2. Bölüm

5 0 0
                                    

Keyifli okumalar✨

Bölüm şarkıları;

İki bira bi'de sen- Vugar
Tu guli ez bülbule te me
Rüzgar- Barış AKARSU


"Dicle bak sana ne topladım." Gece karası gözlerine inen yıldızlara baktı hayal gülümseyerek. Dili farklıydı, aksanlı ve karışıktı ama anlıyordu, gözlerine baktığı an anlıyordu kelimelerinin anlamlarını.

"Bu ne?" Elindeki yeşil topları andıran meyvelere bakarken kaşlarını çattı, "çağlaymış adı" dedi zorlukla telafuz ederek çocuk. Hayal yüzünü buruşturdu anında çünkü o kiraz dışında meyve sevmezdi, bazen karpuz da yerdi ama en sevdiği meyve kirazdı. "İstemem."

Gülümseyen yüzü düştü, elindeki çağlaları cebine sıkıştırdı küskün bir ifadeyle. Onu kırdığını bilerek yanına yaklaştı ama bir adım uzaklaştı, yeşil irisleri kararmış gözlerine odaklanırken biraz daha sokuldu yanına. "Kiraz severim ben, kiraz toplayalım."

Dikleşmiş çenesi eğilirken yüzüne baktı karanlık gözler, aynı anda başını kaldırıp yüzüne yaklaştı hayal gülümseyerek. "Hadi ne olur kiraz toplayalım, kiraz istiyorum kiraz toplayalım."

Kollarına tutunup çocuksu bir neşeyle zıplarken bakışlar üzerinden çekildi, etrafı taradı hızla. İkisi de bilmiyordu kiraz mevsiminin gelmediğini ama önemli değildi, hayal için önemli değildi. Biliyordu ki yanındaki çocuk onun için bütün şehri arar kiraz bulurdu.

Evet henüz altı yaşındaydılar, henüz daha küçüktüler ama ona olan güveni sarsılmaz bir boyuttaydı. Hayal babasından sonra ona güvenirdi, güvenmeyi ona babası öğretmişti.

"Hadi ne olur kiraz bulalım." Elini tutup bedenine sokulduğunda tamamlanmış hissetti, mutlu hissetti hayal. Elleri dahi güven vaat ediyordu ona.

"Beşik kertmesi bunlar, evlenecekler belli ki." Yanlarından geçen kadınlar birbirine dönüp güldüğünde oğlan çocuğu korumacı bir ifadeyle dikleşip hayali arkasına çekti. "Belli belli, baksana daha şimdiden aralarından su sızmıyor."

Kadınlar uzaklaşırken hayal öne çıkıp oğlana döndü. "Beşik kertmesi nedir?" Çocuk elini ensesine attı, başını eğip güldü utançla. Ne denirdi, nasıl anlatılırdı onun dilinde bilmiyordu ama babasının annesine söylediklerinden yola çıkarak dudaklarını araladı.

"Karım olacaksın" dedi pat diye. Hayal bir adım gerileyip şaşkınca baktı yüzüne ama bir yandan da mutluydu. "Annemle babam gibi mi?"

Küçük kalbi heyecanla kısılırken utandı, yanakları kızardı anlık bir duyguyla. Karşısındaki çocuk ondan daha beter bir haldeydi ama umursamadı, ikisi kızarıp dururken el ele yürümeye başladılar. "Annenle baban gibi."

"Peki kocalar karılarına hep kiraz mı alır?" Yandan yandan ona baktı neşeyle, eğer ona hep kiraz alacaksa karısı olurdu. Babası annesine hep en sevdiklerinden alırdı çünkü.

Çocuk duraksadı, boğazını temizleyerek hayale döndü yeniden. "Kocalar karılarına ne isterse onu alır Dicle, şimdi ben de sana gidip kiraz bulacağım."

İlk kez bozuk bir dil gibi değil de normal bir Türkçeyle konuşmuş olması hayali şaşırttı, diline yavaş yavaş alışıyordu tıpkı hayalin alıştığı gibi. Onun için öğrenmeye çalıştığı dili anlıyordu ama konuşamıyordu, konuşacağı zamanlar da gelecekti elbet. İşte o zaman ikisi birbirini hep anlayacaktı.

Odada yankılanan alarm sesi rüyamı bölerken uyumaya, gördüğüm rüyaya dönmeye çalıştım ama olmadı. Yine ve yeniden olmadı.

Hırsla doğrulup üzerimdeki yorganı attım, Emre anında doğrulup alarmı kapattı. Manyak gibi bir insandı, alışmıştım bu hallerine ama rüyamı bozmuş olması sinirlenmeme sebep oluyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin