6

29 6 5
                                    

eve geldim, bizimkiler gelmiş olmalıydı ki kapıyı açınca ayakkabılarını görmüştüm.

kusmak istiyorum. Onların beni böyle görme düşüncesi midemi bulandırıyor. "Jiwoo sen mi-" annem küçük çaplı bir çığlık atıyor. O kadar kötü mü görünüyorum cidden? koridorun kenarına asılmış küçük aynaya bakıyorum. karşımdaki kişi artık ben değilmişim gibi. tanınmaz haldeyim. babamın sesi geliyor sonra.

"seni işe yaramaz herif!" babam kemerini çıkarıyor o sırada. annem hızlıca aramıza giriyor.

"Beni kim aradı sence?! Choilerin oğluyla kavga etmişsin! beni işimden etmek mi istiyorsun sen?! Bizim şirketle bağlantılı o! tehdit edildim!" siniri daha fazla artıyor bunları dedikçe annemi bir şekilde aşıp deri kemerin koluma sertçe değmesini sağlıyor. kolum hızlıca kırmızıya kaplanıyor. hiçbir şey hissedemiyorum. acıya o kadar alışmışım ki vücudum uyuşmuş durumda.

"bir daha bir şey duyayım, oğlum demem öldürürüm seni!" tekrardan vurucakken annem araya giriyor. "isteyerek olmamıştır."

babam bu sefer terliğini kafama fırlatıyor, kafam hafif yana savruluyor bu yüzden. bir şey demeden odama yürüyorum. babam arkamdan küfür etmeye devam ederken pek umrumda değil. saatime baktım. müdür odasında çok oyalanmamdan dolayı işi kaçırmıştım.

gitmek istemedim. çantayı bırakıp kendimi yatağa bıraktım. tavanı izlerken tekrardan ağrımaya başlayan yüzüme dokundum.

ders çalışmalıyım. geri ayağa kalktım, masaya oturdum. yırtık test kitabını çıkardım. kalemi alıp sorulara bakmaya çalıştım ama işe yaramadı göremiyordum düzgünce. gözlerimi kıstım işe yaramadı. o an mide bulantısı iyice beni kapladı. ayağa kalkıp tuvalete koştum klozete kustum.

Choi Suho. Hayatım boyunca senden nefret edeceğim.

*

breath|bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin