Sabah Karel’in akşam yemeğe bizimkilerin onları yemeğe çağırdıklarını söylediği bir mesajla uyanmıştım. Hemen aşağı inip anneme Karel’in bana yazdığını akşam onları yemeğe davet edip etmediklerini sordum. Karşılık olarak çağırdıklarına dair bir cevap aldıktan sonra masaya oturup kahvaltımı etmeye başladım. Şuan ise bir yandan kahvaltı yapıyor bir yandan da akşam giyeceklerimi düşünüyordum. Yosma annemi çıldırtıyor, Yalın sessiz bir şekilde kız kardeşi ve annesini seyrederken kahvaltı yapıyor, babam ise gazetesini okurken çayını yudumluyordu.
Kahvaltımı bitirdikten sonra odama çıkıp banyoya girdim. Hızlı bir duş aldıktan sonra çıktım ve bornozumu giyindim. Makyaj masamda duran saç bakım yağını alıp belime kadar uzanan siyah saçlarımı diplerinden uçlarına doğru yağladım. Ardından ellerimi bornozuma sürüp şarjda olan telefonumu alıp en sevdiğim şarkıyı açmıştım. Kargo-Yıldızların altında. Bir yandan şarkıya eşlik edip bir yandan dans ederek kıyafetlerimi seçiyordum.Benim gönlüm sarhoştur
Yıldızların altında
Sevişmek, ah, ne hoştur
Yıldızların altındaMavi nurdan bir ırmak
Gölgede bir salıncak
Bir de ikimiz kalsak
Yıldızların altındaYanmam gönlüm yansa da
Ecel beni alsa da
Gözlerim kapansa da
Yıldızların altında“Sesin çok güzel Yıldız Güzeli.”
“Karel! Deli misin niye sessiz sessiz odama giriyorsun? Ya soyundaydım ne olacaktı o zaman?”
“Ama soyunmadın ve soyunsaydın gözlerimi kapatırdım.”
Bornozumu daha sıkı bağlayıp Karel’e elimle çık işareti yaptım. Bana pişmiş kelle gibi sırıtıp beni süzünce üstüne doğru yürümeye başladım. Karşımdaki çocuk hızlıca kapının kolunu kavrayıp kendini dışarı atınca kapıyı kapatıp kıyafetlerimi aldım. Banyoda giyinmeye karar vermiştim. Aslında bir şey yapmayacaktım. Zaten 1.70 boyumla 1.95 çocuğa ne yapabilirdim ki? Hızlıca üstümü giyindikten sonra çıkmıştım. Tamda düşündüğüm gibi Karel odamdaydı ve kitaplığımı karıştırıyordu. Yanına gidip kitaplığa yaslandım. “Hangi kitaba bakıyorsun?” “Varislerin oyunu. Katliam ve cinayet olması hoşuma gitti.” Tamam, kabul ediyorum. Beklediğim cevap bu değildi. Sorun varislerin oyununu sevmesi değildi, sorun bu çocuğun ilgisini katliam ve cinayetin çekmesiydi! Ben o kitabı okurken bazı bölümlerde neredeyse kusuyordum ya!
Kaşlarımı çatıp oğlana baktığımda verdiği cevap “Ne?” olmuştu. Kitabı nazikçe eski yerine koyduktan sonra beni omuzlarımdan ittirerek makyaj masamın önündeki pufa oturttu. Çekmecemi açıp saç kurutma makinasını alıp fişe takmıştı. Demek ben giyinirken buralara da el atmayı unutmamıştı.
Karel Barlas’ın ağzından…
Yaklaşık 20 dakika süren Yalkın’ın saç kurutma merasiminden sonra masanın üstünden mavi ve yeşil renkli tarağı alıp nazikçe önümdeki kızın uzun siyah saçlarını taramaya başlamıştım. Erken geldiğimiz için acele etmiyordum çünkü yemeğe daha vardı. Taramayı bitirdiğimde Yalkın’ı biraz öne ittirip arkasına oturmuştum. Önümdeki kız çekmeceyi açıp bir yüz maskesi çıkartmıştı sonra bir tane daha almak için elini uzattığında tereddüt edip elini geri çekiyordu ki son anda maskeyi alıp çekmeceyi kapatmıştı.
Yalkın yüz maskesini açıp yüzüne yapıştırdı ve ötekini açıp bana döndü.
“O çirkin yapış yapış olan şeyi bana da yapmayı düşünmüyorsun herhalde.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Tatili
Teen FictionAsosyal bir kız olan Yalkın Arkın, yaz tatilinde bir gruba katılırsa ne olur?