1-Belkide Kitaplara Biraz Ara Verebilirdim

33 5 9
                                    

Kitap okumak ve müzik dinlemek benim hobimdi. Kitap okurken kendimi dünyadan soyutlar, sadece kitaba odaklanırdım. Kitapta yazılı olan şeyleri yaşar gibi hissederdim.

Şuan yazlığımızın bahçesindeki hamakta bacaklarımı kendime çekmiş, kulaklıklarımı takmış en sevdiğim şarkı olan Summertime Sadness dinlerken en sevdiğim kitap olan 3391 kilometre ve 0 kilometre kitaplarını okuyordum.

Size söylemeyi unuttum. Ben Yalkın Arkın. Adım tek başına, yalnız, soyadım ise sakin anlamına geliyor. Ailem beni anlatan bir isim seçmiş sanırım. 17 yaşındayım ve hayatımı sadece kitaplara adadım. Küçüklüğümden beri hiç arkadaş edinemez, hep tek başıma takılırdım. Biri adım atıp bana "Merhaba" demedikçe ben herhangi birinin yanına gidip onunla arkadaş olamazdım.

"Yalkın annecim bak çardakta birkaç çocuk oturuyor. Hadi sende git yanlarına."

"Anne, istesem de gidemeyeceğimi biliyorsun."

"Kardeşin gibi olsaydın ne olacaktı ki? Neyse hadi kalk, çocukların yanına gidiyorsun hemen. Yoksa kitaplarını alırım."

Ah, bunu da size söylemeyi unutmuşum. Biz üç kardeşiz, bir kız kardeşim ve bir oğlan kardeşim var. Kız kardeşim çok enerjik ve çok sosyal bir kız, ama erkek kardeşim bana benziyor kitap okumayı çok sever çok sosyal olmasa da oda konuşkandır. Erkek kardeşimin adı Yalın Arkın, anlamı sade demek ve 14 yaşında. Kız kardeşimin ise Yosma Arkın, anlamı ise güzelliğiyle baştan çıkaran demekve 10 yaşında. İsimleri ve anlamlarını bir yana bırakalım da, annem şuan beni bahçenin kapısına sürüklüyor!

"Evet, buradan sonrası sana emanet. Çocukların yanlarına gidiyorsun ve arkadaş oluyorsun. Tamam mı annecim?"

"Tamam anne tamam."

Bahçe kapısının dışına çıktığımda derin bir nefes aldım ve çardağa doğru adımladım. Çardağın önüne geldiğimde hepsinin yüzü bir anda bana dönmüştü.

"Şey merhaba, ee tanışabilir miyiz? Yani size sorun olmazsa ben gidebi-"

"Tabi ki tanışabiliriz. Ben Karel Barlas, sen?"

"Ben mi? Ben Yalkın Arkın. Şey sizin yani seninkini biliyorum ama diğerleri yani."

"Sanırım insanlarla ilişkilerin biraz iyi değil. Ama sorun yok! Ben Duygun, Duygun Deniz."

"Alp Akarca ben."

"Alpay Alsan."

"Ben Barkın Çağatay."

"Merhaba! Ben de Çilen Adalan."

"Selam! Seninle tanıştığıma sevindim! Ben İlsu Bal."

Hepsi teker teker isimlerini söylediklerinde anladım anlamında başımı salladım. Tanıştığımız için yanlarında oturmamın sorun olmayacağını düşünüyordum. Ama biliyorsunuz ki bunu onlar söylemedikçe yapmazdım.

Ben kendim ile çelişirken Duygun'un bana bakıp yanını pat patlaması ile yavaşça yürüyüp yanına oturmuştum. Ve otururken her zaman istemsiz bir şekilde yaptığım hareketi yapıp bacaklarımı kendime çekip kollarımı bacaklarımın etrafına sarmıştım.

"O zaman ne yapıyoruz! Yalkın'a bu yaz yapması için bir yaz listesi oluşturuyoruz!"

Konuşan İlsu'ydu. Konuşmasının ardından Çilen ve Duygun da kafa sallamıştı.

"Ben eve gidip kâğıt ve kalem getiriyorum!"

"Tamam. O sırada bizde neler yazacağımızı düşünürüz. Sonra, sen gelince kâğıdı doldururken Yalkın da bize neleri sevip sevmediğini anlatır. Olur dimi Yalkın?"

Yaz TatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin