21. bölüm

26 7 19
                                    

Teşekkürler

"Gitmem gerek" dedi. Nereye gidiyordu? Ne zaman gelecekti bilmiyordum. Gelen bir telefonla valizini toplamıştı.

"Nereye gidiyorsun, valizini neden topladın?"

Valizin içini açtı bir sürü silah vardı gözlerimi kocaman açtım

"B-bunlar da ne böyle ne yapacaksın bunlarla?"

Birden yatak odamızın kapısı açıldı gelen Amcasıydı

"Arda çıkmamız gerek, herşey hazır mı? Karınla vedalaş arabalar hazır."

Ne vedalaşmasıydı nereye gidiyorlardı?

"Noluyor arda! Nereye gidiyorsun!?"

"Babamın husumetlileri var, barları kurşunlamış şerefsizler. Onların köklerini kurutacagım!"

"Neden bu kadar hazırlık yaptın? Korkuyorum".

"Bilmiyorum. Belki birkaç gün gelemeyiz kalabalıklar ne olacağını bilmiyorum."

Ne demekti bu resmen bana veda ediyordu elini karnıma koydu ve

"Ben dönene kadar kendine dikkat et yorma kendini bebeğimize iyi bak. Eğer birşey olur dönemezsem-"

İşaret parmağımı dudağına koydum böyle konuşması hoşuma gitmiyordu

"Şşt sakın, sakın böyle konuşma, seni bekleyeceğiz tamam mı? Seni seviyorum kocacığım."

Kafamı göğsüne bastırdı boynumu öptü valizini eline aldı ve odadan çıktı arkasından kapıya kadar gittim kapıda kuzeninin omzunu tuttu

"Yengenize iyi bakın bir dediğini ikiletmeyin."

Son kez sarıldım ona kokusunu içime çektim, kafasını boynuma gömdü dudaklarını son kez boynuma bastırdı. İçimde kötü bir his vardı ama iyi düşünmeliydim bir iki güne dönecekti sonuçta değilmi?

"Seni seviyorum." Diye fısıldadı dudaklarını boynuma bastırırken

"Bende..."

Elleriyle karnımı okşadı ve eğilip öptü

"Anneni yorma kızım, içerde fazla yaramazlık yapma."

Ayağa tekrar kalktı ve arkasını dönüp arabaya bindi altı yedi araba kapıdan çıkarken korna çaldı çıkarken el salladım, içeriye girmeye başladı ev halkı kapı kapanana kadar bakmaya devam ettim, umarım ki en yakın zamanda dönerler...

~

"Konum nereyi gösteriyor?"

"Yukarıda ki ormanı, emin misin geri dönüşü olmaz bu işin arda. Eşini bebeğini düşün!"

"Biliyorum. Zaten onları düşündüğüm için yapıyorum."

Ormanlık alana doğru ilerliyorlardı herşey yolunda giderken neyin nesiydi bu? Yollarda asfalt yoktu arabanın tekerleri çamur olmuştu tekerler çukurlara girip çıkıyordu biraz ilerledikten sonra karşılarında bir kaç araba ve bir sürü adam gördüler.

"Dikkat edin iniyoruz!"

İlk başta arda ve daha sonra diğerleri arabadan indi karşılarında duran bir kasa dolusu para ve bulaşmak için yer arayan bir sürü adam vardı arda kendinden ne kadar emin olsada, herşey yolunda gitmeyecekti...

4 saat sonra ~

Uyumuşum kalktığımda
"hayır, hayır!" Diye bagırdıgımı hatırlıyorum. Aşağıdan gelen seslerle uyandım. Hemen alt kata koştum gelmişlerdi a-ama arda yoktu o neredeydi herkes bana bakarken dolu gözlerimle sordum.

"Kocam nerede?"

Sessizlik oluşmuştu bişey vardı evet birşey vardı annesi o ağlıyordu ayaklarına kapandım ağlarken

"Suna anne, arda nerde!"

Biliyordum birşey olacağını ne olmuştu ki en büyük amcasının ayaklarına kapandım yalvarırken

"Kocam nerede dedim!"

Ilgın beni kollarımdan tutup kaldırdı
Amcası kuzey İse ciddiyetle

"Arda çatışma sırasında kayboldu, bulamadık saatlerdir arıyoruz hiçbir iz yok. Yaşadığından eminim, etrafta kan yoktu."

N-ne yani kocam yaşamıyor olabilir miydi? Delirmek üzereydim bağırmaya başladım.

"Ne diyorsunuz siz, arda nerede h-hayır hayır! Olamaz! Olamaz! Ona birşey olursa yaşayamam!"

Hüngür hüngür ağlarken karnıma giren sancı nefesimi kesmişti içten içe inlemeye başladım. dizlerimin üstüne çöktüm tüm aile karşısında tepemde herkes bana bakarken sesler kulağımda dağılıyordu. Kafamı kaldırıp dolu gözlerle etrafıma baktım.

"Asya iyi misin?"

"Kızım sakin ol"

Her bir kulaktan sesler yükselirken, ellerimi karnıma bastırıyordum.
Ilgının koluna tutundum.  Ve kalktım
Merdiven korkuluklarına tutunarak kimseyi dinlemeden yukarı odamıza çıktım. Kapıyı kitledim ve sırtımı kapıya yasladım aşağıdan ağlayan Suna hanımın sesini duyabiliyordum. Soguk zemine bıraktım kendimi nereye gider ne yapardı?

A-ama bana söz vermişti geri gelecekti, daha birlikte bebeğimize kıyafet almaya gidecektik. Daha hayallerimiz vardı ki bizim, masanın üstünde duran fotoğrafımızı elime aldım bebegimizi ilk öğrendiğimiz zaman çekmiştik ultrason fotoğrafıyla

"Hayır, hayır bizi bırakamazsın. Gidemezsin hiçbir yere yapamazsın bunu bize!"

Aşağıdaki sesler artmıştı Ilgın kapımı yunruklamaya başladı

"A-asya!"

"Rahat bırak beni Ilgın!"

"A-arda" dedi. Kapının kilidini titreyen ellerimle açtım.

"Yoksa arda mı geldi?"

"H-hayır, Arda'nın telefon sinyalleri  ormanın ilerisinde ki nehirde bulunmuş. Ayrıca"

"Ayrıca?"

"Bir adam cesedi bulunmuş."

Ceset mi?  Hayır hayır düşündüğüm şey olamazdı.

"O değildir dimi, ona birşey olmaz ki"

"Kim olduğuna bakmaya gidecekler şimdi."

"Bende geleceğim!"

Aşağıya koştum amcası çıkarken kolundan tuttum

"Bende geleceğim."

"Asya burda kalman daha iyi olur."

"Lütfen gelmeme izin verin!"

Başını olumlu anlamda salladı arkasından çıktım ve arabaya bindim, kafamda bir sürü soru işareti vardı. Son söylediği söz aklımdan çıkmıyordu.

"Ben dönene kadar kendine dikkat et, yorma kendini bebeğimize iyi bak. Eğer birşey olur dönemezsem-"

Hissetmiş olabilir miydi? Böyle konuşmasını şimdi anlamıştım. Peki ya bize ne olacaktı onsuz nefes alamazdım, arabayı birden durdurdu

"Burası"

Sudan ceset çıkarıyorlardı yere bıraktıkları siyah deri ceset torbasının fermuarlı ellerim titreyerek açtım kalbim duracak gibiydi ya o çıkarsa? O zaman ne yapardım. Nasıl yaşardım bu acıyla bilmiyordum. Fermuarlı çektiğimde başka bir adam vardı derin bir nefes aldım ve geri çıktım, Allah'a şükretmeye başladım. Yaşadığını biliyordum. İçimden bir his öyle söylüyordu en azından...

Teşekkürlerr

Aşkın Gözü KördürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin