ÖNCELIKLE BU KITABIN 1. BOLUMUNU OKUYAN 5 KISIYE ÇOK TEŞEKKÜR EDERIMMMMMMMMM💋💋💋💗💗🫶🏻
VOTE VE SATIR İÇİ YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN ASKUTELLALARİM 🌟
Dün 2 şövalye aralarında konuşurken duyduğum kadarıyla çocuğu eski bir kule olan Lynex kulesine götürmüş olmaları gerekiyordu.
O kulenin yerini bildiğim için hızlıca oraya gittim. Çocuğu cidden merak ediyordum. Gözlerinde ki o bakış çok ilginçti. Ben ise o bakışlarının altında ne yattığını öğrenmeyi çok istiyordum.
Kuleye geldiğimde kapıda 4 tane şövalyenin kendi aralarında konuştuğunu duydum. Onları dinlemeyi çok isterdim ama içlerinden birisi beni görmüştü. Bu nedenle hızla oraya gittim.
Hepsi beni görür görmez hemen önümde eğildi. Sakin bir sesle "Kapıyı açın." dedim. Şövalyeler birbirine kararsız bakışlar atmaya başladılar. En sonunda birisi cebinden bir anahtar çıkarıp kapıyı güç bela açtı. Tam içeri girecekken kapıyı açan şövalye de benimle girmeye yeltendi. Ona sert bir bakış atarak "Sizin gelmenize gerek yok. İşim kısa sürecek." Dedim ve hızla kapıdan içeri girdim.
Karşımda dik ve yukarı doğru tırmanan bir merdiven vardı. Baya uzun bir merdivendi. Sorun değildi çıkabilirdim.
Merdivenleri çıkmayı başardım ama ayaklarım feci derece de ağrıyordu. Yorgunca karşımda duran kapıyı açtım. Karşımda iki eli zincir ile duvara bağlanmış, üstü başı kan içinde olan çocuğu görmeyi beklemiyordum. En azından yaralarına bakmaları gerekmiyor muydu?
Çocuk gözlerini zar zor açıyor gibi görünüyordu. Onun yaralarına bakmam gerekiyordu. Yoksa ölebilirdi. Krallığımız için yapıyordum bunu. Evet krallık için.
Zincirleri açmak için yanımda anahtar yoktu ve ben o merdivenleri bir daha inemezdim. Hızlı düşünmem lazımdı.
Aklıma gelen ilk fikri yaptım ve yerden ağır bir taşı alıp zincirlere vurdum. Çocuğun eli biraz acıyacaktı ama dayanması lazımdı.
Çocuk sessizce acıyla inledi. Diğer elinede aynısını yaptım ve çocuğu yavaşça yere yatırdım. Yaralarına bakmak için tişörtünü yavaşça yukarı doğru kaldırdım. Çok fena yaralanmıştı. İyiki yanıma depo yüzüğünü yanıma almıştım.
Depo yüzüğün içinden hemen ilk yardım setini çıkardım ve çocuğun yaralarını temizlemeye başladım. Çocuk kıpırdamaya başladı. Sessizce "Bana niye yardım ediyorsun? Sana verecek param veya takas edebileceğim bir şey yok." dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. İçimden bir ses yardım et dedi ondan yardım ettim diyemezdim herhalde.
Sessiz kalmaya devam ettim ve yaralarına ağrı kesici kremden sürmeye başladım. Yaralarına iyice ağrı kesici kremden sürünce tişörtünü yavaşça indirdim. Onun sırtını duvara yasladım ve depo yüzüğünden ekmek ve biraz su çıkardım.
Çocuğa biraz su içirdim. Biraz kendine gelmişti. "Neden bana yardım ediyorsun". "Bilmiyorum." Bilmiyordum. Sadece içimden geliyordu. Bunun benim kişiliğim ile alakalı değildi. Sanki kalbimin dili varda çocuğa yardım etmemi fısıldıyordu.
"Biraz daha iyi misin?" Hafifçe başını salladı. Pek konuşkan birisine benzemiyordu. En azından yaşıtlarımdan birisiyle konuşuyorum. Burada çok kaldığımı fark ettim ve hızlıca saatte baktım. Saat 8 de şatoda olmalıydım. Çünkü cezaları her zaman saat 8'de verirdi.
"Benim acilen gitmem gerek. Geç kalmışım. Yarın yine geleceğim-" bir an duraksadım. Salak kafam çocuğun ismini sormayı unuttum. "Bu arada ismin neydi?" Dediğimde çocuk cidden şimdi mi bakışı atıyordu. Kafasını iki yana salladı. "Bana Llyod de." "Llyod?" Evet anlamında kafasını salladı. "Tamam o zaman yarın görüşürüz Llyod." Dedim el sallayarak. Şatoya hızla koşmaya başladım.
Saat 20:01'di ve ben 1 dakika geç kalmıştım. Şimdi gerçekten ölmüştüm. Hızla arka bahçeye koştum. O adam, bir masada oturmuş saate bakıyordu. Geldiğimde kafasını kaldırdı ve sert bir bakış attı. Derince yutkundum. Korkuyordum.
Hızla yanıma geldi ve kolumu sertçe tutarak beni sürüklemeye başladı. Aynı zamanda bağırarak söylenmeye başladı. " SEN NASIL BİR SOYLUSUN? NASIL BU KADAR SAYGISIZ VE TERBİYESİZ BİR PRENSES OLABİLİRSİN. BİR PRENSES ASLA KOŞMAZ, NARİN BİR ŞEKİLDE YÜRÜR. BİR PRENSES ASLA AĞLAMAZ, HER ZAMAN GÜLÜMSER. SEN İSE DAHA ONLARI BİLE BECEREMEYEN BİR SÜRTÜKSÜN." Buna benzer bir sürü daha laf etti. Kolumu çok sıktığı için gözlerimden yaşlar süzülüyordu.
Beni sürükleyerek bahçeme getirdi. Kolumu tutan eliyle beni sertçe yere ittirdi. Sonra bebeğim gibi sevdiğim güllerimi teker teker kesmeye, parçalamaya başladı. Güllerim. Bebeklerim. Hayallerim. Geçmişim. Tek dostlarım. Teker teker ölüyorlardı. Benim kalbim parçalanıyordu.
Bütün güllerimi parçaladıktan sonra bana baktı. Bitmişti. En azından bahçem hala duruyor. Tekrardan güllerimi ortaya dikebilirim. Değil mi?Ama o adam sanki düşüncelerimi duyuyormuş gibi cebinden bir taş çıkardı. Bu taş suyla temas ettiğinde yanan bir taştı. O adam ise o taşı bahçenin ortasında bulunan süs havuzuna attı. Bir anda süs havuzu yanmaya başladı. Sonrasında çimenler yanmaya başladı. En sonunda taşın yanma süresi durduğunda bütün bahçem yanmıştı. Heryerde yanık izi vardı.
Bu kadarını beklemiyordum.
Hayallerimi parçalanmasını beklemiyordum.
Geçmişimi parçalanmasını beklemiyordum.
Bu kadar acımasız olabileceğini bilmiyordum.
En acı olanı ise bunu yapanın kendi öz babam olmasıydı. İşte bu canımı çok daha fazla acıtıyordu.
Bir anda sağ kolumda hissettiğim acıyla koluma baktım. Kolum boydan boya yanmıştı. Taşın bir başka özelliği ise yaktığı zaman acıtmaması ama yanması durduğunda dayanılmaz bir acıya dönüştüğüydü.
Yavaşça kalktım. O adam çoktan gitmişti. Minik kulübeme girdim. Heryeri yanmıştı. Birkaç kere öksürdüm. İçeriden yalnızca bir şey alıp çıktım. O ise annemin bana verdiği ilk ve son eşya. Bir kolye.
Kolum acıyor.
Kalbim acıyor.
Ruhum acıyor.
Kendime bu kadar güçsüz olduğum için acıyorum.
🌟
EVEEEEEEEETTTTTT
(BANA GÖRE) UZUN BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIMMM
NASILDI BÖLÜMMMM
BU BÖLÜMDEN SONRA FLASHBACK BİTSİN Mİ YOKSA BİR BÖLÜM DAHA SÜRSÜN MÜ????
SÜRERSE LLYOD İLE BİRBİRLERİNİ TANIMALARINI, ARKADAŞ OLMALARINI FLN OLUCAK.
YAZIM YANLISI OLABİLİR KONTROL ETMEDEN BÖLÜMÜ ATIYORUMMM
BİR DAHA Kİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE ASKUTELLALARİMMMMM
💋💗🫶🏻YILDIZLARIN DAİMA SİZİNLE OLMASI DİLEĞİYLE 🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esir Ruhlar
FantasyHerşey bir çocuğun düşman krallığa esir düşmesi ile başlamıştı... 🌟 Güçlü kadın? Fantastik? İhanet? Düşman krallıklar? Esir ruhlar? 🌟 YILDIZLARIN DAİMA SİZİNLE OLM...