*Drama 2*

103 15 16
                                    

Dediğimi duyduklarında herkes sustu. Odada bir tek benim ağlama ve hıçkırık sesim vardı.

Ben ağlamaya devam ederken Seungmin ve Jeongin'in de gözlerinin dolduğunu gördüm...

Onları üzdüğüm için kendimi daha da kötü hissettim, ağlamaktan kızarmış gözlerim, ağlamamı durdurmaya çalışırken başlayan hıçkırık, nefes almakta zorlanmam ve titreyen sesim kendimi çok güçsüz hissetmeme sebep oluyordu ki zaten öyleydim.

Şuan aslında odamda eşyalarımı topluyor olmam lazımdı ama onları nasıl bırakabilirim ki? Onlar benim arkadaşlarım hatta arkadaşlardan da öteler. Onlar benim 2.ailem...

Bir insan ailesini nasıl bırakılabilir ki?

Ailesi kendisi yüzünden ağlarken nasıl bir aptal gibi ağlamaya devam edebilir ki?

"Özür dilerim...Ben çok özür dilerim! Sizi üzmek veya bırakmak istemiyorum..." hıçkırıklarım arasında konuşuyordum. Yanağımdan kayıp giden göz yaşlarının bazıları ağzıma giriyordu...

"Siz benim ailem gibisiniz..."

Konuşmaya devam etmek istedim ama ne diyeceğimi bilmiyordum...Ne diyeceğimi bulsam da boğazım adeta düğümlenmiş bir biçimdeydi ,vücudum konuşmamı istemiyormuş gibiydi. Konuşmaya çalıştığım da nefesim kesiliyor ve sözcükler, kelimeler, boğazımda oluşan düğümün arkasına düşüyordu.

"Felix...şaka yapıyorsun değil mi?"

İlkte cevap vermek istemedim ki istesemde muhtemelen cevap veremicektim.

Kafamı kaldırıp babam gibi olan Chan'a baktım. Onunda gözleri dolmuştu.

Derin bir nefes aldım "Hayır... Hayır şaka yapmıyorum. Bir kaç gün sonra gruptan ayrılacağım ile ilgili bir bildiri yayınlanıcak... Yarın ise eşyalarımı da alıp burdan gitmem gerek..."





Aradan 15 dakika geçmişti. Hiç kimseden çıt çıkmıyordu

Her biri koltuğa oturmuş bana bakıyor, konuşmamı bekliyordu.

Ağzımı açıp konuşmaya çalıştığımda boğazım yeniden düğümlendi. Cesaretimi toplayıp konuşabilirdim ama kazanan korkaklığım olmuştu.

Gözümü sıkıca kapattım ve koltuktan kalkıp hiç birinin yüzüne bakmadan odama koşup kapıyı kitledim.

Alt kattan yani oturma odasından gelen sesleri duyabiliyordum. İsmim bütün evde yankılanıyordu ama bende onların yüzünde bakıp konuşacak cesaret yoktu.

Odama baktım, bıraktığım gibiydi. Yatağı kaldırdım ve altındam valizimi aldım.

Gardıropdan sırayla kıyafetlerimi çıkarıp valize koyarken içimde düşüncelerimle boğuluyordum.

3 tane valiz dolmuştu ve saat gece 2...

Saat 23:40'a kadar kapıma vurmuşlar ve kapıyı açmamı söylemişlerdi ama ben sadece valizimi toplamaya devam etmiştim...

Belki de bu hareketim onları daha çok kırmıştı.

Derin bir iç çekip yüzümü sildim ve aynaya baktım.

Demek ki herşey buraya kadarmış. Düşüncelerim içinde daha fazla boğulmak istemediğimden kendimi yatağa attım ve uyumaya çalıştım...

Bu sefer uyurken bana sarılacak iki kişi yoktu. Tektim.

Uyandığımda saat sabahın körüydü beş buçuk da uyandım...

Yani 2 saatcik uyumuştum.

Bir kaç dakika esnedikten sonra odamın kilidini açtım ve evdeki herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra valizlerimi ve eşyalarımı yavaşça evin dışına çıkardım.

Arabamın bagajına valizlerimi ve eşyalarımı koyup eve yeniden girdim.

Oturma odasındaki masadan bir kağıt ve kalem alıp onlara ufak bir veda mektubu yazdım...

Herkes mutlu olucaktır değil mi? Sonuçta ben bu gruptaki bir kusurum.

---------------------------------------------
Yazdığım en kısa bölüm oldu😭

Don't Leave Us/Hyunlixin(Hyunlix,Jeonglix)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin