wtf is wrong w u?! - gureshin

gonna bury you

Aklımı kaybetmeden beş dakika öncesi, yani Guren bana pArDoN yHa yAnLışLıklA oLdU, kApTırdIm, bOşlUğuMa gElmİş gibi baheneler üreterek kendini olaydan sıyırması yüzünden tüm gecemi tavana bakarak-eski günleri de yad etmiş oldum- delirmeden ve ağlamadan öncesi.

Keşke o beş dakika öncesine dönsem ve aramasını açmasam diye düşündüm ama nafileydi işte.

Sabah yine tüm gece biri beni taşaklarıyla tokatlamış gibi şiş bir yüz, uykusuz gözler, dağınık saçlarla uyandım. Hani ağlarken güzeldik lan, Lana anne senden beklemezdim doğrusu.

Kahvaltımı yaparken Spidey ile planlar yaptık, bana Guren'in evine hava saldırısı yapmak gibi fikirler sununca vazgeçtim ondan akıl almaktan ve bu konuda bana en çok hayrı dokunacak kişiyi aradım.

"Çabuk konuş, dersin ortasındayım şuan."

Fısıldayarak konuşan Yuu ile bir an duraksadım ve derste nasıl telefonda konuştuğunu düşündüm ama şuan sırası değildi.

"Akşam müsait misin?"

Cevap çok geçmeden geldi.

"Duruma göre değişir."

"Gureni öldürece-"

"Müsaidim."

-

"Vay piç."

Tüm olayı dinledikten sonra aynen böyle tepki vermişti, haklıydı da. Piç oğlu piç Guren.

"Benim anlamadığım çok şey var, bu ilişki niye bu kadar saçma? Niye bu kadar uzatıyorsunuz? Ve niye sevişmediniz?"

Mika konuşunca ne kadar mantıklı bir çocuk olduğunu tekrar düşündüm, ama diyemedim ki ben bu soruları her gece tavanıma soruyorum, cevabı henüz ikimiz de bulamadık diye.

"Çözüm basit aslında da, bu ikisi mal işte. Hayır Guren zaten maldı da, Shinya da mallaştı. Tencere kapak misali."

Yuu'ya çatık kaşlarımla baktım, ben mal değildim, ama Guren'in mallığı beni de etkiliyordu demek ki.

"O üzüm üzüme baka baka kararır olmayacak mı?"

Mika konuşunca Yuu'ya gözümle işaret edip sonra kapak yaptım elimle.

"İkimiz de aynı şeyi dedik ama gerçekten malsın Shinya."

Yuu'ya pek iltimas etmeme kararı aldım ve en sonunda yeter edince derin bir nefes verdim.

"Ne yapacağım?"

Mika uzandığı Yuu'nun yatağında doğruldu ve ciddi bir ifade ile gözlerime baktı. Çocuk demeyin ciddiyken korkunç oluyor.

"Alacaksın karşına doğru düzgün konuşacaksın, baktın olmuyor sal gitsin, Gurenden hayır gelmez zaten sana daha iyisini buluruz."

Son kısım hoşuma gitmeyince Yuu'ya döndüm, o da bunu anlamış olacak ki iki saattir tıkındığı patlamış mısırlardan birini alıp alnımdan vurdu beni.

Sevgilisine yatağını verip kendisi oyuncu koltuğunda yan uzanmış bir bacağını koltuğun kol kısmına atmış diğeri aşağıda sallanırken koltuğun diğer kol kısmına yaslanmış kucağında patlamış mısır kasesiyle ayağıyla masadan kendisini iterek yavaşça sallanıyordu.

"Ya senin için aradaki tek problem o karı değil miydi? Gitti işte daha ne istiyon? Sen de macera falan arıyon he."

Yuu'yu dinlerken derin bir nefes verdim ve arkama yaslandım. Ha bu arada, bu iki küçük piç rahat yerlerde yayılırken bana mutfak sandalyesi vermişlerdi.