Uzun zamandır hayalini kurduğu şeyin hiç bu kadar güzel olacağını düşünmemişti Cemre. Kalbi göğsüne sığmıyordu adeta. Vücudu hafiften titriyordu. Doruk da kendisinden farklı sayılmazdı. Aklını kaybetmişçesine öpüyordu karşısındaki dudakları. Cemre'den bu kadar etkileneceğini tahmin etmemişti. Cemre her ne kadar devam etmek istese de yaşadıkları şeyin vücuduna zarar vereceğinden korktu. Çünkü bu akşam ilaçlarını almamıştı ve ani bir heyecanla bile bir şeylerin ters gitme ihtimali vardı.
Durdurmak istedi onu, itmek istedi.
Ama o kadar anın büyüsüne kapılmıştı ki ikisi de.. Doruk bir elini Cemre'nin beline atıp kendine çektiğinde Cemre zor da olsa Doruk'un omuzlarına koydu ellerini. Önce hafifçe itmeye çalıştı ama aldığı karşılık Doruk'un elini daha da sertleştirmesiydi.
Dudakları birkaç saniyeliğine ayrıldığında Cemre dağılmış bir sesle fısıldadı:"Doruk..."
Doruk hiç oralı olmadan tekrar Cemre'ye yöneldiğinde Cemre bu sefer daha kararlı bir şekilde engel oldu.
"Doruk.. Dur lütfen.."
Doruk nefes nefese bir halde Cemre'ye bakıyordu. Kendisini o kadar kaybetmişti ki birkaç adım geriye çekilip aklını toplamaya çalıştı. Az önce yaşadıkları... Olmaması gereken bir şeydi, en azından Doruk böyle düşünüyordu ama neden bu kadar hoşuna gittiğini bilmiyordu.
"Ben... Bir an kendimi kaptırdım. Yani.. Ne yaptığımın yeni farkında vardım. Özür dilerim."
Cemre nefesinin düzene girdiğinden emin olunca daha rahat konuşmaya başladı:
"Bir açıklama beklemiyorum Doruk... Senden bir özür de beklemiyorum."
"O zaman neden beni durdurdun?.."
"Iı.. ben.. Seninle ilgisi yok aslında. Kendimden korktum sadece.. Yapabileceklerimden korktum. İleri gitmekten ilk defa korktum."
Şu an ona hastalığından ve ilaç kullandığından bahsedemezdi. Aslında, hiç bir zaman bahsetmeyi düşünmüyordu. Onu kendinden uzaklaştırmayı istemiyordu. Bu yüzden sonuna kadar saklayacaktı.
Doruk gülümsedi sadece. Hiç bir şey demedi. Aslında, ikisi de bir süre boyunca hiç bir şey söylemeden yüzlerindeki o aptal gülümsemeyle birbirlerine baktılar. Akılları başlarından uçup gitmişti sanki. Gerçi, Cemreninki daha önce de yerinde sayılmazdı.
Birkaç adım önlerinde olan banklara oturduklarında karşılarındaki Kız Kulesi tüm ihtişamıyla parlıyordu. Doruk, esen rüzgarın etkisiyle uçuşan Cemre'nin saçlarını kulağının arkasına yerleştirdiğinde Cemre gülümsedi.
Hayatında hiç bu kadar huzurlu hissetmemişti. Yeni yıla böyle gireceğini hayallerinde bile tasarlayamamıştı. Oysa şu an yanında oturan adam hayallerindekinden bile daha iyiydi."Beni neden öptün?"
Doruk Cemre'nin birden sorduğu soruyla afalladı. Hafif sırıtkan bir şekilde konuşmaya başladılar.
"Sebebini bilmiyormuşsun gibi konuşuyorsun.."
Cemre gittikçe heyecanlanıyordu. Doruk'un kendisine ilgilisinin olduğunu hep biliyordu ama onu ilk defa bu kadar dağılmış görüyordu.
"Evet biliyorum... Hatta uzun bir süre duygularını kendine itiraf etmen için uğraşıyorum.. Ama.. Ne bileyim?. Bugün oldukça farklısın.. Hislerim bir yere kadar bana yardımcı olurdu Doruk.. Beni öpüşünden sonra... Hislerimde yanılmadığımı çok daha iyi anladım. Şimdi tek yapmam gereken şey kaldı,.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT KIZ
Fanfictioncemre merak ediyordu acaba doruk kendisi için asiye'den ayrılmayı göze alabiliyor muydu? hayalindeki doruk atakul'u gerçekten var edebilecek miydi? veya aralarındaki tek engel asiye miydi? 🌊