Kitap olacak düzenleniyor
...Odasının buğulu penceresinden . Yeşil , koca dağlara bakıyordu genç kız . Ürksede bu koca tepsi sisli dumanlı sarp dağlardan ama hep bir yanı severdi . Bu dağlar ona cesareti , kuvveti , Allah'ın yüceliğini hatırlatıyordu . Babası hep derdi genç kıza . Karadenizli olmak zordur , hele ki Karadeniz kızı olmak . Genç kız . Yıllarca bu cümledeki sırrı çözmeye çalışırdı ve şimdi çözmüştü. Gerçekten Karadenizli olmak değil , Karadeniz kızı olmak zordu. Dayısının kızı yağmur ona hep derdi " umut etmeli insan umut etmeli ki hayat daha çekilebilir hale gelsin" derdi.
Genç kız zaten hep umut ederdi , belkide yaptığı tek şeydi umut etmek. Aden dağlara bakıp derin düşüncelere dalmıştı ki kapının sesi ile irkili . " Aden hanım uyandınız mı? " Genç kız yıllarca korktuğu o günün sabahına uyanmıştı , ama ne olursa olsun her ne kadar olacaklardan korksa bile bunu yapacaktı Aden gözünü karartmıştı bir kere. " Uyandım sen aşağı inebilirsin geliyorum ben de on dakikaya ." On dakika mı? Hayır genç kıza . Değil on dakika , on asırlık bir vakit de verseler yetmezdi . Bir yanı olacaklardan korkuyor bir yanı bunu yapması gerektiğini söylüyor.
Aden hızlı bir şekilde duş almış ve giyinemeye başlamıştı . Kapalı ve zayıf bir bedeni olduğu için çoğu elbise ona yakışıyor ve tam üzerine oturuyordu . Yeşil günlük sade bir elbise giyip , üzerine yeşil bir eşarp takıp, beyaz spor ayakkabılarını da giymişti. Ne de çok yakışıyordu yeşil genç kıza . Makyaj yapmazdı yapmasına da gerek yoktu zaten . Koca yeşil gözleri , kırmızı dolgun dudakları , küçük burnu, yay gibi olan kaşları , esmer teni , bu özellikler genç kızı . Hem çok zarif, hem çok güzel kılıyordu .
Aden titrek adımlarıyla merdivenleri iniyordu. Genç kız hiç sevmiyordu bu evi saraydan bozma evi. Aden bu ev için hep altın kafes derdi ... Genç kız yaylalarda koşmayı, çaylıklarda çay toplamayı, ahşap evlerde soba kenarın da oturum çay içmeyi, bayır aşağı koşmayı , en çokta yüksek bir tepeden yıldızları seyretmeyi seviyordu ne de çok seviyordu genç kız yıldızları . Aşağı indiğinde kerkes çoktan kahvaltı masasında oturmuştu . Kahvaltı masası değil canım sorgu masası mübarek .
" Günaydın " herkes masadaki yerini almıştı . Annesi her zamanki gibi baş köşede oturmuş , ikiz kardeşi hemen annesinin sağ tarafında oturmuştu annesi 'nin göz bebeği oğlu , kuzeni yağmur ise sol tarafta genç kızın oturacağı sandalyenin hemen yanındaki sandaliyede oturyordu çok seviyordu Aden kuzenini . Dayısını ve yengesini bir trafik kazasında vefat etmişlerdi , yağmur küçük yaşta hem öksüz , hem yetim kalmıştı, ama halası onu bırakmamış kardeşinin emanetine gözü gibi bakmak istemişti , öylede olmuştu . Yağmur onlarla birlikte oynamış , onlarla birlikte ağlamış , onlarla birlikte gülmüştü , onlarla birlikte büyümüştü . Neva hanım ne ona bir anne eksikliği , nede Aren ve Aden ona kardeş eksikliği göstermişti.
" Günaydun ikizum" Aren genç kızın ikiz kardeşi . Kanı , canı , canının yarısı onların arasındaki bağ kardeş bağından da öte bir bağdı . Kardeşinin canı yansa onunda yanardı, kalbi acısa onun da acırdı . Birbirlerinin zıttı olsalar , anlaşmazlık yaşasalar bile her ikisi de kalkan olurdu bir diğerine.
" Günaydın Adenim " yağmur her zamanki gibi hayat dolu gülümsemesi ile bakmıştı kuzenine Aden derdi hep bu kız nasıl oluyor da hep böyle enerjik oluyor genç kız bazen onun yerinde olmak isterdi .
" Günaydın geç uyandın sanki bugün?"
Başlıyordu şimdi annesi tüm soğuk kanlı ve sert duruşunu sergiliyordu her zaman ki gibi . Onun bu halleri , bu tavrı yıllarca genç kız geriyor , korkutuyordu .
Aden hep sorardı kendine , annesi neden ona hiç sevgi ile bakmaz ? Şevkat göstermez, güvenmez . Annesi neden Adeni sevmezdi ? Genç kız bu soruyu hep sorardı kendine ama hiç bir vakit cesaret edip diyemezdi annesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ŞEKERİ ( Şimal Serisi 1 )
Teen FictionAdalet okuyan , adalet isteyen bir kız için ne kolaydı anlamadan , hüküm kesmek , yargılamak . Ama genç kız yargıladığı kişinin günahını çekecek ve büyük bir bedel ödeyecekti canı ile değil , paramparça olmuş yüreğiyle ...