4.

187 28 15
                                    

Selam bebeklerim

Önceki bölümü okumayanlar varsa eğer önce onu okumalarını tavsiye ederim <3

Yoongi

Daha alarmımın çalmasına çok varken, birisi tarafından uyandırıldım. Gözümü zorla açıp loş ışıkta etrafa bakındım. Tam karşımda duran abimi görünce, irkildim.

"Abi?"

"Kalk, hazırlan. Gidiyoruz"

Başka bir şey demeden çıkar odadan. Saate baktığımda sabahın dördü olduğunu gördüm. Bir kaç saatlik uykunun verdiği baş ağrısıyla kalktım ve banyoya doğru yürüdüm

Diş fırçam ve macun vardı sadece. Kaşlarımı  dolabın kapısını açtım. Bomboştu.

Hızla giysi dolabımdaki iki parça kıyafeti giyip salona gittim. Benim bavullarım ve abimin bavulları kapı önündeydiler.

"Yoongi, acele et"

Peşinden kapıya doğru adımladım.

"Abi?"

"Soru sorma sadece gel"

Dudaklarım titremeye başlamıştı. Nereye gidecektik? Annemin haberi var mıydı? Bir sürü soru vardi kafamda ama sorarsam kızardı.

Jungkookla, Taehyung bavulları bagaja yerleştirip arabaya bindiler. Bu sefer arka koltukta oturuyordum. Tırnaklarımın kenarındaki etleri soyarken dışarıyı seyrediyordum.

Bir kaç saat sonra hala yoldaydık. Çok korkuyordum çünkü bana bir şey anlatmadan sabahın köründe yola koyulmustuk, çişim geliyordu ve açtım.

Dudaklarım titrerken, burnumu çektim. Dikiz aynasından bakan Taehyung " bir sorun mu var?" Diye sordu. Gözümden akan yaşı tutamadım. Başımı eğdim.

"Çişim var ve acıktım"

Jungkookun gülen sesi geldiğinde daha çok küçüldüm yerimde. Taehyung ona ters bakışlarını gönderip arabayı en yakın yere çekti.

Arabadan inip, kapımı açtı. Bu hallerine şaşırıyordum. "Hadi gel benimle" ikimiz birlikte önce tuvalete, daha sonra markete girdik. Yeniden arabaya dönüp yolun devamını uyuyarak geçirdim.

Uykudayken, bedenimin taşındığını hissettim ama uyanamayacak kadar yorgundum.

2 saat sonra

Taehyung

Yatakta mışıl mışıl uyuyan meleğimi izliyordum geldiğimizden beri. O kadar güzeldi ki, gözümü alamıyordum.

Aşağıdan gelen gülüş sesleriyle göz devirerek ayağa kalktım. Merdivenlerden indiğimde, sinirden damarları çıkmış jungkookun jimini havaya kaldırdığını gördüm. Diğerleri de eğlence bulmuşlardı kendilerine.

"Ti nomízeis óti káneis?"

/ne yaptığınızı sanıyorsunuz?/

Tüm odaklar bana döndüğünde, havadayken kahkaha atan jimin yavaşça yere indirildi.

Jungkook sinirle mutfağa girmişti, sevgilisi de çok kızdırdığını anlayıp peşinden gitmişti.

" makári na dialýseis ton agóna antí na gelás "

/keşke kahkaha atmak yerine, kavgayı ayırsaydın/

Hepsi ciddi bir yüz ifadesine bürünüp, yanlarına oturan bana döndüler.

/aileniz Yoongiyi aramayacak mı?/

Hoseokun sorduğu soruyla derin nefes aldım.  Uzun zamandır bu anı bekliyordum. Kimse onu benden alamazdı.

Yukarıdan gelen ağlama sesini duyunca hızla ayağa kalktım. Kulaklarım çok iyi duyuyordu. Küçük iç çekmelerini nereden olsa duyardım.

Olduğum yerde havaya yükseldim ve ikinci kata doğru süzüldüm.

Yavaşça yere basıp odanın kapısını açtım.

"Yoongi-yah"

"Tae-tae.... Ben korktum"

Yanına gidip açtığı kolları arasına girdim. Kokusu sakinleşmemi sağlıyordu.

Kucağımda içli içli ağlayan kediye bir açıklama borçluydum.

Bence Taehyung ve ekibisize de açıklama borçlu ahahaha

Ay ay noluyooh?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

little shy | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin