Adam alaycı bir şekilde hafifçe gülümsedi silah kullanmayı ben öğretmiştim sana dedi adam
Yeşil:Maalesef sen öğrettin
Murat :Ne maalesef i kızım ben senin abinim
Yeşil :Eskidendi murat
Murat:Murat değil murat abi diyeceksin. Yeşil:bizim kitabımızda kaçana abi denmez
Murat:peki abiye yani aynı kandan olduğun kişiye silah doğrultmak hangi kitabta yazıyor yeşil.
Yeşil:Kaçtıysa her kitabta yazar töreleri unutmuşsun
Murat:hayır unutmadım senden de çok iyi biliyorum
Yeşil:öylemi bunu bana kendi memleketinden kaçan adam mı söylüyor
Murat:bana adam demeyi kes ben senin abinim
Yeşil:sen benim hiç birşeyim değilsin murat karahan hiç değilsin sen sadece muratsın
Murat:kim söylüyor bunu kim
Yeşil:ben söylüyorum
Murat:iyi vur o zaman
Yeşilin gözünden bir damla yaş düştü kendine silah kullanmayı öğreten adama silah doğrultmuştu
Murat:madem üzülüyorsun niye silah doğrultuyorsun
Yeşil:üzüldüğümü kim söylemiş ben dedeme verdiğim sözü yerine getiriyorum
Murat:iyi vur lan o zaman
Bu sırada muratın önüne bir çocuk geçti yeşil gözünden akan yaşla çocuğa baktı çocuk:babamla neden kavga ediyorsun sen kimsin
Diyince yeşil anladıkı çocuk muratın çocuğuydu
Yeşil nefes alamayacak gibi olmuştu silahı geri yerine koydu ve koşarak oradan uzaklaştı sabah konağa gittiğinde herkes yeşilin sesine çıktı abim noldu dedi tarık arkasından diğerleride indi yeşil dayanamayarak dizlerinin üzerine düştü abim noldu dedi Samet yeşilin yanına çökerek abi murat geri döndü yeşil yerinden kalkarak muratın odasına gitti kimseyi yanına yaklaştırmıyordu en sonunda mert dayanamayarak odanın içerisine daldı kardeşi herşeyi başka bir tarafa fırlatıyordu o kadar kötü durumdaydıki mert kardeşini Sarılarak sakinleştirmeye çalışıyordu ama yeşil dahada kötü oluyordu Mert'in kollarının arasından kurtularak koşarak arabasına gitti mert tam kapıdan çıkacakken mert seni dinlemez izin ver ben gideyim dedi Samet ve hemen arabasıyla onu takip etmeye başladı onu hiç durdurmaya çalışmadı biliyordu durmayacaktı sadece izlemeyi tercih etti en yakın tenha bir yerde durdu arabasından indi ve arabanın önüne ağlayarak çöktü eli ayağı titriyordu kızın içinden geldiği kadar bağırdı belki geçer diye bir umutla ama geçmedi yıllardır yüreğinde yara olan dert iyice yarasını deşmişti murat abisi gittiğinden beri ne bir abisine yakın davranmıştı ne de murat abisinin yerine koymuştu hiçbir abisi murat abisinin yerini tutamadı 12 yaşından beri yüreğinde büyüdü bu yara bir yandan gelen özlem öbür yandan gelen öfke iyice yüreğini deşmişti samet onu geriden izliyordu biliyordu 5 dakikaya oradan kalkıp kendini toplayacaktı buna mı üzüldüm bu kadar diyecekti hep bunu yapmaz mıydı zatenAma samet'in düşündüğü gibi olmadı yeşil oradan kalkamadı Samet ne yapacağınıda bilmiyordu ne dese ne yapsa yüreğindeki yarayı kapatamıyacaktı .
En sonunda yeşil'in yanına gitti yeşil'in yanına arabaya dayanarak oturdu yeşil ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerle samet'e baktı
Samet: biliyorum ne yapsam ne desem yüreğindeki acıyı dindiremem ama izin verirsen yanında olurum ama istemezsen giderim
Yeşil hiçbir şey söylemiyordu anladım ben abim ben gidiyorum o zaman diyerek kalktı Samet tam giderken yeşil de kalktı abi dedi Samet yeşil'in abi dediğini duyunca donup kalmıştı çünkü yeşil murat gittiğinden beri kimseye abi dememişti Samet olduğu yerde kalmıştı yeşil giderek samet'e sarıldı abi efendim abim yüreğim çok acıyor geçecek abim o da geçecek sana söz olsun istemezsen muratla bir daha görüşmezsin ya dedeme verdiğim söz dedem zaten böyle olacağını bilse sana hiç söylemezdi dedem bu halini görse çok üzülürdü abi sen beni hiç bırakma olur mu olur prensesim olur hadi gel gidelim (işte yeri geldiğinde ağa olan Samet yeri geldiğinde kardeşinin üzülmesine dayanamayan bir abi oluyor.)
Samet zorda olsa yeşil'in yarasını biraz hafifleterek konağa götürdü yeşil konağın kapısından içeriye girince tam karşısındaki kapıya uzun uzun baktı yıllardır bu oda ya kimse girmemişti bu oda murat'ın odasıydı o gittiği günden beri ne birşey ellenmişti o odada nede biri girmişti yeşil gitti kapıyı açtı ve odaya girdi amcasının oğlu eyüp arkasından bağırdı yeşil bana bak yeşil çık ordan abim hadi uğraştırma bizi abicim yok yeşil çıkmıyordu kapıyı da kilitlemişti komidinin üzerinde olan murat ve kendisinin olduğu fotoğrafı aldı ve yere oturdu uzun uzun fotoğrafa baktı oradan çıkmaya niyeti yoktu kimse çıkaramamıştı onu içerinden
Eyüp:hadi abisinin gülü aç kapıyı
Tam bu sırada bir ses duyuldu "karahanlar ben geldim " bu murat'tı lan sen ne yüzle buraya geliyorsun dedi eyüp murat'ın yakasına yapışarak tam bu sırada sesleri duyarak yeşil oda dan çıktı murat'ın yanına gitti" neden geldin lan neden neden madem gelecektin niye gittin ya aklım almıyor"
Abim bak gel yapma bende özledim seni dedi yeşilin elini tutarak"dokunma bana bana sakın ama sakın dokunma öyle ortadan kaybolup sonradan gelince abi olunmuyor murat bey abi dediğin eyüp abim gibi Samet abim gibi diğer abilerim gibi olur sen abi denilmesini hak etmiyorsun hiç bir zamanda hak etmiyeceksin ben senin yaptığın bu kötülüğü ölene kadar unutmıyacam"
Git artık git yeter yeter diyerek murat'ı dışarıya çıkarmaya çalışıyordu tam bu sırada eyüp silahını çekti ve Murat'a doğrulttu yeter be çektiklerimiz vuracam lan seni yeter artık
Bu kız sen gittiğinden beri hiçbirimize abi demiyor anlamıyoruz sanıyor ama anlıyoruz bak sen burda bir kere abi demedi diye kendini yiyip bitiriyorsun ama biz 10 yıldır bu acıyla yüzleşiyoruz eyüp tam ateş edecekken meltem koşarak eyüpün elini tutarak başka tarafa çevirmeye çalışıyordu tam bu sırada silah patladı ama murat sağlamdı herkes birbirine bakıyordu tam bu sırada acı bir çığlık duyuldu "ABİ" dedi yeşil mert'e bakarak2.Bölüm sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut
Randommerhaba arkadaşlar bu benim buradaki ikinci deneyimim olacak hikayem biraz saçma gelebilir ama okudukça beni daha iyi anlayacaksınız hikayemde bir kızın hayat hikayesi anlatılıyor umarım beğenirsiniz