenin üzerinde bi daire çizdikten sonra geminin burnuna zıplar

Hilal gözlerini kapatıp iyice sokulur Salihe

Salihin dudaklarını kendi dudakları üzerinde hiss edince gözlerine açar Hilal

İkili geminin burnunda duruyolardı , Hilalin içi rahatlayınca kollarını gevşetir ve zevkle Salihe karşılık vermeye başlar

Medet aniden dışarı çıkıp "ABİ TEHLİKE" der

Salih koşarak Medetin yanına gider ve beraber içeri girirler

Hilal Atlası alıp Ahmete verir ve "İkinci bi emire kadar Kamarasından çıkmayıcak"

Ahmet Atlasla beraber giderken Hilal alt kata iniyodu , Celasun ise sirenleri çalarak her kesi uyandırır

Selim "Yamaç geç içeri" diyip onu çekiştirerek yan taraftaki kamaraya salar ve oradaki adamların yanında durup camdan izlerler güverteyi

Ağa elinde altın kaplama silahı ile direğe çıkıp fit çalınca her kes güverteye çıkar , Koçovalı brosta dahil

Yan tarafa bi gemi yanaşır sisleri yararak , 4 adam güverteye gelir ve tutdukları birini fırlatırcasına güverte zeminine atarlar

Elleri arkadan bağlı , ağzında siyah bi bant olan , yüzü kan içinde kalan genc bi adam diz üste güvertede duruyoken Yamaçın fark etdiği şey Ağanın adamlarının ona şaşkınca bakmasıydı

Yamaç fısıltı ile abilerine "Galiba tanıyolar onu" der

Selimde aynı tonla "Denizde çoğu insan bir birini tanır"

Salih ip yardımıyla güverteye iner ve Hilalin yanında durup "Arap Aslan'ı neden tutdunuz?" der

Sarı şapkalı adam "Senin düşmanın , bizde ayağına getirdik"

Ağa "Benim düşmanım benim meselem , bu sizi alakadar etmezdi"

Aynı adam "İstemiyosansa onu isteyen başka düşmnları da var"

Ağa boynunu şıklatıp "Ecel istiyon galiba sen"

Adam "Hayır , sen bunu al bizi adamın say , ödülümüz olarakta altın ver"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AEOLUS'UN EVLADI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin