☆6. BOLUM☆

77 7 20
                                    

"Ne işin var senin burada" dedim aniden bir sinirle "ne o başkasını mı bekliyordun? " dedi karşımda duran Minho'nun babası bay Lee "lafı dolandırmayın ne söyleyecekseniz söyleyin ve defolup gidin" dedim bunu söylerken bir elimi yumruk yapmıştım diğer elimi ise dışarı doğru sertçe işaret etmiştim yumruk olan elimi yüzüne geçirmemek için kendimi zorluyordum o ise karşımda pişkin pişkin gülüyordu. Bay Lee bir kerede üstüme doğru yürümeye başladı bende refleks olarak geriye doğru küçük adımlar atmaya başladım adamın benim uygunsuz yerlerime bakmasindan dolayı yapacağı şeyi anlamıştım sert bir şekilde yutkundum, ardından duygusuz bir ses tonunda "ya şimdi evden çıkarsınız ya da ben polis çağırıyorum" diye uyardım adam küstahça baktı ve ardından gülmeye başladı "sence polisler senin gibi bir lise öğrencisine mi yoksa benim gibi bir polis memuruna mi inanırlar" adam benimle dalga geçiyor gibiydi ama dediği şeyler kanımı dondurmustu o haklıydı adam arkasını gondu Kapıya dogru iki adım attı çıkacağını düşündüğüm için derin bi nefes almıştım ama hicbirsey düşündüğüm gibi olmadı kapıyı sertçe çarpıp girişin hemen yanında olan anahtarla kapıyı kilitlemiş hersey saniyeler içinde gerçekleşmişti ne olduğunu anlamamıştım bile bildiğim tek birsey vardı oda sıçtığım...
Hizlicana üst kata odama çıktım odayı içerken kilitledim kalbim deli gibi atıyordu onun bu şekil birsey yapacağı aklımın ucundan bile geçmemişti o sırada dışarıdan bir ses yükseldi "benimle uğraşan bana bu şekil saygısızlık yapan kişilere ne yaptığımı biliyor musun" diye bağırdı sesi alaylıydı "GİT BURADAN SİKİK HERİF" diye bağırdım Kapıya doğru bakarak odanın içinde dolanıyorum bu nasıl bir psikopatlık seviyesiydi. Vücudum baştan sona adrenalin salgiliyordu tabiri doğru olursa ödüm bokumla karışmıştı elim ayağım birbirine girmiş bir haldeyken yatağın üstündeki telefon dikkatimi çekti hemen telefonu elime alıp rehberime göz attım ilk Minhoyu aramayı düşünsem de onu yormanın doğru olmadığını düşündüm o yüzden hizlicana felixin Numarasını çevirip aradım tam da o sırada dışarıdan gelen bir ses ile irkildim "seni çırılçıplak becermeden ne sen oradan çıkabilirsin ne ben giderim ne de birisi bu eve gelebilir" diye bağırdı sesi giderek ciddileşmişti gözlerimden yaşlar süzülürken başlamıştı bütün kelimeler sırayla boğazımda dizilmişti "ALO JİSUNG SES VERECEK MISIN YOKSA BEN TELEFONU KAPATIP ENGELLEYEYIM Mİ" diye bir bağırma sesi geldi telefondan telefondan felixi aradığım aklımdan çıkmıştı telefonu hemen kulağıma götürüp "A-alo" diyebildim sadece sesim titreyerek çıkmıştı kendimi tutamıyordum artık tamamen ağlıyordum "Han... Ne oldu meleğim neden ağlıyorsun" dedi felix sesinin endişeli olduğu oldukça belliydi "felix ne işin varsa bırak buraya gel yalvarırım" dedim artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum minho'nun babası bun ufak etmiş olacak ki kapının arkasından seslendi "oy kıyamam korktun mu lan sen" dedi dalga geçer bir sesle sonra da kahkaha atmaya başladı "SIKTIR GIT PISLIK" dedim bağırarak "Han neler oluyor orada cevap ver korkutma beni" dedi felix bağırarak sesi aglamakliydi "felix minho'nun babası burada fiş kapıyı kilitledim ben şu an kendi odamdaki içerken kilitledim kapıyı yardım et bana" dedim ardından minho'nun telefonda "NE" diye bağırdığını duydum sonra da telefon kapandı

Minho'dan
Annemin uzun ısmarlarım sagolsun felixin biraz bizde kalmasını sağladı birlikte rağmen yedikten sonra onunla birlikte evimin yakınındaki parka gittik o sırada felix'in telefonu çaldı "kim aryor" diye sordum bi kaşımı havaya kaldırarak "sevgilim, konuşmak ister misin" dedi ekranı göstererek ardından ikimizde güldük felix telefonu açtı ve telefonu hoparlöre koydu "ALO efendim hanji" dedi ama karşı taraftan ses gelmedi sonra göz devirerek "jisuuuung orda misinnnn" dedi karşı taraftan tekrar ses gelmeyince "ALO JISUNG SES VERECEK MISIN YOKSA BEN TELEFONU KAPATIP ENGELLEYEYIM MI" dedi bağırarak "yavaş ulan hayvan benim kulağımı siktin" dedim sessiz bi şekilde oda bana dil çıkardı ardından telefondan ağlamaklı bir ses yükseldi "A-alo" ikimizde aynı anda birbirimize bakmistik tam ne oldu diye soracaksın felix bir elini benim ağzıma tikistirdi ardından telefonu hoparlörden çıkarıp kulağına götürdü "Han... meleğim ne oldu neden ağlıyorsun" dedi yüzü endişeli bir hal almıştı bi kerede aşağıya kalktı biraz geçtikten sonra telefondan bir bağırma sesi geldi ben kelimeleri tam anlamadım ama hanın bağırdığını fark etmiştim felix bana eli ile hadi işareti yaptı ikimizde hanın evine doğru hızlı adımlarla yol aldık felix yolda biraz konuştu tam tekrar telefonu hoparlöre aldığı sırada "felix minho'nun babası burada fiş kapıyı kilitledim ben şu an kendi odamdaki içerken kilitledim kapıyı yardım et bana" dedi Han başımdan aşağıya kaynar sular dokulmustu kendimden geçerek "NE" diye bağırdım hemen ardından felix telefonu kapattı. İkimizde koşmaya başlamıştık "BU ADAM DELIRMIS BU YAPTIGI HANGI KALIBA SIGAR AMINAKOYIM SAKA MI YA" diye bağırdım yolda giderken çoğu kişi bu bagirmamla bize bakmıştı ama umurumda değildi. Hanın evine yetistigimizde babam olacak adamın sesi dışarıya kadar geliyordu "hadi ama çok acımayacak millet benimle olabilmek için sıraya giriyor kıymetini bil biraz" diyordu bu sözü benim gözümü dondurmustu "BU SIKIK NE SACMALIYOR FELIX" diye bağırdım ardından defalarca kapıyı tekmeledim. Felix ise çilingir çağırmayı akıl etmişti çilingir 10-15 dakika arasında buraya gelmişti o 15 dakika benim için 15 saat gibi geçmişti çilingir en hızlı şekilde kapıyı açtığında ben içeri daldım felix'te çilingir parasını oduyordu alt katı dolastigimda kimseyi bulamadım. Ardından üst kata çıktım önüme çıkan ilk odaya daldım gorudum manzara beni şok etmişti Han yerde çırılçıplak şekilde kendini toplamış ağlıyordu babam olacak adam ise yarı çıplaktı pantolonunu çıkarmaya hazırlanıyordu etrafa baktığımda elime geçen ilk örtüyü hana attım ona firlatirken yanlış anlamaması için iki gözümü de kapatmıştım ardından yönümü babam olacak insansı varlığa çevirdim sinirli bir şekilde üstüme doğru yürüyordu bende ona karşılık olarak üstüne yürüdüm ondan önce bir hamle yaparak yüzüne sert bir yumruk geçirdim "SENI DOGURAN EBENIN AMINI SIKSINLER ULAN SEN YASAMAYI HAK ETMIYORSUN" diye bağırdım o ise geriye doğru birkaç adım sersemledikten sonra bana doğru koşarak geldi ve karnıma bir yumruk geçirdi ardından beni duvara yapıştırdı ve iki elini beni boğacak şekilde tuttu ona ne kadar karşılık versemde elleri çok sıkıydı kafasına gelen sert bir darbe ile elleri hafifletici ardından hemen yere yıkılmıştı tam bu adamlığı kimin yaptığını düşünürken bunu yapanın felixin olduğunu gördüm. Önce felix'e ardından hana baktım Han üstüne örtüyü tamamen sarmış ağlıyordu ikimizde hızlıca onun yanına koştuk "Han bana bak güzelim bak ben buradayım sakinleş lütfen" dedim elimi onun yüzüne koyarak ama o beni duymuyordu kilitlenmiş durumdaydı etrafta hanın kıyafetlerini toplayıp ona getirdim "Han hadi güzelim kıyafetlerini giy lütfen" dedim ama o beni duymayı red ediyordu felixe baktığımda gözleri dolu doluydu elimi onun omzuna koydum "sakın ol birsey olmayacak" dedim teselli edici bir sesle o bana bakıp sadece başını olumlu manada salladı "etrafı arayıp bir örtü daha bulalım boyle olmayacak" dedim, ikimizde aynı anda yerimizden kalkıp örtü aradık felix benden önce bir tane buldu bende onunla hanı sarıp yatağa doğru taşıdım ben onu kucağıma aldığım sırada bir kerede bağırıp bana vurmaya başladı ne yalan söyleyeyim eli sertti hizlicana onu yatağına bıraktım ve iki adım geri çekildim felix herseyi şaşkınlık ile izliyordu ikimizinde hanı o şekil bırakmaya gönlümüz el vermiyordu ben her şekil kalabilirim ama felixin gitmesi gerekiyordu "benim gitmem lazım annem kalmama asla izin vermez" dedi felix "sorun değil ben onun yanında kalırım aklın burada kalmasin" dedim ona aklının her şekil burada kalacağı belliydi "bu adamı ne yapacaz" diye sordu haklıydı da biz bu kısmı hiç düşünmemiştik "ellerinden tut ben de ayaklarından kapının dışına bırakalım kalanı bizi ilgilendirmez ne bok yiyeceklerin yesin" dedim babam olacak adama bakarak felix disari çıkarken birlikte dışarıya o herifi taşıdık şeytan diyorduk at yolunortasina araba çarpsın gebersin gitsin ama şu an öyle birsey yaparsak son cezaevi olacağını bildiğimiz için kendimizi tutuk. Felix'i ugurladiktan sonra hanın yanına geri döndüm ağlaya ağlaya uyuyakalmıştı. Bu adam bu çocuğa elleme cesaretini nereden buluyordu acaba. Hava giderek karariyordu ama ne gelen vardı ne de giden bu saate kadar annesi ve babası neredeydi acaba

KAYIP MELODİ / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin