"İyi misin biraz daha."
Uzun süre sessizlikten sonra duyduğum boğuk sesle irkilirken utanmadan derin bir nefes daha alıyorum, aldım.
Misk kokusu yine ciğerlerime dolup gözlerimi kapatma ve sahibine doğru mayışıp tepesine çıkma isteğimi dürtüklerken başka yere odaklanayım diye parmaklarımla oynamaya etimi tırnaklamaya devam ediyorum.
Göz ucuyla değil de bu sefer kafamı direkt ona çevirerek çekinmeden baktığımda koltuğun başlığına yasladığı başını eğerek bana baktığını gördüm, aklım yarım saat öncesine giderken dudaklarımı birbirine bastırdım.
Karanlığın içinde daha büyük bir vücut tarafından aniden kaplanan bedenimle ve özellikle kulağımda hissettiğim sıcak nefes sonrası boğuk sesin kelimeleri ani bir çığlığı ağzımdan kaçırmama yol açmıştı.
Bunu öngörerek ağzıma kapanan eli çığlığımın çoğunu yuttuğunda kim olduğunun bilinci kurdumu rahatlatsa bile beni heyecanla korku dolu bir ana sürüklemişti. Korkumdansa elinin üzerini çok da uzun olmayan tırnaklarımla çizmiştim.
Kulağıma 'sakin ol, benim' diye fısıldadıktan sonra bırakmadı tabi beni. Ben de kurtulmak için pek çaba harcamadım zaten ama şu an düşününce bir söylediğine gülesim geliyordu.
Sakin ol, benim.
Asıl sen kimsin de sakin olacağım ki? Reddedilen diye adımın çıkmasını sağlayan ve bağı koparmak için araştırma yap diyen ruh eşim mi? Hatta ve hatta ruh eşim olmasına rağmen tehlikede olmama göz yuman, sokakların en korkulan ismi.
Nasıl sakin olayım?!
Kendi kendime sinirlendiğim o anda dişlerimi sıkarken gözüm kasık kısmında öylesine duran ve hafif kanattığım eline kaydı. Derin bir nefesle ayaklandım.
"Yarabandı ister misin?"
"Niye sinirlendin?"
Cevabı beklemeden çoktan ayaklanıp hizasına geldiğimde duyduklarım sağ olsun adımlarım dururken bakışlarım gözlerine tutundu ve sertçe yutkundum. Ağlamak istiyordum ama yine de tuttum kendimi. Bu ağlamam da sinir boşalması gibi bir istekti ama.
"Niye mi? Sence çok mu normal durumdayız da sakin olmam gerekiyor? Asıl sen niye bunu soruyorsun?"
Gözleri kısıldığında yutkundum.
"Sakinleşmek için gelmişken sinirinin pek yardımı olmuyor çünkü."
Kaşlarım hayretle havalandığında omuzlarımın sarsılacağı alaylı bir gülüş verdim ona. Dudaklarımı araladım ama aklıma gelenlerle hızla önüme dönüp 1+1 evimdeki odama ilerledim. Işığı açıp çalışma masama yöneldim ve kurdumun hissettiği sıkıntıyla durmadan kitabı aldığım gibi geri içeriye döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fast and furious love |taekook
FanficSokak yarışı izlemeye giden omega Jeon Jungkook en olmaması gereken zamanda en olmaması gereken kişiyle ruh eşi çıkmıştı. Sokak yarış çetelerinin başı baskın alfa Kim Taehyung'la.