3.

205 34 53
                                    

Ehehehehe merhaba canlarım.

En son 2022de bölüm atmışım. Daha fazla abartmamak adına geri döndüm.

Yoongi

Kahvaltı masasında oturmuş, üvey abimin yaptığı krepi yemeye çalışıyordum. Çalışıyordum diyorum çünkü arkadaşı gözünü dikmiş yüzüme bakıyordu.

Zar zor yiyip bitirdikten sonra, kahvesini zevkle içen Taehyunga baktım. "Geç kalacağım da ben" gözucu bana bakıp sertçe bardağı masaya bırakır.

"Git ayakkabılarını giy, geliyorum."

Başımı sallayıp çantamı alıp kapıya doğru adımladım. Ayakkabılarımı giyerken, Jungkookta gelmiş ve ayakkabılarını giymişti.

"Senden nefret ediyor."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Neden böyle bir şey deme isteği duymuştu ki? Ben de zaten bana aşık dememiştim. Kaşlarımı çatmış hala Jungkooka bakarken, Taehyung geldi. Ayağa kalkıp peşlerinden gittim.

Jungkook öne oturduğu için arka kapıyı açmıştım ki, "Yoongi" diye seslendiği için parmak uçlarıma kalkıp arabanın üstünden baktım Taehyunga.

"Önde sen oturacaksın."

Şaşırmıştım. Jungkook homurdanarak indiğinde yüzüme zafer gülümsemesi takınıp öne oturdum.

Okula doğru sürmeye başladığında sessizce dışarıyı izliyordum.

"Kaç dersin var bugün?"

"İki"

"Gelip alacağım"

"Gerek yoktu aslında"

Cevap gelmediği için dönüp yüzüne baktım.  Öyle bakıyordu ki, dudaklarımı bir birine bastırıp başımı eğdim.

"Bir programın mı vardı okuldan sonra?"

"Jiminle kütüphaneye gidecektik"

"Gerek yok"

Kafamı salladım sessizce. Annem abin ne derse lafından çıkma demişti. Tabi bilmiyorlardı evden neden taşındığını. Bilselerdi beni evden kovarlardı. Çünkü Taehyung tüm neslin biriciğiydi.

Okulun önüne geldiğimizde, çantamı omzuma takıp kapıyı açtım. Dönüp son kez yüzüne baktım..

"Teşekkür ederim"

Cevap vermeyip önüne bakıyordu sadece. Yüzüm düştü istemsizce. Arabadan inip çantamı iyice omzuma takarken okul bahçesinde, bir köşede oturmuş dondurma yiyen Jimini gördüm.

Gülüş yüzümde yeniden yer bulurken, hızla ona doğru yürüdüm.

"Jimin-ah"

"Günaydınn"

Başlamıştı bizim mesai.

~~~~~~~~~~~●~~~~~~~~~~●~~~~~~~~~~

Yoongi

Ders bitiminde, jiminle birlikte okul kapısına doğru yürüyorduk. Yuna koşarak yanımıza geldiğinde durmak zorunda kaldık.

"aisshh, ne kadar hızlı yürüyorsunuz ya siz? Herneyse, Yoongi-sshi abin dönmüş diye duydum doğru mu?"

Sadece kafamı salladım.

"E ne zaman davet edeceksin sınıf arkadaşlarını? Bildiğim kadarıyla ailen yurtdisina gittiler"

Anlamsızca yüzüne bakmaya devam ederken korna sesi doldu kulaklarıma.

Jimin onları niye davet etmek gerektiği hakkında onunla söz dalaşına girerken, aralarından sıyrılıp hızla arabaya doğru yürüdüm. Bindiğim gibi çantamı çıkarıp arka koltuğa bıraktım. Neyse ki, Jungkook kuyruğu yoktu bu sefer.

"Kaç saat beklemem gerekti?"

"Kusura bakma,Taehyung"

"Hyung! Taehyung hyung!"

Kafamı salladım. O lafın altında farklı imalar yatıyordu tabi.

Arabayı sürmeye başladığında başımı yaslayıp yolu izledim. Ama bir süre sonra eve giden yoldan değil de başka yoldan gittiğini anladım. Sormaya çekindiğim için sesimi çıkarmadan nereye gittiğimizi düşünmeye başladım.

Her zaman geldiğim kütüphanenin önünde durunca kaşlarımı çattım.

"Neden buraya geldik?"

Cevap vermeden indiğinde, ben de indim. Birlikte kütüphaneye girip okuma salonuna ilerledik. Hala anlamış değildim.

Bir masaya geçip oturduğunda, ben de önündeki sandalyeye oturdum. Kaşlarıyla çantamı gösterdi.

"Ne okuyacaksan oku. 2 saatin var"

Yüzüne affedersiniz ama mal gibi bakmaya devam ettim.

"Sağır mısın sen?"

Hızla kitaplarımı çıkarıp masaya bıraktım. Ve test kitabımı açtım.

"Hyung? 2 saat boyunca burada bekleyecek misin?"

"Bir sorun mu vardı?"

Hayır dercesine kafamı sallayıp işime geri döndüm. Bir saat kadar geçmişti ve Taehyung gözünü zilleyip yüzümü izliyordu. Arkasına yaslanmış bir şekilde, kollarını bir birine bağlamış bana bakıyordu. Bu da ders çalışmama engel oluyordu.

"Hyung"

"Efendim"

"Öyle bakmasan olur mu?"

"Nasıl?"

"Dövecekmiş gibi"

Derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Gözlerimle gittiği yeri izlemeye başladım. Kitap rafları arasında gezinmeye başladı. Tahmini 5 dakika sonra geri döndü ve karşımda oturup getirdiği kitabı okumaya başladı.

2 saat bittiğinde birlikte eve dönmüştük. Duş aldıktan sonra, aşağı inip dün yaptığım yemekleri ısıtmış ve masayı hazırlamıştım.

Gidip çağırsam mı, diye düşünürken merdivenden inen Taehyunga baktım.

Geçip masaya oturur ve yemeklerden az az koymaya başlar. Gururla bakıyordum yaptığım yemeklere.

"Kimchi yok mu?"

Hemen dolaptan çıkarıp tabağı önüne koydum. Kendi sandalyeme oturup ben de yemeğe başladım. Uzun süre sonra ilk kez onunla normal bir gün geçirmiştik.

Tabii son normal günümüzdü...

Beni üzmeyin canlarım

Umarım yazarlık becerimi kaybetmemişimdir.

Sizi seviyorum ve çalıştıkça bölüm atacağım. Artık eskisi kadar yoğun değilim.

little shy | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin