Eminim ki bu mektup eline geçmeyecek ama oldu da geçerse ben artık yanında değilim. Belki de bir daha hiç olamayacağım.
Bakma öyle kırgın kırgın. İçinden bana bağırıp çağırmak, sövmek geçiyorsa yap Jeon, tutma içindeki acıyı. Çünkü o acı bir zamanlar beni kül edip bitik haldeki senin yanına savurmuştu. Sanki küçücük bir kıvılcıma muhtaçtın elindeki ormanları yakmak için. Bende o kıvılcım oluverdim sanırım. Halbuki bir görseydin çırpınmaktan bitkin düşmüş lanetli ruhumun cehennemine getirdiğin aydınlığı... O yakmaktan beter hale getirmek için intihara koştuğun ormanlarının bana hayat verdiğini en başından bilseydin, söylesene Jeon yine de yakıp kül etmek ister miydin?
Duygudan yoksun benliğim alevlerin arasında kalmaya alışkın o ormanlara öylesine aşık olmuştu ki sırf tutuşmasın diye bir ömür suya mahkum edilmeye hazırdı bizzat ben tarafından. Çünkü ben sensiz yaşayamazdım. Ama bak şimdi seni de yaşatamıyorum ya, ne gülünç.
Biliyorum şu an odanın kapısını sertce çarpmış, sırtını kapıya yaslamış yaşlı gözlerle okuyorsun mektubumu. Dağılan kalbinin içinde sulh süren tarifsiz acıya belki bir umut yaşadığını hatırlamasını fısıldıyorsun. 'Onsuz da varolduğun zamanları hatırla' diyorsun içindeki sese. Kendinden geçercesine çaresizlik sarmış bedenini. Çırpınışlarınsa aynı kanadı kırık bir kırlangıç gibi, mahsun mahsun direniyor. Ama sakın ağlama. Her damlası için aklımı yitirebileceğim gözyaşlarını benim için dökmeye değmez güzelim. Üzülme. Çekme dizilerini kendine doğru. Yalvarırım. Hem çok ağladığın zaman burnun kanar ve sen kandan tiksinirsin. Benim için ne olur ağlama.
Nefret ediyorsun benden değil mi? Sana ömrüm boyunca yanında kalacağımın sözünü verip öylece çekip gittiğim için bu öfken. İçim izin vermiyor Jungkook. Yaşadığın tüm işkencelerin sebebi olmak ve sen daha da kötüleriyle savaşırken uzaktan izlemekten başka çaremin olmayışı beni her gün daha çok öldürüyor.
Sana zarar veriyorum, kendimden bile sakındığım narin bedenini acıtıyorlar benim yüzümden. Bakmak için cesaret bulmaya çalıştığım ve her defasında içimdeki o susturulamaz hayranlığa yenildiğim gözlerinin ışıltısını çalmaya çalışıyorlar senden. Benimle tanışmadan önce o kadar mutluydun ki resmen gözlerinin içi gülüyordu Jungkook.
Keşke benimle tanışmasaydı diye her gece tanrıya yalvarmaya değecek kadar mutlu bakıyorlardı sevgilim.
Ama şimdi tüm ışıkları söndü o galaksinin. Sırf aşk denen şey birbirimizin kalbine denk geldi diye adımız günahkarlıkla mühürlendi. Her bir zerrene çok aşığım ve bunu unutabilmek aklımın ucundan dahi geçmedi.
Benim dünyamı aydınlatan güneşten de öte, evrenimsin Jeon Jungkook. Galaksilerinde var olma şerefine nail olduğum, yaldız tozlarıyla bezeli saçlarına hayatımı adayabileceğim, şu dünyadaki en büyük sonsuzluğum. Güller ve duaların kutsadığı bu hadsiz ruhumda hayat süren en temiz meleksin. Ve ben bu meleği sonsuzluğuma gömdüm.
Bırak ulaşsın sana bu mektup. Çünkü bu sadece bir kağıt parçasından ibaret değil benim için. Sanırım bu hisler yüreği buz tutmuş adamın donmuş ruhuna dokunan sıcak bir dokunuşun da eseri, yani senin. Her zaman da senin olmaya devam edecek.
Seni seviyorum her şeyden kendimden daha çok! Kalbimin en nadide çiçeği, asla solmayacaksın ve ben hayatımda bir daha rastlayamayacağım yara bere içindeki hastalıklı aşkıma denk düşen bu adamı asla unutmayacağım.
Kaplan çiçeğime, Sevgilin Kim Taehyung."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.