bölüm iki; kanıyorduk

74 12 27
                                    

bölüm şarkısı: redd - kanıyorduk

☆彡

Güneş ışıklarının bulunduğu yeri  aydınlatmaya başlayıp gözlerini kamaştırmasıyla sigarasını odadaki küllükte söndürmüştü ela gözlü çocuk. Dün gece Ayşe ile yaşadıkları anlar tekrar tekrar zihninde dönüyor yalnızca tek bir gerçek onun için değişmiyordu. Karşısında gördüğü kişi kadın değil erkekti onun için. Arzuladığı beden kendi hemcinsiydi.

Bu farkındalık üzerine oturmuş, bir yandan da sanki karnına tekmeler yağdırıyor gibi hissettirmişti. Arka cebindeki cüzdanını çıkardı ve içindeki kömür karası gözlü çocuğun fotoğrafını parmakları arasına aldı.

Sanki yıllardır özlemini çektiği birinin fotoğrafına bakıyor, o fotoğrafa yeni bulmuş bir edayla gülümsüyordu. Nasılda yakışmıştı gülümsemek gencin yüzüne.

Cenan sanki bir devle savaşıyordu. Duyguları onu bir kargaşadan çıkamadan yenisine sokuyordu. Yorulmuştu. Yeni bir sayfada açamıyordu hayatında, istese de yapamıyordu. Dün gece bir şeyi çok iyi anlamıştı. Hiçbir beden, eli Arif'in tenine yanlışlıkla değdiği anda bile hissettiği gibi hissettiremiyordu.

Kanıyordu sanki kalbi. Biri eline bir hançer almış durmaksızın saplıyordu göğsüne. Veya sanki Arif kalbini elleri arasına almış sıkıyordu bütün yılların acısını çıkarmak istermiş gibi. Özlemek Arif'i, daha onu görmesinin üzerinden günler bile geçmemişken, acıtıyordu. Kalbi sanki bir kağıt gibi yırtılıyordu. Arif'i gördüğü ilk andan beri bir devle savaşıyordu Cenan.

Düşüncelerinin toplanıp oluşturduğu o dev onun yaşamını elleri arasına almış kukla misali oynatıyordu onu.
"İbne mi olacaksın lan onun gibi? Yüzüne tükürülmeyi bile hak etmeyen biri mi olacaksın? Bir çöp parçası mı olacaksın? Koleksiyonun bozuk parçası mı olacaksın lan?"

Aklındaki düşünceler onu o kadar ele geçirmişti ki elindeki fotoğrafı parçalara ayırmak istedi o an. İki eli arasına aldı fotoğrafı ve bir ucundan hafifçe yırtmaya başladı ancak devamını getirmeye çalıştığı yerde kalbi ona inat ediyormuş gibi bağırıyordu sanki. "Yapma!" diyordu. "Onu kalbinden bu şekilde sökemezsin." diyordu.

O an fark etti Cenan, kanayan kalbi aşkla kanıyordu. Aşık olduğu, hemcinsine tutulduğu için kanıyordu. Kalbi bile bunun yanlış olduğunu bilirken Cenan nasıl itiraz edebilirdi ki?

Fotoğrafın üzerine açtığı hafif yırtığa baktı ve düşündü. Arif'in bu fotoğrafını çaktırmadan almaya çalıştığı günü düşündü. O gün Arif ve Emre okul için vesikalık çektirecekti ve yanlarında Cenan'ı da istemişlerdi. Onu zorlayarak götürdükleri fotoğrafçının kapısından girip işlerini hallettikten sonra fotoğrafları almışlardı.

Eve vardıklarında Arif fotoğrafına bakıyordu Emre ise ne kadar yakışıklı çıktığına dair kendi kendine övünüyordu. "Heyt be analar neler doğuruyor!"

"Bi' sus be kardeşim." Arif fotoğraflarını önceden ayırdığı dosyalara yerleştirirken konuşmuştu.

"Kıskandın mı lan sen beni?" Emre ortama büyük bir kahkaha bırakmıştı ki Cenan aniden ayaklanıp hepsini susturmuştu. "O'lum başımı şişirdiniz, ben bir molaya çıkıyorum."

"Paşamıza bak görende antrenörümüz molasına çıkıyor zanneder." Emre iki elini beline atıp o şekilde ayakta dururken Cenan'a karşı bir tavır takınmıştı. Cenan üstelemeden ve cevap vermeden yoluna devam etmişti. Balkona vardığında cebindeki asla yanından ayırmadığı sigara paketini ve çakmağını çıkardı.

Paketten bir dal aldı nazik hareketlerle, güneşin batışına çevirdi elalarını ve bir süre bakışlarını gökyüzünde oyaladıktan sonra dudakları arasına yerleştirdiği sigarasını yaktı. Oflayarak vermişti ağzındaki dumanı dışarıya doğru.

mükemmel boşluk , arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin