we are not lovers, but you belong to me

19 3 0
                                    

Sunghoon iki kardeşe asıl kimliğini açıkladıktan sonra uzun süre kardeşi Gaeul'la nasıl iletişime geçebileceklerini düşündüler. Sunghoon'dan sonra veliaht ya Gaeul'lun eşi ya da oğlu olacağı için yüksek bir korumaya sahipti. Ayrıca o üçlü bilmese de savaş Kuzey Krallığı'nın kapısındaydı. Hasta Kral da Kraliçe'nin işini hiç kolaylaştırmıyordu.

Layla ve Sunghoon derenin kenarında oturmuş yine Sunghoon'un kardeşine nasıl ulaşacaklarını düşünürken uzaktan artık o kadar da küçük olmayan Husky'nin onlara doğru heyecanla koştuğunu gördüler.

Layla ve Sunghoon'un kapıdaki savaştan bihaber olmaları Jaeyun'un da bilmediği anlamına gelmiyordu. Layla ikisinden de zayıf olduğu için, Sunghoon da kayıp bir kraliyet soylusu olduğu için şehirdeki işleri her zaman Jaeyun hallediyordu. Savaş muhabbeti çıktığından beri de büyüsünü geliştirmek için uğraşıyordu. Büyüsünün Sunghoon'u nasıl yakmadığını hala çözememişti. Ölü ya da diri hayvanlara ve Layla'ya verdiği hasarın iki katını neden kendisine verdiğini de çözememişti. En azından Layla'yı yakmamayı başarabilirse karşısındakilere zarar vermeden sevdiklerini koruyabilirdi.

Husky de Jaeyun'un yanındaydı o gün. Yıllar geçse de Jaeyun köpeğe isim vermemiş, hep kızım diye seslenmişti.

"Noldu kızım? Baban nerede?" Jaeyun ona sürekli kızım diye seslenince diğerleri de aynı şekilde devam ettirmişti.

Ne var ki Sunghoon Husky'nin pek de umrunda değildi. Paçasından tutup çekiştirmeye çalışıyor, havlıyor, zıplayıp duruyordu.

İkili heyecanlı kurdu anlamaya çalışmayı bırakıp yalnızca takip etmeye karar verdiler ama ona yetişmek bile zordu.

Gittikçe burunlarına yanık kokusu gelmeye başlayınca kurdun heyecanlı değil korkmuş olduğunu fark ettiler, iyice hızlandılar.

En sonunda Jaeyun'un çalıştığı alana geldiler. Sonbahar pek de onun mevsimi değildi belli ki.

Ağaçlar ve yapraklar tutuşmuş, Jaeyun'u bir kıskaca almışlardı. Jaeyun ise sırtını bir kayaya vermiş, yakasıyla burnunu kapatarak kendisini korumaya çalışıyordu. Pek de başarılı olduğu söylenemezdi, uzaktan bile ayakta zor durduğu belli oluyordu.

"Layla kızla beraber geride dur ben ağabeyini alıp geleceğim, ateşin icabına sonra bakacağız. Tamam mı?" Sunghoon'un otoriter sesiyle sakinleştiğini hissetti Layla. Sunghoon kriz yönetiminde cidden iyiydi.

Layla uzakta Husky'yi okşayarak sakinleştirirken Sunghoon sanki hiçbir şeymiş gibi alevlerin içine adımını attı.

Alevler sanki Sunghoon'un önünde eğiliyordu, Jaeyun'un son gördüğü buydu.

O gece Layla ve Husky dumandan zehirlenen Jaeyun'un başında beklerken Sunghoon da koyun güder gibi alevleri dereye doğru sürerek her bir korun sönmesini sağlamıştı.

Daha sonra kulübeye döndüğünde Layla'nın direktifleriyle Jaeyun'la ilgilenmeye başladı. Layla da o sırada kasabaya inerek abisine iyi gelecek birkaç şey alacaktı.

Eğer olacakları bilseydi Jaeyun ne yapar eder o yataktan kalkar ve Layla'nın gitmesini engellerdi.

______________

ficin finali kafamda hazir ama ne cesit iskenceler planladigimi simdilik bilmeseniz de olur

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Two BirdsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin